Engin Ardıç dün kamuoyu araştırmacısı Adil Gür'ün yaptığı saha araştırmalarından çıkardığı şu sonuca itiraz ediyordu:
"Türkiye'de sosyal demokratbir parti de iktidarolabilir, hatta birsosyal demokrat dacumhurbaşkanı olabilir."
Yo, Ardıç "olamaz"diye karşı çıkmıyorGür'e. "Sosyaldemokrasi on beşyıldır zaten iktidardaki" diyor.
Ardıç'a hak vermek için, yazısında tezini desteklemek için söyledikleri bir yana, sadecehangi partinin hangi semttenoy aldığına bakmak bile yeterli.
Hangi parti siyasal, ekonomik ve kültürel alanın dışında tutulan çoğunluktan oy alıyor?
Hangisi eşitlik talep eden çevredeki çoğunluğa "Anadolu çomarı" diyen şanslı azınlıktan?
Evet, gariptir, dünyanın neresine gitseniz, halkın yanında durduğu için siyasi yelpazenin solundatarif edileceklere bu memlekette"gerici, sağcı" deniyor. Statükodan yana olanlara ise "solcu," hatta "devrimci"...
Yaşarken mahallesini eleştirdi diye "deli" ilan edilen değerli hocamız İdris Küçükömer yıllar önce bu paradoksu formüle etmişti:
"Türkiye'de sağ soldur; solsağdır."
Küçükömer, gözümüzünönündeki perdeyi indiren tezini,"Düzenin Yabancılaşması"nda çarpıcıtespitlerle destekler.
Örneğin ona göre Türkiye'nin solcuları gericidir. Çünkü bürokratik güçlerin safındadırlar. Halkıkurumların yöneteceği bir sürüolarak görürler. Sağda görülençoğunluktaki halkise, değişmeye, gelişmeyeve dönüşmeyeaçık olan sosyalve ekonomik talepleresahiptir. Bu nedenleüretim güçlerinigeliştirici, toplumdakimonolitik iktidaryapısını çatlatıcıve çoğulcudur. Yani aslında solcudur.
İşte bu nedenle halkın çoğunluğu hep oyunu değişimden yana kullanır; ülkede referandumlarınneredeyse tamamının "evet"lesonuçlanması rastlantı dadeğildir.
Ben bu referandumda da solcularınkazanacağına inanıyorum.
Zira oylayacağımız şey her şeyden önce, artık kurumların mıyoksa bireyin, seçmenin miegemen olacağıdır...
Karar vereceğimiz şey, halkınseçilmiş iradesinin, darberejimlerinin ürünü gizli vesayetkurumlarına mı yoksa bizekarşı mı sorumlu olacağıdır...
Ve dünyanın hiçbir yerinde devlet karşısında bireyin yanında duran, gelişimi savunan, kurumları değil seçmeni öncüleyen demokrat solcular bu değişime "hayır" diyemez.
Solcu maskeliler bana yine kızacak ama yapacak bir şey yok; durumumuz budur.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.