Karada, denizde ve havada İstanbul güvende
İstanbul Emniyeti ile havadan, karadan, denizden şehrin nasıl korunduğunu yerinde kontrol ettik. Sokakları, çarşıları, meydanları gezdik; toplu taşıma araçlarındaki güvenlik önlemlerini gözlemledik. Hatta 1650 kameradan gelen görüntülerin toplandığı merkez üssüne girdik. Gördük ki şehirdeki güvenlik konsepti tamamen değişmiş. Polis her yerde ve hayatın akışını bozmadan tüm önlemlerini almış vaziyette.
Olkan ÖZYURT / PAZAR SABAH
Fatih'teki Çarşamba Pazarı'nda gün ortasında iki genç yanınızdan geçiyor. Sanıyorsunuz ki onlar da alışveriş yapıyor. Oysa onlar sivil polis ve pazarın güvenliğini sağladıkları gibi her türlü suçu da önlemek için oradalar. Bu sadece Çarşamba Pazarı'na özgü bir durum değil. Şehrin muhtelif yerlerindeki pazarlarda da durum böyle...
Ya meydanlarda? İstanbul'un en turistlik noktalarının biri Sultanahmet Meydanı. Olağan bir günde yaklaşık 150 polis görev yapıyor burada. Güven Timleri resmi olarak devriye atıyorlar meydanda, sokaklarda, cami avlularında. Başka ekipler de var. Çoğu da sivil. Onların varlığı güven veriyor. Meydanda eşiyle çocuğu ile dolaşanlar, arkadaşlarıyla gezenler, turistler bu durumdan memnun görünüyor. Taksim Meydanı'nda da durum pek farklı değil. İstiklal Caddesi'nde sivil polisler adeta cirit atıyor. Kendilerini belli etmeden terörden asayişe her türlü olaya bakıyorlar.
Marmaray'ın her durağındaki Güven Timleri'ni görmüşsünüzdür. Trene binmeden önceki güvenlik noktalarında sıkı bir aramadan geçiriyorlar yolcuları. Seriler, güler yüzlüler ve kibarlar. Gerekli görürlerse ayrıntılı arama da yapabilecek durumdalar... Keza metrobüs duraklarında, travmaylarda da varlar. Vapurlarda göremediğimiz sivil polisler bizlerle seyahat ediyorlar. Vapur iskelelerinde polis önlemini almış durumda...
Bunları neden anlatıyoruz? Malum İstanbul'da yaşanan terör saldırıları sonrasında insanlarda ister istemez bir güvenlik kaygısı oluştu. Sokaklar, meydanlar, alışveriş merkezleri, çarşı pazarlar, toplu taşıma araçları güvenli mi diye herkes içten içe kendine sorar oldu. Tek bir cevap verecek olursak bu soruya, "Bu kaygılar gereksiz" deriz. Nereden biliyorsunuz derseniz, bir hafta boyunca İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı çeşitli departmandaki polislerle sokakları, meydanları, pazarları gezdik, toplu taşıma araçlarında yolculuk ettik, uygulamalarını yerinde gözlemledik, şehrin 1650 noktasındaki kameralardan gelen görüntüleri inceleyen, İstanbullulardan gelen ihbarları anında değerlendiren Haber Merkezi'nde polisin faaliyetlerini gözlemledik. Telaşa mahal yok. İstanbul güvenli.
Fatih'teki Çarşamba Pazarı'nda gün ortasında iki genç yanınızdan geçiyor. Sanıyorsunuz ki onlar da alışveriş yapıyor. Oysa onlar sivil polis ve pazarın güvenliğini sağladıkları gibi her türlü suçu da önlemek için oradalar. Bu sadece Çarşamba Pazarı'na özgü bir durum değil. Şehrin muhtelif yerlerindeki pazarlarda da durum böyle...
Ya meydanlarda? İstanbul'un en turistlik noktalarının biri Sultanahmet Meydanı. Olağan bir günde yaklaşık 150 polis görev yapıyor burada. Güven Timleri resmi olarak devriye atıyorlar meydanda, sokaklarda, cami avlularında. Başka ekipler de var. Çoğu da sivil. Onların varlığı güven veriyor. Meydanda eşiyle çocuğu ile dolaşanlar, arkadaşlarıyla gezenler, turistler bu durumdan memnun görünüyor. Taksim Meydanı'nda da durum pek farklı değil. İstiklal Caddesi'nde sivil polisler adeta cirit atıyor. Kendilerini belli etmeden terörden asayişe her türlü olaya bakıyorlar.
