Dün Rakka operasyonu ile ilgili gazetecilere konuşan Başbakan Binali Yıldırım "Anlaşırsak doğrudan operasyonagirmeyiz" dedi.
Bu açıklamanın, Türkiye'ninPKK-YPG ile hassasiyetindenkaynaklandığı açık.
Zira ABD yönetimi başta olmak üzere bölgedeki koalisyon güçleri bugüne değin sahada PKK-YPG ile birlikte hareket ettiler.
Şimdi herkesin merak ettiği soru yeni Başkan Trump'ın Obamadöneminde izlenen bu politikayı sürdürüp sürdürmeyeceği.
CIA Direktörü Mike Pompeo'nunve ABD Genelkurmay Başkanı JosephDunford'un Türkiye ziyaretleri gösteriyorki, Trump bu konuda Ankara'nınkaygılarını gidermeye çalışıyor.
Ancak Trump'ın Suriye topraklarında geniş terör bölgeleri oluşturan PKKYPGile ilgili politikasınıRusya'nın tavrı da etkiliyor.
Zira Moskova da ABD gibi Suriye'de uçuşa yasak bir güvenli bölgeye sıcak bakıyor. Ancak Moskovaburadaki PKK-PYDkartını Obama'nın ardındanTrump'a da kaptırmak istemiyor.
Bu nedenle yalnızca Türkiye'nin DEAŞ'tan temizlediği alanın değil, tüm Kuzey Suriye'nin güvenli bölge olması gerektiğini savunuyor. Bu da Kuzey Suriye'de kanton adını verdiği terör üsleri oluşturan PKK-YPG'ye uluslararası birkalkan anlamına geliyor.
Tüm bunlar olup biterken, PKK'nın Suriye kolu PYD-YPG'nin de uluslararası arenadaki meşruiyetini artırmak için yeni stratejiler üzerinde tartıştığını öğreniyoruz.
Bunlardan biri de PKK ile PYDYPG'ninimaj olarak birbirlerindenayrıştırılması.
Tetikçi örgüt böylece, kendisine destek veren ülkelerin de elini rahatlatmayı amaçlıyor.
Evet, işimiz her zaman olduğu gibihiç kolay değil. Ancak enseyi karartmamakiçin her zamankinden daha çoksebebimiz var.
Birincisi Trump, Obama döneminde Ortadoğu'daki ülkelerle ve örgütlerle kurulan ilişkilerin ABD'nin çıkarlarına zarar verdiğini düşünüyor.
Göreve gelir gelmez koyduğu vize sınırlaması bunun en açık kanıtı.
İkincisi Trump, Türkiye'nin önümüzdeki dönem bölgedeki dengeler açısından en uygun ve güvenilir müttefik olduğunu görüyor.
Türkiye de El Bab'daki kararlılığıyla, 50 bini aşkın vatandaşının ölümünden sorumlu olan PKK-PYD'nin, kendisi için masadaemperyal hedefler uğruna taviz verilecekbir ayrıntı değil, varoluş mücadelesininen ciddi tehdidi olduğunu çok net ortaya koyuyor.
Ortadoğu'da güçler dengesini lehlerine çevirmeye çalışan Putin de Trump da Türk devletinin ve halkının bu hassasiyetini er geç anlayacaklar. Yeter ki biz içeride sımsıkı durupdışarıdaki dik duruşumuzu sürdürelim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.