Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni, yani yasamanın yürütmeden ayrılmasını, bu kadar 'moda' olmadan çok önce desteklediğim ve savunduğum bir sır değil. Ana muhalefet de başından beri bu değişikliğe sonuna kadar karşı ve haklarıdır.
Lâkin dürüstlük, bir parça dürüstlük bu halkın hakkı değil mi?
CHP'nin, referandum karşıtı argümanlarının başında Meclis'in'silindiği', etkisizleştirildiğive hatta yoksayıldığı geliyor mesela.
Gerçekten öyle mi, anayasa değişikliği maddelerine bağlı kalarak bakalım.
Öncelikle değişiklikte, Meclis'inyasa yapma, değiştirme ve kaldırmahakkı olduğu gibi kalıyor. Para basılmasına, savaş ilanına,uluslararası anlaşmaların onaylanmasınakarar verecek merci deyine Meclis.
Ayrıca yine Meclis'in, üstelik daha az sayıda vekille, -şimdiki sistemde367, yeni sistemde 360 vekilinbulunması yetiyor-Cumhurbaşkanı'na soruşturma açılmasını sağlama hakkı var. Cumhurbaşkanı'nayargı yolu kapanmıyor yani veyolu açan kurum da Meclisolarak sabitleniyor. Ayrıca Cumhurbaşkanı'nın her işlemine yargı yolu açıldığı gibi, işlediği her fiile Yüce Divan yolu açık. Soruşturma açıldığı anda ise, seçim kararı alma yetkisi iptal oluyor ve Yüce Divan'da mahkûm olursa Cumhurbaşkanlığı düşüyor. Hâkimler ve Savcılar YüksekKurulu üyelerinin yarısınıCumhurbaşkanı seçiyorsa, yarısınıda Meclis belirliyor.
Meclis'teki vekil ve dolayısıyla temsiliyet sayısı 550'den 600'e çıkarılıyor. Seçilme yaşı 25'ten 18'eindirilerek kuşak çeşitliliği sağlanıyor. Meclis araştırmasından genelgörüşmeye, meclis soruşturmasındansoru önergeleriyle denetlemeyedek Meclis'in mevcut yetkileride muhafaza ediliyor.
Cumhurbaşkanı'nın da Meclis'in de erken seçim kararı alma hakkı oluyor. Cumhurbaşkanı'nın Meclis'ifeshetme yetkisi var ama anamuhalefetin gözünüzden kaçırdığıgerçek şu: CumhurbaşkanıMeclis'i feshederse, kendini defeshetmiş oluyor ve iki seçiminbir arada yapılması gerekiyor. Cumhurbaşkanı'nın sadece 6aylık OHAL ilan etme hakkı oluyor,gerisine Meclis onayı gerekiyor. Anlayacağınız bunoktada, şimdikine göreCumhurbaşkanı'nın yetkileritörpüleniyor. BütçeyiCumhurbaşkanı hazırlıyorama Meclis onayındangeçmeden yürürlüğegiremiyor.
Şimdi bana söyler misiniz; anayasa değişikliğindeki hangi madde Meclis'i etkisizleştiriyor? Meclis'in şimdikine göre olup da hangi yetkisi elinden alınıyor?
Hiç.
Olan şu: Parlamenter sistemdesandıktan çıkan irade, anındahükümet kuramıyordu. Önce koalisyonmu, tek parti hükümeti miolacak, sonra Meclis'ten güvenoyualabilecek mi, bakanlar gensorularlayerinden edilecek mi, vs.gibi siyasî istikrarsızlığı besleyensorular gündemdeydi.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nde ise, sandığa gidip oy veriyorsunuz ve sonucunda hem yasa koyucular (Meclis) hem de uygulayıcılar (Hükümet), başka prosedüre tabi olmadan ülkeyi yönetiyor. Yani yasama ile yürütmenin kesin çizgilerle ayrılması sağlanıyor. Yürütmenin Meclis'in içindençıkmaması, Meclis'i güçsüzleştirmez. Bilakis, kuvvetlerin netbiçimde ayrılması, seçilmişler ileBakanlar Kurulu arasında olmasıgereken mesafeyi sağlar ve seçilmişlerindenetimini kuvvetlendirir.
Ayrıca hem vekil hem bakan olanların çifte yetkilerinin yol açtığı karışıklıklar göz önünde bulundurulursa, bunu Meclis'in konumunu güçlendirecek bir durum olarak okumak mümkün.
Cumhurbaşkanı kararname ile yönetmelikte değişiklik yapabiliyormuş, bu otoritermiş. Neden? Seçilmiş Başbakan'ın elde ettiğiyetkinin aynısı, seçilmişCumhurbaşkanı'na devredilmişoluyor. Üstelik Meclis'in koyduğukanuna aykırı yönetmelik değişikliğiyapılamayacağı ibaresiyle,yine Meclis iradesi yukarıdakonumlanmış oluyor.
Maalesef ana muhalefet, doğru argümanlarla teklife karşı çıkmak yerine, gözlerimizin içine baka baka yalan söylemeye devam ediyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.