Son düzlükte her türlü rezilliğe, provokasyona hazır olun!
07.04.2017, Cuma
Söylenebilecek her türlüyalan söylendi. Çarpıtmalar birbiri ardına dizildi. Siyasi ihanetin manifestolarıyazıldı. Tehdidin, parmak sallamanınbini birpara...
Ama bitmedi.
Çünkü işe yaramıyor.
Zira seçmen elinde söyleyecek tek bir doğrusu olanın "Referandumdaeğer evet çıkarsaCumhurbaşkanı1+1 evleri yasaklayabilecek" türünden zavallıca yalanlara tenezzül etmeyeceğini biliyor.
"Tek adamlık geliyor"diye karşı çıktığı sistemi aynızamanda "çok başlılık olacak"diye de eleştirebilenmuhalefet liderine çocuklar bilegülüyor.
"Evet diyorum" dediğiyazısında niçin hayır oyuverilmesi gerektiğini anlatanve küskün olduğu kadarsinsi de olabilen ikbal pervanelerinikimse ciddiye almıyor.
"Evet" mitingine katılacağıduyurulunca hayırcılarınsitem ettiği siyasilere gramsaygınlığı, özgül ağırlığı hatta adıbile kalmadı. Elindeki kadehi biledökebileceğinden şüpheettiğimiz tiplerin "evet" oyuverecek vatandaşı Yunan askerigibi İzmir'den denize dökmekletehdit etmesi ancak geyiklerekonu oluyor.
Dün de neyiyle meşhur olduğu sorulduğunda kimsenin tek çırpıda karar veremediği 3B sınıfından Pelin sahnedeydi.
Evet, evet, CHP'nin televizyonu Halk TV'de katıldığı programda "Hızlı tren dedilersonra mühendisler ortayaçıktı, hızlı tren değil, sadecedaha fazla kömür atarakhızlandırılmış" tespitiylegönüllere taht kuran arkadaşımızdanbahsediyorum. Bir müsameredekürsüye çıkan Pelin,Evetçilerin Mao'nun kültür ihtilalindeki gibiikna kamplarında hizaya çekilmesini öneren dinleyicilerineniçin "Hayır" denilmesi gerektiğinigözyaşlarıyla anlattı.
Peki, niye mi ağlıyordu Pelin?
Nasıl ağlamasındı?
Küçük kız bu panele katılabilmek için annesinden "fotokopi çektirmeyeçıkıyorum" diyerek izin almıştı.
İşte o kadar kötü durumdaydı ülke. Ve "Evet" kazanırsa, evden çıkmak için annesi Pelin'e belki de bir daha hiç izin vermeyecekti.
Ne diyelim... Ağlama Pelin.
Jacques Seguela'nın "Anneme reklamcı olduğumusöylemeyin..." isimli meşhur bir kitabı var. Onun bir özetini bul belki bir çıkış yolu bulursun.
Evet, gülüyoruz ama işin şakaya gelir yanı yok aslında.
Çünkü sömürgecilerinsaltanatının sarsılacağıreferandumdan önceki sonhaftaya girdik.
Ve 15 Temmuz'dan canımızla, kanımızla biliyoruz ki, ellerinde halkın iradesine karşıdeneyecekleri yol yöntemkalmayınca alçaklıkta sınırtanımıyorlar.
Önümüzdeki hafta da yalanın, çarpıtmanın, ihanetin, tehdidin, ajitasyonun, iftiranın dibine vuracaklar.
Ha derseniz ki "Ne olacak, alayı gelsin..." Haklısınız, aynen öyle. Flaşlar bu zor zamanlardatüm yüzlerde patladı, resimlerigün gibi ortada.
Ama yurtseverlerin diri durmasında fayda var.
Zira 16 Temmuz sabahından biliyorsunuz, karıştırdıkları ülkeyi onlar için de durultmak, bu topraklara sahip çıkmak yine bize, halka düşüyor.
Sırtımızda yumurta kefesi, ülkemiz var.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.