Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin referandumda geçmesiyle gözler siyasi partilere çevrildi. Acaba yeni sistem siyasi partilere nasıl yansıyacak?
İlk tepki AK Parti'den geldi ve hızlı bir uyum süreci başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden partisine döndü ve 21 Mayıs'taki kongreyle de büyük olasılıkla genel başkan olacak.
Tabii bu sadece bir genel başkanlık değişimi değil, siyaset tarihinde bir ilk yaşanacağı gibi AK Parti tarihinde de ikinci sıçrama beklentisi var.
Hem yeni sistem hem de AK Parti'deki bu değişim doğal olarak diğer partileri de etkileyecek.
O partilerin başında da CHP geliyor. CHP, sadece referandum kaybetmenin sancısıyla değil, son 7 yılda 7 seçim kaybetmenin ağır travmasıyla da sarsılıyor.
Bu durum, ister istemez CHP içindeki muhalifleri harekete geçirdi. Dahası onlar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu en zayıf anında yakalamışken, yüklenmek derdindeler. Kılıçdaroğlu da bunun farkında ve onların bu hesabını bozmak için "kapı önünekoyma" siyaseti dahil her şeyi yapacağını açık açık söyledi. Tabii CHP'deki iç savaş sadece bu boyutuyla sürmüyor, başka hamleler de var. Şimdi biraz referandum öncesine gidelim ve kurt siyasetçi Deniz Baykal'ın daha o günlerde, devreye soktuğu ince hamleye yakından bakalım. Baykal, önce eski arkadaşı HDP'li Ahmet Türk'ün evini ziyaret etti, sonra da cezaevinden çıkan Türk'le yüz yüze özel bir görüşme yaptı. CHP kulisleri bu görüşmeye, "Baykal yine bir şeyler planlıyor" şüphesiyle yaklaştı ama ne olduğunu da tam anlayamadı. Bunun bir ittifak arayışı olduğunu o günlerde yazmıştım.
İşte bu arayışa Kemal Kılıçdaroğlubaşka bir hamleyle karşılık verdi. Bunu daTuncay Özkan'ın cezaevine giderek HDPEşbaşkanı Selahattin Demirtaş'la görüşmesiyleöğrendik.
Özkan'ın bu görüşmesi üzerinde fazla durulmadı ama Kılıçdaroğlu bu hamleyle, hem Baykal'ın hamlesine güçlü bir cevap vermiş oldu hem de 2019'a giden süreçte yeni ittifak arayışlarının ilk adımını attı. Türk yerine Demirtaş'ı seçerek de tabanına güçlü bir mesaj verdi. Özkan'ın Twitter mesajı da bu doğrultudaydı:
"Adalet, özgürlük, barış içinmüthiş düşünceleri var. İlk duruşmasındanitibaren söyleyecekleri çok önemli."7 Haziran sonrası "birlikte salladık"diyen CHP'liler bir kez daha hayal kırıklığıyaşar mı bilemem ama şu konuda ısrarlılar:
"HDP, teröre karşı çıkmadığı, PKK'ylaarasına mesafe koymadığı sürece birlikteolamayız."HDP ile ittifaka sıcak bakanlar da şunusöylüyor: "Demirtaş'ın söylediklerini bekleyelim,Kandil'e meydan okuyabilir"İlginç bir sürece giriyoruz. Bu adımlarınSuriye'deki gelişmelerle de ilişkili olabileceğive Demirtaş'ın Kandil'den habersiz bu adımıatmayacağı söyleniyor.
Bu da akla iki soru getiriyor: "Acaba yenibir küresel projeyle mi karşı karşıyayızyoksa siyasette yeni bir sentez mi gerçekleşiyor?"Bunu ileride göreceğiz amaCHP'nin halletmesi gereken sadece HDP ileittifak değil. Ortada sahiplenilen yüzde 48.6'lıkbir oy var ve bu CHP'ye ait değil. İçindeHDP'den başka, MHP'den ayrılanlar, SaadetPartililer, eski merkez sağcılar, sol gruplar hattaAK Parti küskünlerinden oluşan çok sayıdasiyasi çevre ve kesim var.
Bütün bu kesimleri CHP çatışı altında buluşturmak hiç kolay değil. Asıl soru da şu: Bu ittifak, "şeytanla bile ortaklık yaparım" mantığıyla mı gerçekleşecek yoksa Yeni Türkiye'yi anlayan ve çözüm sunan yeni bir siyasetle mi? CHP'nin bu soruya vereceği cevap, Türkiye'nin yaşadığı muhalefet sendromunu sonlandırabildiği gibi derinleştirebilir de...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.