Marmaray'ın her durağındaki Güven Timleri'ni görmüşsünüzdür. Trene binmeden önceki güvenlik noktalarında sıkı bir aramadan geçiriyorlar yolcuları. Seriler, güler yüzlüler ve kibarlar. Gerekli görürlerse ayrıntılı arama da yapabilecek durumdalar... Keza metrobüs duraklarında, travmaylarda da varlar. Vapurlarda göremediğimiz sivil polisler bizlerle seyahat ediyorlar. Vapur iskelelerinde polis önlemini almış durumda...
Bunları neden anlatıyoruz? Malum İstanbul'da yaşanan terör saldırıları sonrasında insanlarda ister istemez bir güvenlik kaygısı oluştu. Sokaklar, meydanlar, alışveriş merkezleri, çarşı pazarlar, toplu taşıma araçları güvenli mi diye herkes içten içe kendine sorar oldu. Tek bir cevap verecek olursak bu soruya, "Bu kaygılar gereksiz" deriz. Nereden biliyorsunuz derseniz, bir hafta boyunca İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı çeşitli departmandaki polislerle sokakları, meydanları, pazarları gezdik, toplu taşıma araçlarında yolculuk ettik, uygulamalarını yerinde gözlemledik, şehrin 1650 noktasındaki kameralardan gelen görüntüleri inceleyen, İstanbullulardan gelen ihbarları anında değerlendiren Haber Merkezi'nde polisin faaliyetlerini gözlemledik. Telaşa mahal yok. İstanbul güvenli.
Ama bu cümleyi kurmamız ve insanların da kendilerini güvende hissetmeleri için çok ciddi bir çalışma yapılıyor. Takdir edersiniz ki İstanbul 15 milyonluk bir şehir. Şehrin her alanında güvenliği sağlamak, suçlularla mücadele etmek hiç de kolay değil. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü de bunun farkında, önlemlerini bu farkındalık çerçevesinde almış. İstanbul karadan, denizden ve havadan Tuzla'dan Silivri'ye kadar bir güvenlik ağı ile örülmüş adeta...
Yakın zamanda insanlardaki güvenlik algısında yaşanan değişim ve İstanbul'un terör hedefi bir şehir olması da plana katılarak güvenlik konseptinde ciddi değişiklikler yapılmış. Polis her yerde ve güvenliğinizi sağlıyor duygusu vermek için artık daha görünür durumdalar. Lakin en hassas nokta İstanbulluların olağan hayatlarını kesintiye uğratmamak ve insanların kendilerini rahatsız hissetmemelerini sağlamak. Bir haftalık alanda yaptığımız gözlemlerimizde güvenlik-özgürlük arasında önemli bir denge tutturulduğu söylenebilir. Polisler gerektirdiği kadar kararlı ve kibarlar. İnsanlarla iletişim kurarken çok ölçülü bir dil kullanıyorlar. Bir de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra toplumda polise olan güven iyice artmış durumda. İnsanlar bunun etkisiyle polise yardımcı olma konusunda istekliler. Bu da polisin işini daha şevkle yapmasını sağlıyor...
HER DURUMA GÖRE FARKLI GÜVENLİK KONSEPTİ GELİŞTİRİLİYOR
İstanbul'da haftada en az birkaç büyük maç yapılıyor. Şehirde uluslararası festivaller, kongreler hiç eksik olmuyor. Sıklıkla hem yabancı devlet büyükleri hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, bakanlar İstanbul'u ziyaret ediyor. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nde her duruma göre farklı güvenlik konseptleri geliştirilmiş durumda. Takdir edersiniz ki bu konseptler açıklanmıyor. Ama bu konsept çeşitliliği önemli... Bu çeşitlilikte İstanbul İl Emniyet Müdürlüğe bağlı şubeler arasında sıkı bir işbirliği yapılıyor.
7/24 SAAT İSTANBUL KAMERADAN İZLENİYOR
"Uyumayan şehir" deniyor İstanbul için. Doğruya doğru, yaklaşık 40 bin polis bu uyumayan şehrin 7/24 saat güvenliğini sağlamak için can hıraş çalışıyor. Bir yanda karadan, denizden ve havadan örülen güvenlik ağı işletiliyor bir yandan da bu koca metropoldeki suçlarla mücadele ediliyor. Mesela gün ortasında 2 bin hareketli devriye geziyor İstanbul'da, helikopterler, deniz botları devriye atıyor. İstanbul kameralarla da donatılmış durumda. Şehrin 1650 noktasında bulunan kameralardan gelen görüntüler anında İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü içindeki Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü'ne bağlı Haber Merkezi adı verilen bir odadaki devasa ekranda izleniyor. Plaka Takip Sistemi de burada bulunuyor. Yani herhangi bir şüpheli araç plakası tespit edildikten sonra kameralarla buradan takip edilebiliyor. Aynı zamanda telefonla, kısa mesajla ve e-mail ile gelen ihbarlar da anında değerlendiriliyor.
