Koalisyon güçleri, ABD, PYD-YPG, devrim muhafızları (İran), Hizbullah, Rusya, Suriye rejimi, Alman, İngiliz istihbaratı orada... Özgür Suriye Ordusu'nun yanı sıra, bölgenin asli sahiplerini destekleyen ve kendi topraklarına yönelik terör saldırısını önlemeye çalışan Türk Silahlı Kuvvetleri de sahada.
Üst düzey askeri yetkililerin aktardığına göre, bölgede dengeler her gün değişiyor.
Düşmanlar dost, dostlar düşman olabiliyor.
Ve bütün hesaplar Ankara'nın stratejik önemini gördüğü ana kadar pek çok ülkenin yan bile bakmadığı El Bab'da düğümleniyor.
TSK, "Gözümüzün gördüğündençekinmeyiz. Havadan gelecek saldırıdanendişe ederiz" diyordu. Maalesefendişesinde haklı çıktı. Bölgenin karanlıkgüçleri, El Bab yakınlarındaki TSK mevzilerinehava saldırısı düzenledi. Rusya, "Failbiz değiliz" dediğine ve şimdilik ikna edicibulunduğuna göre, "Olağan şüpheli kimacaba?"
Cevap, dikkatli biçimde veriliyor ve ohain saldırıyı düzenleyen hava taşıtı için (kiİHA olması muhtemel) "İmal edeni farklı,kullananı farklı!" deniliyor. Yanıt, konuyailgi gösterenler bakımından çok şey ifadeediyor!
TL ÇAĞRISININ ANLAMI!
Ekonominin kendine özgü kuralları vardır ama bazı anlarda ülkelere özgü kurallar da işler. Tıpkı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "TL'ye dönme çağrısında" olduğu gibi. Tecrübeler gösteriyor ki küresel türbülans ortamlarında üç konu ön plana çıkıyor: 1- Piyasalarla ve kamuoyu ile etkili iletişim. 2- Yapısal ekonomik reformlarda kararlılık. 3- Kısa vadede atılacak adımlar.
TL'nin kullanımını artırma ve döviz üzerindeki baskıyı azaltma çabalarını hem geçiş dönemi önlemi, hem de yapısal ekonomik değişimin öncü adımı olarak görmek lazım. Ne demek istiyoruz?
Ekonomide her zaman yapılacak bir şeyler vardır. Olağan dönemlerde hissedilmeyen pek çok husus, özellikli dönemlerde görünür olur.
Örneğin, kamunun döviz üzerinden ihale yapması ve döviz tahsil etmesi yerine, işlemleri TL üzerinden neticelendirmesi gibi...
Alışveriş Merkezleri'nin döviz bazında dükkân kiralaması, marka konut projelerinde metrekare satış fiyatının dövize endekslenmesi yerine TL'nin esas alınması da mümkündür. Hepsi küçük gibi görünen bu hamlelerin suya atılan taş misali dalga dalga yayıldığı görülmüştür. Söz konusu girişimde Merkez Bankası ekibinin tespit ve önerilerinin katkısı büyüktür. Şimdi sıra Hazine'dedir. Hazine yönetimi de borçlanma enstrümanlarında halka cazip gelecek seçenekler üretebilir, tasarrufların dövize kaymasını önleyeceği gibi dövizden TL'ye geçilmesini teşvik edebilir.
BDDK, SPK, Kredi Garanti Fonu'nun açılan bu yolda ilerlemesi, toplumsal sağduyu ve piyasa duyarlılığı ile global dalga boyu azaltılabilir. Hep söylüyoruz... Piyasa romantik değildir. Ama piyasa gerçekleri için de alternatif çözümler bulunur. Yeter ki samimiyet ve işbirliği olsun!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.