Spor yazarları Fenerbahçe'nin Avrupa sınavını yazdı
Türkiye'nin önde gelen spor yazarları Fenerbahçe'nin Zenit zaferini değerlendirdi.
Gürcan Bilgiç: Eski Kadıköy!
Sahanın bize söylediğini bir yana bırakıp, eski Kadıköy Geceleri'nin geri döndüğünü gördük. Tribünler yine eski iddiasına ve hırsına kavuşup, aynı duyguları takıma yansıttı.
Zenit'in dezavantajlarını bir gün önce dillendirdiler. 2,5 aydır maç yapmayan bir ekibin, hem tempo, hem de oyun kurgusu ile sorunlarının olması kaçınılmazdı.
Yine Isla bindirmeleri ile sağ kanattan pozisyon kovaladılar.
Valbuena da kendini bu bölgeye taşıyınca, Hasan Ali sadece opsiyon olarak kaldı. Bu kadar istekle, "bir an önce" telaşıyla direkt olarak kaleye gitmenin, geçmenin mümkün olmadığı bir duvardan atlamaya çalışmak gibi olduğunu, Zenit savunması çok güzel gösterdi.
Golün duran top karambolünden geldiğini de düşünürsek, akan oyunda, Eljif'in şutları dışında kaleciyi zorlayamadılar.
Moses ilk defa 11'deydi, Slimani de uzun bir aradan sonra... Böylesine yumuşak bir rakip ve boş alan bulmalarına rağmen, beklenenin uzağında kaldılar. Fark yaratacak performans Isla ve Harun dışında var mıydı?
Çok koşan, terini sakınmayan oyuncularına rağmen, kendine ait bir oyun ve stratejinin olmadığını hala söyleyebiliriz. Ersun Yanal, hala işe başladığındaki, "ileriye vur, dönen topu kap" formülüne hiçbir ekleme yapmadan devam ediyor.
İyi taraftan bakarsak, Fenerbahçe'nin de akan oyunda rakibine fırsat vermediğini söylemeliyiz. Harun'un kurtardığı penaltı, belki de turun anahtarı olacak. Gol yemeden rövanşa gitmek, bu baskıyı rakibe vermek de önemliydi. Ama ne olursa olsun, Slimanı'yi tekrar takımın parçası yapmak gerekiyor.
İlker Yağcıoğlu: Daha farklı bitebilirdi / Takvim
Önce skordan başlayalım, Avrupa Kupaları'nda kendi sahanızda aldığınız 1-0'lık galibiyet önemli bir avantajdır. Çünkü deplasmanda atacağınız bir gol rakibin 3 gol atmasını gerektirir. Bu yüzden Fenerbahçe'nin avantajlı bir skor aldığını söyleyebiliriz. Oyuna gelecek olursak, bence oyun skordan daha iyiydi. Özellikle beni 50-60 dakikalık bölümde Fenerbahçe planladığı herşeyi sahada uyguladı.
Penaltı pozisyonu şanssızlıktı.
Fenerbahçe bunun haricinde rakibine pozisyon vermedi.
Fenerbahçe buna karşın rakip kalede önemli pozisyonlar buldu ama farkı artıramadı.
VALBUENA GÜNÜNDEYDİ
Valbuena'nın ilk 11'de başlaması hepimiz için sürprizdi.
Ama oynadığı oyunla "Ben ihmal edilecek bir oyuncu değilim" mesajı verdi. Gecenin bir diğer başarılı ismi de Isla'ydı.
Fenerbahçe'yi resmen bir kişi fazla oynattı.
Rakip kalede gelişen her tehlikeli atakta vardı.
Sadık- Skrtel ikilisinin özellikle de Sadık'ın maç boyu Zenit'in dev forveti Dzyuba'ya adım attırmaması da Fenerbahçe'nin aldığı galibiyette önemli rol oynadı.
MAÇIN EN İYİSİ: ISLA
Fenerbaçe'yi 1 kişi fazla oynattı.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ: DZYUBA
Sadık-Skrtel ikilisinin arasında etkisizdi.
Mustafa Çulcu: Otorite ve saygınlık
Fransa'nın 3 numaralı hakemi olan Ruddy Buquet, 42 yaşında, 2011 yılından bu yana FIFA kokartı taşıyor, UEFA'nın First Class hakemi.. Müsabakanın başından sonuna kadar oyuncular üzerindeki otoritesi, oyuna hakimiyeti ve saygınlığı üst seviyedeydi.
Sakin oluşu, beden dilini çok iyi kullanması, pozitif futbola destek vermesi de en büyük artılarıydı.
