Bir süre önce yeni siyaset umudu vermediği sürece CHP'yi yazmanın anlamlı olmayacağına değinmiştim.
Hâlâ yeni siyasete ilişkin umut verici bir gelişme yok. Ama tam tersi daha korkutucu bir durum var.
Şu sıralarda CHP adına ne olduğunu bilmediğimiz ama tehlikeli olduğunu gördüğümüz bir şeyler oluyor.
Şehit cenazelerinde CHP'ye yöneltilen tepkiler de CHP'nin verdiği tepkiler de sıradan değil, biraz geçmişi hatırlatan karanlık bir durum var.
Bu noktaya gelişin mimarı da bizzat CHP Genel Başkan KemalKılıçdaroğlu... Son kurultaydan bu yana, Kılıçdaroğlu, gerilim üzerine kurulu bir siyaset izliyor. Bu siyaset, CHP'nin geçmişte de tanık olduğumuz klasik gerilim siyasetinden çok farklı.
Kılıçdaroğlu, kan dökülmesinden söz ediyor; hakaret ediyor, toplumun sinir uçlarına dokunan bilinçli adımlar atıyor. Özellikle şehit cenazelerindeki tepkilerle, o tepkilere verilen cevaplar bana 70'li yıllardaki Özel Harpçi, kontrgerilla taktiklerini hatırlatıyor.
Tabii sadece bana değil, CHP içinde bu gidişi kaygıyla izleyenlere de...
Onlardan biri de kurultay delegesi eski bir belediye başkanı. Eski başkan, birkaç gün önce CHP Genel Merkezi'nde il başkanlarıyla bir araya gelen Kılıçdaroğlu'nun şu sözlerini tehlikeli buluyor:
"Duyduğumda inanamadım. O güngenel başkan toplantıya katılan yaklaşık50 il başkanına açık açık şöylebir talimat verdi: 'Gittiğiniz illerde valileridinlemeyin, tepkinizi yükseltin.' Bu kandökmeden sözünün devamı gibi. Ben70'leri yaşayan bir CHP'li olarak korktum. Ecevit'e suikastın yapıldığı o günlerdebile CHP sağduyusunu bu kadarkaybetmedi. Durum hiç iyi değil, tehlikelibir gidiş var."
Kuşkusuz şehit cenazelerinde gösterilentepkiler hele bir merkezden yönetiliyorsavahim ama ondan daha vahim olanı CHPgenel başkanının tepkisi ve bunu CHPsiyaseti haline getirmesi. Oysa çok eskileregitmeye gerek yok, daha 2012'de AK Partihükümetinin üyeleri Cemil Çiçek ve TanerYıldız gibi önemli isimlere de şehit cenazelerindesert tepkiler gösterildi. Kimse de kalkıp,buna karşı "kendi güvenliğimizi kendimizalırız" demedi ve bir tezgâhtan sözetmedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu ve yönetimi, iktidar alternatifi olması gereken CHP'yi, eski CHP'lilerin deyimiyle HDP'lileştiren bir noktaya getirerek iktidara muhalefet etmekle "düşmanlık" etmeyi birbirine karıştırdı.
Bu yüzden CHP'yi yönetenlere göre, terörden, Suriye meselesine her konuda tek "suçlu" iktidardı. Aslında CHP yönetimi bu tavrıyla gerçek suçluları gizliyor, onları masumlaştırıyor. Bu çok tehlikeli bir siyaset.
Bu siyaset, bir anlamda o kesimde oluşan PKK ve Esed sempatisinin de nedeni.
Şimdi gelelim Kılıçdaroğlu'nun gerilim siyasetine gerekçe olarak gösterdiği başkanlık meselesine... Bu konuda bir süre önce önemli bir gelişme yaşandı. CumhurbaşkanıErdoğan Diyarbakır dönüşünde şöyle bir açıklama yaptı:
"Parlamentonun yeterli sayıyı yakalamasılazım ki, bu iş çözülebilsin. Eğer yeterli sayıyı yakalayamıyorsa,biz cumhurbaşkanı ve başbakan olarakuyum içinde milletimize hizmeti sürdürürüz."Bu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun"Kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz"dediği şeyin bir anlamda elindenalındığını gösteriyor. Ayrıca oğul KeremKılıçdaroğlu da uyarıyor: "Sokağa çıkmakCHP'ye kaybettirir."
Peki, buna rağmen neden hâlâ gerilimsiyaseti izliyor? İşte orası hayli karanlık.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.