Dedik ya burası İstanbul! Mesela bir cumartesiyi pazara bağlayan gece gelen ihbar sayısı yaklaşık 15 bin civarında. Her türlü ihbar en yakın ekibe bildiriliyor ve olay mahaline en kısa sürede polisin gitmesi sağlanıyor. Gerekli görülürse alandaki ekiplere Haber Merkezi'nden her türlü bilgi ve görüntü de aktarılıyor.
KAPALIÇARŞI, MISIR ÇARŞISI, AVM'LE RDE HER GİRİŞTE ARAMA
Alışveriş merkezleri, tarihi çarşılar, İstanbulluların yoğun olarak bulundukları yerler. Peki buralarda nasıl önlemler alınıyor? Mesela Kapalıçarşı'nın her kapısında arama tarama yapılıyor. Çarşı içinde resmi polisler devriye atıyor. Elbet sivil ekipler de var. Malum Kapalıçarşı büyük bir yer. Biraz da karmaşık bir yapısı var. Bunun için çarşının her noktasını bilen polisler görev yapıyor. Keza Mısır Çarşısı için de geçerli bu. Büyük AVM'lerdeyse genelde sivil polisler görev yapıyor. Çünkü burada arama taramayı kapılarda özel güvenlik yapıyor. Fakat AVM'lerin güvenlik konseptlerini de genelde Emniyet Müdürlüğü belirliyor. İstanbullular ise bu tür güvenlik önlemlerinin alınmasından memnun. Konuştuğum bir amca "Bizim güvenliğimiz için bütün bunlar" diyor.
5 DAKİKADA HAVALANIYOR 20 DAKİKADA İSTANBUL'U HAVADAN TARIYOR
Görmüşsünüzdür, İstanbul semalarında sıklıkla polis helikopteri dolaşır. Bu helikopterler Havacılık Şube Müdürlüğü'ne bağlı. Atatürk Havalimanı'nda her an kalkmaya hazır helikopterler bekletiliyor. Kalksın denildiği andan itibaren beş dakika içinde havalanabiliyor. Terör, asayiş, kaçakçılık, trafik başta olmak üzere birçok alanda polis suçla mücadele ederken, güvenlik önlemleri alınırken bu helikopterlerden etkili bir şekilde yararlanılıyor. Ayrıca önleyici polislik anlayışına yönelik uygulamalarda da helikopterden alınan görüntülerin işe yaradığı artık kanıksanmış durumda. Tuzla'dan Beylikdüzü'ne yaklaşık 20 dakikada gidebilen bu helikopterler üstün teknolojik donanıma sahip. Gece gündüz, havadayken hem video kaydı yapabiliyor hem de fotoğraf çekebiliyor. Görüntüler anında yer ekiplerine ya da operasyon merkezlerine ulaştırılabiliyor.
OTOGARLARDAN PARKLARA HER YERDE DENETLEME
Önleyici Hizmetler Şube'sine bağlı olan Yunuslar emniyet teşkilatının en sevilen polisleri... Bu zaten ismi konulurken de renkleri seçilirken de tasarlanan bir durummuş ve anlaşılan amaca ulaşılmış. Bahar aylarından itibaren motosikletle görev yapsalar da kışın ekip otolarıyla devriye atıyorlar. Gece-gündüz işbaşındalar. Devriye atarak, parklarda, meydanlarda, sokaklarda suçlu avındalar aslında. Otogarlarda, havaalanları çevresinde rutin kontroller yapıyorlar. Kontrol sırasında birçok suçluyu yakalayıp ilgili karakola teslim ediyorlar. Eyüp Meydanı'nda devriye atarken onlarla birkaç saat zaman geçirdik. İnsanlar onlara sürekli tebessüm gösteriyor. İmkan olursa fotoğraf çektirmek istiyorlar... Bir memur arkadaş vatandaşla iletişim konusunda çok hassas olduklarını söylüyor, "Suçlu da olsa zanlı da olsa insan insandır ona göre muamele yapıyoruz" diyor. Hepsinde damla tipi gözlük var. Aslında bu gözlük imaj için takılmıyor. Gözleriyle tarama yaparken kimseyle göz göze gelmemek içinmiş. Gözlük polisin ne tarafa baktığını belli etmiyor. Böylece suçlu ya da zanlının polisle göz göze gelmesi engelleniyor. Çünkü böyle bir durumda ilk refleks olarak hemen kaçmaya çalışıyorlarmış.
