Cumhurbaşkanlığı sistemini içeren anayasa değişikliğinin Meclis'teki ikinci tur oylamaları da bitti. Artık söz milletin.
Görüşmeler çetin geçti. Tekmeler, yumruklar, saksılar, ısırmalar, derken genel kurulda kelepçelemefantezilerinebile şahit olduk.
Meclis'teki siyasi mücadele sürerken, Başbakan Binali Yıldırım'ı ekranda gördüğümde hep aklıma o eskianı geliyor... Daha önce de bahsetmiştim.
Cumhurbaşkanının 2015 başlarındaki Latin Amerika seyahatlerinden birini takip ediyordum. Kolombiya'dakibir müzede BinaliYıldırım'la karşılaştım. Karşılaşmak için epey çaba harcadım desem daha doğru olur aslında.
Çünkü o günlerde BinaliBey "konuyla" ilgili ağzınıaçmıyordu. Ve ben belkiağzından birkaç kulis alabilirdim.
"Konuyu" biliyorsunuz işte. Herkes onunBaşbakan olmasını beklerkenAhmet Davutoğlu'nabu görev verilmişti. Oysa Yıldırım, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na çıkışının ardından yapılan temayül yoklamalarında birinciydi. Dahası, arkasında Erdoğan vardı. Ancak aday gösterilmemişti. Ne için?
Tamam, Cumhurbaşkanı Erdoğan üç dönem sözünesadık kaldığı için bu sonucun doğduğunu biliyorduk. Ama yine hepimiz Binali Bey'in ne düşündüğünü merak ediyorduk. Kırgın mıydı? Şaşkınmıydı? Bundan sonra neyapacaktı?
Ben sorularımla kendisini bunaltırken, o gayet soğukkanlıydı. Ağzından bir şey kaçırmadı ama her zaman olduğu gibi esprili bir üslupla, fıkralarla verdi mesajını.
Ben o gün aldığımmesajın ne kadar ince veyerinde olduğunu bugündaha iyi anlıyorum.
Köprünün altından çok sular aktı. O "mülayim adam" hak ettiği koltuğu aldı. Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan oldu. Ama neBaşbakanlık! Görevi devralıralmaz FETÖ'nünaskeri darbe girişimiylekarşılaştı. Ardından Türkiye tarihinin gördüğü en büyük terör taarruzuna maruz kaldı. Ekonomik sabotaj girişimleri de cabası...
Hepsinden de yüzünün akıyla, akıllarda hiç şaibeuyandırmayacak şekildeçıktı Başbakan. Sakindi, naifti. Ama "Başbakanın sert olması gereken yerlerde", mesela terör karşısında, siyaset doğruculuk sınavlarında ya da ABD'den, AB'den gelen densiz açıklamalar karşısında kaplandı. Sesini hiç alçaltmadı! Hatta bu yüzden çoğuzaman sesi kısık dinledikonu.
Üstüne de bunca sıkıntı içinde mühendisliğini de ihmal etmedi, yollar, köprüler, Avrasya tünelleri açtı. İşini layıkıyla yaptı.
Şimdi de yoluna devam ediyor. Partisinin kuruluşfelsefesinde yer alan hükümetmodeline geçiş içintüm enerjisi ve samimiyetiyleyeni anayasa çalışmalarınıyürütüyor.
Muhalefet partisiyle yürüttüğü mekik diplomasisinde, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili yaptığı açıklamalarda kararlılığı, samimiyetiyüzünden okunuyor.
Oturduğu koltuğa rağmen ülkenin önünü açacak bir değişime omuz verenlere dünyanın her yerinde "devrimci" denir. Türk filmlerinin o unutulmazrepliğiyle söylersek,bence Binali Bey mülayimolduğu kadar devrimci de! Kim bilir, belki de oseyahatte devrimcileriylemeşhur Latin Amerika'nınhavası yaramıştır BinaliBey'e.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.