Müsabakanın 5. dakikasında Zenit'li Rakitskiy (44) Moses'e yapmış olduğu faulde çıkardığı sarı kart, maçın kontrolü ve hakemin otoritesinin kabulü açısından çok doğru bir hamle oldu.
Bu pozisyonda belki bazı kişiler kırmızı kart bekliyor olabilir ama hareket sarı kartlık bir hareketti, ki hakem de doğru bir karar verdi.
39. dakikada Fenerbahçe ceza alanında İsla ile Hernani mücadelesinde Zenit penaltı bekledi ama pozisyonun penaltı ile uzaktanyakından alakası yoktu.
Hakemin devam kararı doğruydu.
Maçın en önemli dakikalarından biri olan 43'te Zenit lehine verilen penaltıydı..
Mehmet Topal, ceza sahası içerisinde top için mücadele esnasında Driussi'nin ayak bileğine arkadan dikkatsiz bir hamle yapıyor. Dolayısı ile verilen penaltı net doğru bir karar. Karta gerek yok, penaltı çalmak yeterli bu pozisyonda. Kaleci Harun'un penaltıyı kurtarması da Fenerbahçe takımı için büyük moral oldu.
Hakemin maç boyunca göstermiş olduğu tüm sarı kartlar yerinde ve doğruydu. Başarılı bir müsabaka yönetti.
Bu 1-0'lık galibiyet, zor günler geçiren Fenerbahçe açısından çok önemli moralmotivasyon artırıcı bir başarı oldu.
Oynanan oyuna baktığımız zaman Zenit, savunma futbola oynuyor, hücuma kontrataklarla çıkıyor, zaman zaman tehlikeli pozisyonlar yakaladıklarını da gördük. Bu nedenle Fenerbahçe'nin deplasmandaki rövanş maçında çok daha temkinli, sakin ve akıllı bir futbol oynayarak turu geçeceğine inanıyoruz. Türk futbolu açısından beklentimiz de bu!
Bülent Timurlenk: Yanal'ın doğruları / Sabah
Sezon başında Avrupa listesine yazılmayanlar, Ocak ayındaki transferlerle yazılamayanlar ve sakatlıklar...
Ersun Yanal'ın lig ve Avrupa için ideal 11 oluşturabilmesi mümkün değildi. Dün Zenit karşısında doğru 11 ile istediğini aldı. Eleminasyon turunda atmak kadar, ilk maçta sahanda yememek de mühim.
Ersun Yanal önceki gün bunun altını çizmişti, dün sezon başından beri Fenerbahçe Moses, Valbuena ve arkasında Isla ve Hasan Ali ile ilk kez kanatlarını bu kadar etkin kullandı.
Dikine oynayan kazanıyor bu oyunda. Isınmada sakatlanan Tolgay'ın yerine oynayan Eljif, özellikle Zajc transferi sonrasında üçüncü tercih olmuştu. Ama genç oyuncu Avrupa listesinde olmayan takım arkadaşlarının yokluğunu çok iyi değerlendirdi. Mücadelesi harika, biraz da şut kalitesini yükseltirse Fenerbahçe'de her zaman forması garanti olur.
Harun Tekin'in kurtardığı penaltı, turun kilidi olacak gibi.
Sadık'ın Dzyuba gibi bir dev karşısında verdiği mücadele, Moses'ın hücumlara kattığı kalite, ara ara küsen Valbuena'nın dün ortaya koyduğu futbol Fenerbahçe için önemli artılar.
İki ay önce kura çekildiğinde Zenit favoriydi ama futbolda bu süre çok uzun zaman. Aralık ayının ilk haftasından beri resmi maç yapmayan Ruslar, dün son 10-15 dakika dışında ortalıkta yoktular.
Rövanşta Fenerbahçe'nin kalesini bu maçta olduğu gibi savunması lazım.
Emre Bol: Penaltı uzmanı
Moses herhalde Comolli'nin yaptığı en doğru transfer!
Saha içi performansı bir yana çok da iyi bir profesyonel.
Kendisine o kadar faul yapılmasına karşın ne rakiplere ne de hakeme tek bir itirazı olmadı.
Fenerbahçe'nin hücum gücünü neredeyse yüzde 50 artırdı.
En son 9 Aralıkta resmi maç oynamış Zenit'i böyle yakalamışken daha farklı bir skor yapmak gerekiyordu. Sürekli aynı kanat hücumlarıyla yüklendi Fenerbahçe.
Zira Tolgay'ın maç başlamadan hemen önce sakatlanması merkezden yapılacak hücum planını suya düşürdü. Yerine forma giyen Elmas çok iyi oynasa da forvet arkası oynayabilecek özelliklere sahip değil.