PARKLAR, OKUL ÖNLERİ SÜREKLİ KONTROL ALTINDA
Farkında mısınız uzun zamandır İstanbul'daki parklardan suç haberleri gelmiyor. Bunun sebebi aslında geçen yıl başlatılan Mobil Park Polisi uygulaması. İstanbul'daki yaklaşık 5 bin park, sahiller bu mobil polisler tarafından bazen sivil bazen resmi polisler tarafından denetleniyor. Parklar okul yanındaysa okul önleri de bu denetimeye tabii. Okul önünde uyuşturucu satmaya çalışan, parklarda şüpheli olan herkes anında bu polisler tarafından tespit ediliyor.
GÜVENLİK-ÖZGÜRLÜK DENGESİ İYİ KURULMUŞ
Toplu ulaşım noktalarına ağırlıklı olarak Güven Timleri bakıyor. Görünür olmaları gereken yerlerde polis olduklarını belli ediyorlar. Görmemeniz imkansız yani. Görünür olmayan önlemler aldıklarındaysa ortama uyum sağlıyorlar. İnsanlarla mesafeli bir samimiyet çerçevesinde iletişim kuruyorlar. Kibarlar, atikler ve yardımseverler. Arama noktalarında en büyük hassasiyetleri aranan insanlara rahatsızlık vermemek.
Halkta, güvenlik söz konusuysa polise yardımcı olma konusunda bir eğilim var. Ama zaman zaman aramalara itiraz edenler de çıkmıyor değil. Polisler bu durumu anlayışla karşılıyor. Bu tür insanlara da kibarca güvenliğin önemi anlatılıyor. Lakin polisler İstanbullular üzerinde pozitif bir etki bıraktıklarından ilginç olaylar da yaşanıyor. Birine denk geldik. Marmaray'da bir teyze giriş noktasında elleri açık arandıktan sonra kadın polise sarıldı ve öptü...
DENİZDE ASAYİŞ BERKEMAL
İstanbul'da deniz olur da deniz polisi olmaz mı? Deniz Liman Şube Müdürlüğü bir yandan deniz yoluyla İstanbul'a gelen turistlerin ülkeye girişini yapıyor, diğer yandan İstanbul'da deniz üzerinde gerçekleşen her türlü olaya bakıyor. Ki, mesela 2015'te gemilerle 1 milyon turist gelmiş. Gemilerle yapılan insan ya da mazot kaçakçılığı, her türlü boğulma olayına müdahale etmek onların işi. Botlar Boğaz hattında ve sahillerde devriye atıyor. Ki hızlı botlardan bahsediyoruz. Mesela Haliç'ten Boğaziçi'ne 5 dakikada gidebilecek hızdalar. Uzman balıkadamlar kış yaz demeden denizde dalış yapmaya hazırlar. Ayrıca Boğaz'ı kirleten gemilere karşı müdahalede onların sorumluluğunda. Tabii her an yanaşıp bir vapur ya da motorda güvenlik taraması yapabiliyorlar.
POLİS VATANDAŞLA İNSANİ İLİŞKİ KURMA KONUSUNDA NET
- Polisin tipolojisi değişmiş. Göbekli bir tek polise rastlamadık. Sivil polisler kendilerini çok iyi kamufle edebiliyorlar. Bana mısın diyen tanıyamaz!
Birimler arasındaki koordinasyon ve işbirliği çok iyi.
- Emniyet teşkilatında 90'lardaki fevri davranışların yanlışlıkları çoktan anlaşılmış. Vatandaşla insani bir iletişim kurma konusunda çok netler...
- Özellikle 15 Temmuz'dan sonra insanların polise olan güveninde önemli ölçüde artış olmuş.
- İşlerine yarayacak her türlü teknolojiyi kullanma konusunda çok istekliler...
- Kanunların onlara verdiği sınırların dışına çıkmama konusunda hassaslar.
- Mahreme saygılılar. Mesela MOBESE'lerden elde edilen görüntülerde görüntü alanı içindeki evlere, otellere buzlama yapılıyor.
- İstanbul İl Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan'a karşı her kademede hem büyük sevgi hem de saygı var.
- Engellenen birçok eylem elbet kamuoyu ile paylaşılmıyor. Ama birçok eylemin de bu sıkı güvenlik önlemleri ile engellendiği söylenebilir.
- Reina saldırganı olan teröristin canlı yakalanmasının başarılı bir operasyonla gerçekleştiği malumunuz. Bu başarılı operasyondan dolayı emniyet teşkilatında moraller çok yükselmiş durumda.
- Sahada görev yapan polisler farklı şekillerde yine emniyet teşkilatı tarafından denetleniyor.
15 BİN
Bir gecede gelen ihbar sayısı.
2 BİN
Gün ortasında İstanbul'da devriye atan mobil ekip sayısı.
1650
İstanbul'da meydan, cadde, sokaklarındaki kamera sayısı.