Birkaç gündür Sabah'ta yayınlanan Fethullah Gülen'le ilgili "FETÖ'gönüllü' CIA ajanı oldu" başlıklı haber ilgiyle okundu. Haber, adı verilmemiş istihbarat birimlerinin hazırladığı bir rapora dayanıyor.
O raporu hangi kurum hazırladı bilmiyorum ama o raporda, Gülen'in geçmişiyle ilgili biraz araştırma yapan biri olarak, o geçmişin karanlık noktalarına ilişkin özellikle de CIA ile 'gönüllü' ilişkinin geçmişine dair hiçbir bilginin olmaması ilginç değil mi?
Bu noktada şüpheye düşmemek mümkün değil. Acaba Türkiye'deki istihbarat kurumlarının elinde cemaatin karanlık geçmişine ilişkin bilgi mi yok, yoksa bunun araştırılması mı engelleniyor? Ya da hâlâ MİT veya Polis İstihbarat'ta cemaat mi etkili?
İşin doğrusu, bu soruların cevabı bu yapıyla mücadelenin seyrini de etkileyecek önemde. O cevabı bekleyeceğiz ama şu da biliniyor; Fethullah Gülen'in hem derin yapılarla hem de istihbarat örgütleriyle ilişkisi hiç de öyle gizli saklı değil. Geçmişi de hayli gerilere uzanıyor.
Bu konuda geçmişte yazdığım iki yazıda da yeterince ipucu var. İlki 16 Ocak 2014'teki "Cemaatin derin tarihi" başlıklı yazı: "Tuncay Güney'in ifadesini alan Polis Memuru Ahmet İhtiyaroğlu anlatıyor:
"Güney'in Fethullah Gülen konusundaki sorulara çekimser cevap verdiğini, tedirgin olup terlediğini gördüm. Bu durumdan şüphelendim. Ben de Gülen oluşumunu irdeledikçe irdeledim. Bunun üzerine Gülenyapılanmasının 70'li yıllarda Ergenekonoluşumunun bir alt yapılanması olduğunu,Ergenekon'a bağlı hareket ettiğinive onu geçtiğini söyledi."
İfade tutanaklarına geçmiş ama üzerinde durulmayan enteresan bir tespit bu. 2007'de başlatılan o Ergenekon ve Balyozdarbe süreçlerinin içi neden boşaltıldıbir kez daha düşünmekte yarar var. İkincisi,19 Ocak 2014'teki "Gülen'in Koç sevgisi"başlıklı yazıydı. Yazıda, Türkiye'ninen önemli işadamlarından Vehbi Koç'laFethullah Gülen'in 70'lerin başında buluştuklarınıyazmıştım. Buluşmayı gerçekleştirenisim ise dönemin MİT Müsteşarı FuatDoğu... Doğu'nun geçmişi ve ilişkileri önemliydiçünkü MİT'in başındaydı ve o tarihlerdeMİT-CIA iç içe çalışıyordu. Ayrıca Doğu'yuistihbaratçı olarak yetiştiren de Nazi istihbaratşefi olan ve savaştan sonra müttefiklerin safınageçerek soğuk Savaş'ta komünizme karşı istihbaratfaaliyetlerinin merkezinde görev yapanReinhard Gehlen'di. Fuat Doğu yüzbaşıyken,adını daha sonraları çok duyacağımızCIA ajanı Ruzi Nazar'la da tanışmıştı. NazarTürkiye'de görev yaparken de yakın dosttular.
O dostluğu iyi bilenlerden biri de Doğu'nun MİT'e aldığı ve CIA Ajanı RuziNazar'ın yakın dostu Enver Altaylı'ydı. Şimdi bir an düşünelim, MİT'in hafızasında bunlar var mı? Var... Peki, bugün neden bunlardan hiç söz edilmiyor?
Türkiye'nin en önemli işadamı VehbiKoç'un evinde Komünizmle MücadeleDerneği Erzurum kurucularından FethullahGülen ve onları bir araya getiren MİTMüsteşarı Fuat Doğu buluşuyor... Bu fotoğrafınbir anlamı yok mu? O yıllarda CIA ileMİT'in iç içe çalıştığı da sır değil. Bırakın MİT'iÖzel Harp Dairesi'nin bütçesi bile ABD tarafındankarşılanıyor. Bu gerçeği 1974'tekiKıbrıs çıkartmasından sonra dönemin başbakanıBülent Ecevit'in açıklamalarındanöğrendik. 60 darbesinden sonra Türkiye'yekötü tohumlar ekildi, bugün karşılaştığımızbelalar o kötü tohumların ürünü.
O kötü tohumlar temizlenmeden bugünkü belaları atlatmamız çok zor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.