Salı günü
Beyaz Saray'ın kapısında, Trump'ın ve
içinde Erdoğan'ın
olduğu
Türkiye Cumhurbaşkanlığı forslu siyah Mercedes'in belirdiği anda heyecan doruğa
çıkmıştı.
Bütün haberciler nefeslerini tutmuştu.
Çünkü dünya devi ABD'nin
aşırılıklarıyla meşhur başkanı ile Türkiye'nin karizmatik lideri ilk kez karşılaşacaklardı.
Kim bilir o an, basın tarihine geçecek nasıl enstantanelere gebeydi...
Beklerken, bir yandan da farklı perspektifleri kaçırmamak için yabancı ve yerel haber kanalları arasında sürekli geziniyordum.
İstisnasız hepsi akışlarını yıkmış canlı yayındaydı.
Sıra,
Türkiye'yi dünyaya İngilizce "tanıtmak" için kurulan resmi haber kanalımız TRT World'e gelince gözlerime
inanamadım!
Kanal, 19.40'ta Türkiye Cumhurbaşkanı ile ABD Başkanı'nın ilk kez karşı karşıya geldiği dakikalarda
tenisçi Sharapova sohbetindeydi.
Evet, doğru duydunuz...
Bir tek, işi sadece dünyaya Türkiye'den seslenmek olan bu kanal "Beyond The Game" adlı programı yıkmayı göze alamamıştı.
Hadi diyelim tüm kanal uyuyakaldı ve
hayatlarının haberini atladılar...
İyi de arkadaş
bu kadar derin uyunmaz ki!
Zira iki lider içeri geçip kameralar karşısında ilk açıklamalarını yaparken de
meslektaşlarımız spor magazine devam ediyordu...
Nihayet, 20 dakikadan fazla süren
şekerlemenin ardından saat başında, Erdoğan ve Trump üçüncü duraklarına, kürsüye gelince kanal canlı yayına başladı.
Şimdi siz söyleyin lütfen, olacak iş mi?
***
Benim maksadım gazetecilik sizinkini bilmiyorum
TRT World ile ilgili bu habercilik eleştirilerimi dillendirince kurumu vergileriyle ayakta tutan
vatandaşlar yani "gerçek patron" isyan etti tabii ki.
Ancak özel olduğu için burada bahsetmeyeceğim kabalıklar ve
Twitter'daki sahte isimle açılmış hesapların saldırısı da manidardı.
Ardından kurum resmi bir açıklama yaparak eleştirilerin "
maksatlı" olduğunu yani benim ve skandala şahit olan seyircilerin yalan söylediğini iddia etti.
Bu ağır ithamı çürütmenin ve kimin yalan söylediğini ispat etmenin kolay bir yolu var beyler!
Tüm kanalların Beyaz Saray'a canlı bağlandığı 19.40 ve sonrasında dakikalarca ne yayın yaptınız, açıklayın. Bakın yanda o ana ait ekran görüntünüz var. RTÜK kayıtları da ortada.
"
Ama sonrasında zirvenin şu kadar saat haberini verdik"
türünden komik açıklamalarla ya
da gazetecilere ve seyirciye hakaret
ederek bu aymazlığı örtemezsiniz.
Bir habercinin ağzına yakışmayan
"fitne" laflarını ve kibri de bırakın.
Hodri meydan!
Oysa ne kadar kolaydı, hatanızı kabul edip, "refleksimiz zayıftı" türünden saygılı bir özeleştiriyle devam etmek.
Öyle ya,
bu halk bu seyirci, samimi olduğu için kimleri affetmedi ki?
Ha bir de hazır yeri gelmişken soralım. TRT World'ü eleştirince küfür ve hakaretlerle sosyal medyadan devreye giren bu
troller kadrolu mu sözleşmeli mi acaba?