Böyle olmaz!
Duruşmada dalgasını geçen sanıklara kürsüden "çocuk oyuncağı değil bu!" diye seslenip sinirlenerek...
Suikastçının mahkemeye gelirken giymesini engelleyemediğin tişörtüsokaklardakovalamaya başlayarak...
Fetö'cüler devletten tasfiye edildi mi, edilmedi mi konusunda birbirini tutmayan açıklamaları birkaç gün arayla yaparak... Yerel yönetimlerdekihaşhaşileregöz yummayımedyatik bir pişkinlikhaline getirerek...
Fetö ile mücadelenin sağlam bir kamuoyu ayağı oluşturulabilir mi? Hayır!
Sonra da kızıyoruz; kırk yıllık İslamcı/muhafazakâr entelektüellerin bazıları neden sürekli Fetö'cülerin "mağduriyet"inden söz etmeye başladılar diye...
Eh şaşacak bir şey yok!
Onlar üzerinde de çalışıyor ve durmaksızın vicdanlarını, bağlarını, bağlantılarını kaşıyorlar.
***
Dönen dolabı anlamakiçin sadece tişört olayına bakmakbile yeterli.
Göğsünde "Hero/ Kahraman" yazılı tişörtü giyen sanık herhangi biri değil, 15 Temmuz'un en kritik duruşmalarından birinde sanık...
Muğla 2. Ağır Ceza'daki Cumhurbaşkanına suikastgirişimi davasından söz ediyoruz.
Peki tişört ne zaman fark edildi, biliyor musunuz?
Kimse adliye girişinde jandarmalar arasında gazetecilere film sahnesi "poz"ları veren sanığa "hoopp bir dakika!" falan demedi.
Duruşma devam ederken Erdoğan'ın avukatları fark etti. Onlar "burada devletemeydan okumavar, tişörtün çıkarılmasınıtalep ediyoruz"deyince olayınfarkına varıldı.
Ardından salonda ciddi gerginlik yaşandı, itişmeler kakışmalar ve sanık duruşmaya devam etmeyeceğini söyledi; cezaevine geri gönderildi.
Gerisi malum... Yaklaşık bir hafta geçti...
Şimdi kime sorsanız, o alçak suikastçının görüntüsünü değil, ATM önünde veya Boğaz kıyısında üzerlerinde o tişörtle yakalanıp gözaltına alınanlarınkini anlatıyor.
Yani madalyon tersine çevriliverdi!
***
Fetö'yü yönlendirenstratejik/istihbarat aklıuzun yıllar boyunca başka yerlerdetest edilmiş ve sonuç alınmıştaktikleri buraya taşıyor.
Bu olay da öyle.
Önce taraftarlarına "güven" telkin eden bir mesaj verdiler; mesaj yerine ulaştıktan hemen sonra kamuoyunun dikkatinidağıtacak bir hamleyle "kötü"yü buharlaştıracak noktaya kadar ilerlediler.
Gerçek şu ki... Devlet defanstan ofansageçmek zorunda...
Bu oyunlar sahneye konduktan sonra değil, daha sahneye gelmeden bertaraf edilmeli.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.