NATO: Ateşinden ısınmadık ama dumanından gözümüz kör
09.12.2016, Cuma
Financial Times'ta yer alan bir habere göre, NATO'nun Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Orgeneral Curtis Scaparrotti, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana NATO bünyesinde görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne mensup yaklaşık 150 üst düzey askeri personelin tutuklandığını, geri çağrıldığını ya da emekliye sevk edildiğini söyleyerek eklemiş:
"Bu subaylar,NATO'ya önemli hizmetlerverdi... Burada yeteneklive yetkin insanlarlabirlikte çalışıyordumve şu anda ekibimde yetenek,uzmanlık ve üretileniş anlamında bir zayıflamagörüyorum."
Ordumuzla önemli bir parçasıolduğumuz NATO'nun üstdüzey bir temsilcisinin ağzından şu satırlarıokuduğunuzda, ittifaka üye olanordunun Türkiye Cumhuriyeti'ne değilde, Gülen'e ait olduğunu sanabilirsiniz.
Baştan ayağa FETÖ'nün kalıplaşmış tekrarları ve klişe argümanları... Diyelim ki askeri olarak bir "zayıflama" söz konusu; bu muhatabınız olan ülkeye darbe şüphelilerini bağrına basmasını teklif etmeyi mi gerektirir?
Zaten Scaparrotti burada da durmamış ve hızını alamayıp Türkiye'nin yargı sürecine dil uzatarak, "NATO'dakigörevlerinden uzaklaştırılan Türksubayların darbe planlamasındayer almadığını düşündüğünü" söyleyebilmiş!
Daha bitmedi, Türkiye'yi suçlayıcı tonunu artırarak sürdüren orgeneral şöyle demiş:
"Burada bizimle birlikte çalışaninsanların başına ne geleceğikonusunda kaygılıyım. Bu endişelerimiOrgeneral Akar'a da ilettimve hukukun üstünlüğüne uyulması,insanlara uygun muamele edilmesigerekiyor. Bu kişilere ve ailelerineyapılacak muamele konusundakikaygılarımı (Akar'a) ilettim. Bukaygılar, şu aşamada geleceklerininnasıl şekilleneceği hakkındahiçbir fikri olmayan subaylarla ilgili. Dolayısıyla evet kaygılıyım."
Scaparrotti'nin Türkiye'de darbecilerin öldürdüğü 241 kişiyi umursamaması bir yana, darbeci klikle nasıl da özdeşleştiği ve bunu müdanasız biçimde basın önünde ifade ettiği ortada. Bu, NATO'nun bizi ilk yalnız bırakışı ve üstüne çelme atışı da değil üstelik.
Hatırlayın, geçen sene de, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "hava saldırılarınınPKK ile olanbarış sürecini tehlikeye soktuğunu" söyleyebilmişti. Yine dahası var; "Herülkenin kendini savunma hakkı vardır. Türkiye'nin de terörist saldırılarakarşı savunma hakkı vardır. Amabu savunma ölçüler içinde kalmalıve gereksiz yere sorun daha da büyütülmemelidir"bile demişti.
Cümlelerden akan küstahlık, aynı yukarıdaki benzeri gibi NATO'nun Türkiye'nin değil, ona saldıran teröristin hakkını savunan absürt bir pozisyona düştüğünün açık kanıtıdır.
DAEŞ'i püskürtme noktasında da, "Türkiye kendini NATO olmadansavunabilir" yanıtını vermiş olan devasa bir kurum söz konusu. Ne FETÖ ile ne PKK ile ne de DAEŞ ile mücadelemizde yanımızda bulabildiğimiz, zaten askeri alanda pek bir faydasını görmediğimiz gibi, bir de ülkemizi mütemadiyen siyasî eleştiri yağmuruna tutan, her fırsatta köstek olan NATO'nun, Türkiye'ye bakışını revize etmesi şarttır. Bunu beklerken, konuyla alakalı yetkililerin, bu cüretkâr FETÖ savunusu yapan orgenerale de hak ettiği cevabı vermesi acil beklentimizdir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.