BM'de dün gerçekleşen oylama öncesi Trump "Bizden milyonlarca,milyarlarca dolar alıyorlar, sonrabize karşı oy kullanıyorlar. Buböyle gitmez" diye tehdit ediyordu.
Emlakçı, tam bir tüccar felsefesiyle konuşuyordu. "İradenizi dolara satın" diyordu. ABD'nin "Kudüs kararı"na karşı çıkan ve aleyhte oy veren ülkeleri adeta aşağılıyordu.
Askeri veya ekonomik yardım yaptığı ülkeleri "Düdük" yerine koyuyordu adeta.
"Parayı ben veriyorum, düdüğü bençalarım"ın tüm dünyaya aleni, yüzsüzce veresmen ilan edilmesiydi olay.
S.Arabistan, Bahreyn, BAE gibi ülkeler Amerika'dan yardım almıyordu. Tam tersine petrolden kazandıklarını ABD'nin kasasına yatıran ülkelerdi.
Trump'ın "Parayı veren düdüğü çalar" mantığına göre bu üç Arap ülkesinin Amerika'yı düdük yerine koyması lazımdı.
Ancak korkak kuklalar asla düdük çalacak liderler olamazdı. Onlardan sadece düdük olurdu.
Nitekim Bahreyn Dışişleri Bakanı BM'deki oylamaya saatler kala zıpçıktı gibi fırladı. "Faşistİslam Cumhuriyeti İran'la savaşımızdabize ABD yardım ediyor. Tali bir meseleiçin kavga çıkarmanın gereği yok" diyordu.
Tali mesele dediği BM'de dün gerçekleşen oylamaydı.
Kudüs'e sahip çıkmak tali yani önemsiz bir konuydu eleman için.
Bir de İran'ı anlatırken "Faşist İslam" tabirini kullanacak kadar alçaklaşıyordu. İslam'ın faşizmi mi olurdu? Faşist devlet dese anlardık. Ancak Batı'nın İslam dinine saldırmak için kullandığı "Terörist" gibi yaftalara bir yenisini daha ekliyordu ahmak.
Ve Trump'ın tehdidine destek vererek "Bendüdüğüm" diye bağırıyordu.
Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkmak için Suud ailesine kafalayarak Vehhabiliği kuran İngiliz casusu Hempher anılarında "Ne kadarparçalara ayırırsak, o küçük parçaları okadar kolay yönetiriz." diyordu.
Onun için düdük kadar Bahreyn'i devlet haline getirdiler. Medine'yi İngiliz'e bırakmamak için 3 yıla yakın canını ortaya koyan Osmanlı Paşası'na Dışişleri Bakanı ile alçakça iftira atan Birleşik Arap Emirlikleri 8.2 milyon nüfusa sahipti. Ancak bunun sadece yüzde 10'u Arap'tı.
Yüzde 90'ı ise yabancıydı nüfusun. Demokrasi havarisi BATI, kendi ülkelerinde azınlık olanlara önce iktidar verdiler sonra sağıp ineğe çevirdiler.
Hem para verip hem de düdüğe çevrilen zavallı ahmaklar topluluğu oluşturdular hainlerle parçaladıkları Osmanlı coğrafyasında.
ABD'de son dönemde tüm başkanlara danışmanlık ederek perde arkasından yöneten Henry Kissinger bakın ne diyordu; "İslam, ortaya çıkışının ilk yüzyıllarında,o zamana kadar görülmüş en adaletli vegüvenilir dünya düzenini kurdu. OsmanlıDevleti, gerileme dönemine kadar, budüzenin devam ettirici GÜCÜ oldu. Kapitalizm ile birlikte Batı'nınöncülüğünde, yeni dünya düzenikurulması kaçınılmazdı. OsmanlıDevleti'nden sonra dünya düzeninişekillendirmeye çalışan Avrupa,bugünlerde geçmişi ile geleceği arasınasıkışmış, kararsız bir görüntü veriyor. Tüm veriler yeni dünya düzeninikurabilecek lokomotif gücün ABDolduğunu gösteriyor."Kissinger Rusya'nın eski gücünü bulamayacağınısöylüyor, Çin'in yeni yüzyıla damgasınıvuracağını iddia ediyor. Çok önemli bir noktanınaltını bakın nasıl çiziyor; "Doğal olarak, yeni dünya düzeni tekbir ülkenin çabaları ile kurulamaz. Hele,küresel bir sistem, mutlaka devletlerinGENİŞ DESTEĞİNİ almalıdır. ABD bukonuda, sadece öncülük edebilir."ABD BM'de dün yapılan oylama öncesiülkelerin iradesini açık bir şekilde dolarla satınalma yolunu seçerek, tüm dünya halklarıüzerinde büyük bir nefretin ilk kıvılcımınıçakmıştır.
Türkiye, Trump'ın "Kudüs kararı"nı BM'ye taşıyarak müthiş bir hamle yapmıştır. ABD, Kissinger'in bahsettiği "Geniş desteği" alamayarak Küresel Güç olma yolunda ağır yara almıştır.
Oylama miladdır, tarihi sonuçları olan büyük bir olaydır... BM'ye üye 193 ülkeden 128'inin Ankara'nın yanında yer alarak, 8 ülkenin desteğini alabilen Trump'a "Hayır" demesi dünyaya "YENİ TÜRKİYE"nin ilanıdır.
Yıllardır yazıyoruz. Türkiye'yi yanına alamayanlar bölgede ve dünyada kazanamaz.
Lokomotif raydan çıkar.
BM'deki oylamada sadece düdükleri cebine koyabilen ABD bir kez daha yapayalnız ve desteksiz kalarak dünyaya rezil olmuştur.
"Yapayalnız ve desteksiz kalmanın" deyimler sözlüğündeki tam karşılığı "DÜDÜKGİBİ KALMAK" olarak geçiyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.