Milleti sadece tarihi bir hikâye... Halkı folklorik bir gerçeklik... Dini kişisel bir mesele... Devleti bir grup imtiyazlı seçkinin tankı, topu, bürokratı sanarak...
Ara sıra bunların her birinden sızlanıp birbirine "kültürlü insan" muamelesi çekerek ve "muasır medeniyet seviyesi" karşısındaki ezikliklerini görmezden gelerek...
Yaşayıp gidiyorlardı.
***
Kendilerince "kaliteliyaşam"ın yolunu bulmuşlardı... Siyasetçi önünde ceketilikleyip yerlere eğilip arkalarındanatıp tutuyorlardı. Paşalar önünde hazır ola geçiparkalarından "bunlar da hiç gelişmiyorlaryahu, asla Batı demokrasileri gibiolamayacağız" diye söylenmeyi seviyorlardı.
Hele bir de sermaye oligarşisinden parmakla sayılan ailelerden birinin dış kapısının dış mandalı bir akrabaları varsa...
Değmeyin keyiflerine...
Acıklıydı halleri ama ne güzel ki, bunu hiç bilmiyorlardı.
***
Hayat mı?
Kişisel gelişim kitapları okuyup yıllar boyu yerinde saymak; astronomi öğreneceğim diye başlayıp astrolojiye takılmak...
İki aforizma, üç seyahat, çocukların "iyi eğitimi" falan neye yetmezdi ki!
Bütün bunlar onlar için üretilmişti. Ölüm mü?
Daha yaşarken korkudan ölüyorlardı zaten.
Cenazelerini nasıl kaldıracaklarını bilemiyor ama neyse ki çarşıdan (halktan) birkaç esnaf destek çıkıyordu da, halledebiliyorlardı.
Dünyaya "fırlatılmış" gibiydiler ama "neden bucoğrafyaya fırlatıldıklarını" sorgulamaya çalışıp kahroluyorlardı.
Aralarından "bir dakika, işin doğrusunu öğrenelim" diyeni unutulmaya terk ediyor ya da açıkça dışlıyorlardı.
***
Sonra hiç beklemedikleri bir şey oldu... Sessizliğe ittikleri, görmezdengeldikleri, hamasetin içindeboğdukları millet 2002'de koptugeldi... Siyaseten tecessüm etti ve iktidarayürüdü.
Üstelik bu kana, cana, dile, kemiğe bürünüş süreci her seçimde, her referandumda biraz daha gelişti. 17 Nisan bu sürecin tamamlanışınınilk adımı olacak.
Seçkinci tayfanın büyük mütefekkiri(!) dün yine "nohut-makarnapaketleri"ne bağlamış olayı...
Yarınki referandumda bu paketler etkili olacakmış!
Kafa hâlâ bu.
Böyle gelmiş gidecek.
Bitmez tükenmez bir "demans" hali.
Biz de boşuna dil mi tüketiyoruz ne!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.