MELİH ALTINOK

Dün Taksim'deki katliamı o kareyle hatırlayacağım sanırım. Patlama yerinde, yaralanan bir bebeğe ait puset ve her iki yanındaki ölmüş güvercinler!
Bahsettiğim sahneyi gören normal biri, önce sarsılır, ardından da bu vahşeti yapabilecek kadar aşağılık olana kızar, isyan eder değil mi?
Çünkü bu hal evrensel bir insanlık refleksidir; dile, dine, renge, siyasi görüşe bakmaz.
Tabii ki en temel insani vasıflarını yitirmişler, siyasi kinini, hesabını vicdanının ve mantığının önüne koyanlar için durum başka. Onlar "bizden" farklı!
"Biz insanlar" Suruç'ta patlayan bombayla kahrolurken, isyan ederken, onlar sinsi sinsi, yerde yatan ölülerimizin yüzündeki örtüyü kaldırıp bakıyorlar. Ölenin solcu bir genç olduğunu görünce adeta rahatlıyorlar. Başlıyorlar destekledikleri örgütten kaynaklanmadığını düşündükleri eylemi lanetlemeye. Ama onu da beceremiyorlar, ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Teröriste değil, onun hedeflediği siyaset kurumuna sarıyorlar.
"Biz insanlar" bomba Ankara Garı önünde patlayınca da, askeri lojmanları hedef alınca da, Kızılay'da dershaneden çıkmış evine giden öğrenciyi vurunca da aynı tepkiyi veriyoruz. Onlarsa yalnızca DAES'in fail olduğu saldırıda yakalarına siyah kurdele takıyor. Üstlenen PKK ise, "Bombacı 'kızceyiz' paniklemiş ayol" izahatı yapmaktan katili kınayamıyorlar bile.
"Biz insanlar" dün Taksim'den yükselen bomba sesinin aksi sedasıyla sarsılırken de, onlar "Sur'da şöyle yaparsan burada böyle olur" türünden "intikam" savunmalarıyla anı geçiştirme telaşındalardı. İlerleyen saatlerde failin kimliğine dair farklı ihtimaller de gündeme gelmeye başlayınca yine "AKAPE=IŞİD" moduna geçtiler.
Ötekileştirdim mi? Evet aynen öyle yaptım. Sizi bilmiyorum ama ben yerde yaralı yatan bir bebeğe bakınca bile "politik kalabilenlerle" aynı insanlık ailesine ait olduğumu kabul etmiyorum.

FAİL BELLİ

Kurban; Askerse PKK'ya, Sivilse TAK'a, Polisse DHKP-C'ye, Turistse DAEŞ'e "üstlendiriyorlar."
Harf kombinasyonlarını boş verin. Tetikçinin kim olduğunun hiçbir önemi yok. Çünkü Katilimiz, terörü, silahı bir siyaset aracı olarak kullanan, bu yöntemi savunan ve meşrulaştıranlar.

ALIŞMAYACAĞIZ!

Teröristin amacı, halkta korku ve panik, siyasi otoritede de yılgınlık yaratarak dayattığı talepleri kabul ettirmek. Yani eşkıyayı hükümdar yaptırmak.
Bizde de bu kolaycılığın cazibesine kapılan zorbalar var.
Örnek mi? Çok... Eşit koşullarla girdikleri seçim yarışından sonra yanlarına PKK'nın teröristlerinden kurdukları "orduyu" da alıp "siyaset" yapmaya kalkanlara bakın ya da Gülen çetesinden maaşlı köşe yazarlarına, elindeki avucundaki itibarını ecnebilere ya da PKK'ya yatırmış gazetecilere, Twitter'da seçmene "istifa edene kadar patlayacak" tehditleri savuranlara...
Bu duruma alışmayacağız tabii ki. Ne münasebet! Ne terörle, teröristlerle bir olup onlara yardım edenlerle, eylemlerine gerekçe bulanlarla bir arada yaşamaya alışmak zorundayız ne de siyaseten doğruculuğa teslim olup basiret göstermeyen siyasetçilerle...

MASKENİZ DÜŞTÜ

"Hangi siyasi talep, nasıl bir mağduriyet ya da haksızlık, çoluğun çocuğun arasına kilolarca patlayıcıyla dalmaya neden olabilir" diye sorana "devlet ağzıyla konuşuyorsun" diye dikleneceksin.
"Terörü bir siyaset aracı olarak meşrulaştırmak, daha çok genç aynı yolu izlesin diye intihar bombacıların cenazesine katılıp onlara övgüler düzmek demokratik siyasetin sınırlarını aşar" diyene "şoven" diyeceksin.
Bütün bu eleştirilerin muhatabı olan sense "barışsever demokrat" olacaksın öyle mi?
Hadi oradan! Giderken, yere düşen şu maskenizi de alın lütfen.