Bazıları öteden beri anlamak istemedi...
Anlamaya yanaşmadı...
Oysa bu millet Allah'ı andığındagündelik sıkıntıları bir yana bırakıverir;kalpler iç içe geçer, birleşir, bütünleşir.
Nureddin El Alawi (Frithjof Schuon) ne güzel anlatır o hissi:
"O anda göğüsuzay olur, gökyüzükalbin içinegirer."
15 Temmuzgecesini misal alırsakbelki şöyle dediyebiliriz: "O andabütün vatan kalbiniçine sığıverir, kalpvatan olur!"
Ne tank ürkütür öylesini, ne mermidurdurur, ne alçaktan uçan jetlerin sespatlamaları korkutur.
Gördük işte!
Hiçbir sosyal sınıfın, hiçbir kurumun şüphesi kalmadı bundan.
Hayatında sadece geçenlerde "pokemongo" ararken cami avlusuna girmişbir yeniyetme bile "Allahü ekber" diyerekkendisine çevrilmiş tüfeğin üzerinegöğsünü siper ediverdi.
Oysa bunu zihnimizden sildiklerini, unutturduklarını sanıyorlardı.
O kadar mı?
Gördük! Aydınlarımızın sandığının aksine daha ne güzel hasletler kendi köşesinde vaktini bekliyormuş. Ne anneler varmış mesela...
Tanktaki delikanlıya "in yavrumoradan, bu göreve gönderenlersonra seni öldürecekler" diye gözyaşlarıdökerek darbecilere uymuş askereyalvaran anneler...
***
Marttan beri yazılarımda "öğrenmegünlerindeyiz" deyip duruyordum ya...
Şimdi bana bunu söyleten siyasi /sosyal dinamikleri daha net görebiliyorum.
Hepimiz "temel dersler" sınıfında insan, devlet ve Türkiye üzerinehızlandırılmış bir kurstan geçiyoruz sanki.
Şu "vatan" konusu mesela...
Üzerinde uzun uzadıya durmaya çağırıyor bizi. Sol/ liberal söylemin zihnimizdeki kalıntılarını çöpe fırlatıp yeni baştan ele almamız gereken bir konu bu.
Dün Hilal (Kaplan) o pankartın altını özellikle çizerken yerden göğe haklıydı:
Alelacele el yazısıyla "Ev kira amamemleket bizim" diye yazmıştı sokaktakibir kahraman ve darbecilerin gözünegözüne tutuyordu.
Son zamanlarda "evrensellik" paradigmasıyla o kadar haşır neşir olduk; ekonominin ideolojik kavgalar üzerindeki belirleyiciliği üzerinde o kadar yargı biriktirdik ki, işin içinden kolayca çıkamayanları anlıyorum.
Daha basit söyleyeyim; aydınlar olarak "vatan" mefhumunun derinliğini öyle hafife aldık ki, o pankartı tutan kahramanın alnından öpmek istiyor ama mahcubiyetimizden yanına yaklaşamıyoruz.
Yalan mı?
***
Bir sınır çizdi millet... Vatanın sınırlarını çizdi.
Her kesimin kafasına dank etti ki, vatanı çevreleyen dikenli tellerden, mayınlı arazilerden, hamasi bürokrat nutuklarından oluşmuyor o sınır. Sınır, sade insanın kalbi...
Zihnine işlemiş geleneksel irfanın izleri...
Sevdiğine bağlılığı... Onu ezip geçemiyorsun işte!
Ve şükür ki, popüler kültür safsatalarıyla da yok edemiyorsun!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.