Kalan tek plan Moses ve Valbuena'nın getirdiği toplarla girilebilecek pozisyonlardı. Özellikle Moses'ın rakibini eksilterek yaptığı dikine oyun Zenit'in dengesini bozdu.
Kanatlardan ceza sahasına yapılan bunca girişimin ödülü tek golden fazlası olmalıydı. Slimani attığı gole rağmen yine takımın en etkisiz oyuncusuydu.
Gelelim Harun'a... 1-2-3 değil tam 11 penaltı kurtarmış kariyerinde...
Buna tesadüf demek abesle iştigal olur. Artık ona "penaltı profesörü" lakabı yakışır.
Takım onun kurtarışı sayesinde avantajı cebine koydu. Fenerbahçe bu sezon özellikle ligde taraftarını çok üzdü. Hiç değilse Avrupa'da yüzümüzü güldürdü.
Ersun Yanal'ın bundan sonraki hedefi Avrupa'da sonuna kadar gitmek olmalı. Taraftar bu acılı sezonu ancak bu şekilde unutur.
Dr. Gürkan Kubilay: Umutlar sürüyor
18-29. dakika arasına baktığımızda, bulduğu gol hariç, net en az 3 pozisyonu vardı Fenerbahçe'nin, yani 4 golü bulması işten bile değildi.
Karşılaşmada 44. dakikaya kadar, kalemize şutu olmayan Zenit'in, Mehmet Topal'ın gereksiz yere yaptığı penaltıyı atarken düşüncem buydu.
Ama bir taraftan da "Penaltı canavarı Harun kurtarır ve haksız bir ilk yarı sonucunu önler" diye de düşünüyordum. Nitekim öyle de oldu.
Aslında, çok iyi oynadı ilk yarıyı Fenerbahçe, ön alanda bastı, rakibi çıkartmadı, kendi kalesine getirmeyip, ön alanda müthiş bir baskı kurdu.
Valbuena ve Moses sürekli dikine oynadılar.
Elif, orta alandan hücuma sürpriz giden adam olarak gol kaçırdı.
Özellikle sağ bekteki Şilili İsla, daha az da olsa Hasan Ali Kaldırım sürekli bindirdi.
Skrtel ve Sadık iyice öne çıkıp, takımın boyunu kısalttı.
Jailson ve Mehmet Topal, rakibin orta sahasına üstünlük kurdu.
Slimani de gol atınca, sarılacivertlilerde kötü oynayan kalmadı ilk yarıda...
İkinci yarıda daha kontrollü başladı takım. 60'dan sonra oyundan düşmeler başlayınca Elif-Ayew değişti.
Kenar ortaları daha fazla kullanmaya başladı Zenit.
Takım yorulunca final paslarındaki başarısızlık oranı arttı.
Alper, Moses ile değişti.
Bu skor bence iyi bir skor, umutlar devam ediyor.
Oktay Derelioğlu: Fener tura göz kırptı / Takvim
Ligde inişli çıkışlı bir performans gösteren Fenerbahçe, taraftarının da desteğile Zenit maçına çok etkili başladı. İlk dakikadan itibaren oyunun kontrolünü eline alan Sarı-Lacivertliler, aradığı üstünlük sayınısı Slimani ile buldu.
Uzun süredir sessiz olan Slimani de attığı golle şanssızlığını kırmış oldu. Fenerbahçe dün topa sahip oldu, iyi pas yaptı, rakibine şans tanımadı... Bekler Isla ve Hasan Ali de hücuma katkı verdi.
Sarı-Lacivertliler bu denli etkili oynamışken bence farkı daha da açmalıydı. Dün gecenin tek olumsuz yanı Fenerbahçe'nin daha farklı bir galibiyet alamamasıydı.
TUR İÇİN YETEBİLİR
AMA ben Fenerbahçe'nin böyle oynaması durumunda Zenit'le deplasmanda oynayacağı maçta turu geçeceğini düşünüyorum. Dün akşamki maçla ilgili bir parantez de Harun'a açmak lazım. Mehmet Topal'ın istemsizce yaptırdığı penaltıda harika bir refleksle gole izin vermeyen Harun, takımını ayakta tuttu. Penaltılardaki başarılı performansını da sürdürdü.
Fenerbahçe ikinci yarıda biraz oyunun temposunu düşürdü. Skoru korumak yerine ikinci gol için baskı yapsalardı golü rahatlıkla bulabilirlerdi.
Fenerbahçe'nin sahasında aldığı 1-0'lık galibiyet turu geçmek için yeterli olacaktır.
MAÇIN EN İYİSİ: HARUN
Fenerbahçe'yi ayakta tutan isim oldu.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ: MAK
Penaltı kaçırdı. Oyun içinde de etkisizdi.