Sol hakkında yazıp çizerken üç temel derdim var... Birincisi... Solda gördüğümüz her yanlışa "işte bu faşizm!" deyip geçme kolaycılığına itiraz etmek...
Bugün irili ufaklı olarak varlığını sürdürmeye çalışan şiddet pratiği, örtülü ayrımcı politikalar ve tarihteki bazı kitlesel kıyımlar bize "sol bu işte!" dedirtecek özellikler taşıyor. Özellikle Leninist sol böyledir ve üzerindeki romantizm bulutu artık dağıtılmalıdır. İkincisi... Dün de söyledim; savaşçıyı güzel kılan düşmanının çirkinliği değil, dost edindikleridir.
Neo-kolonyalist çağda yeni sol alternatiflerin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Üçüncüsü... Gençler önemli...
Batı'da çoktan kapanan defter bizde henüz doğru düzgün açılmadı. Bizim gençlerin mesela Stalin'in on milyon insanı bir buçuk yılda yok eden planlı kıtlık politikasından (Holodomor) ve Sovyet rejiminin yüzbinlerce siyasi karşıtını ölmek üzere tıktığı toplama kamplarından (Gulaglar) haberi yok. Mao'nun elli milyona yakın insanın ölümüne neden olan o saçma sapan Kültür Devrimi uygulamasından haberi yok. Kazara öğrenmeye kalktığında, bir "ağabey" çıkıp "bunlar emperyalistlerin palavraları" diyor, konu açılmadan kapanıyor.
Bilmem ki, daha ne zamana kadar böyle sürecek?
SİBER SALDIRI! Büyük elektrik kesintisi bir siber saldırının sonucu olabilir mi? Türkiye'nin nelere zorlandığını, hangi badirelerden geçtiğini bilmeyen yok. Bu bakımdan siber saldırı da bir ihtimaldir.
Benim şaşırdığım şey ise, "siber saldırı" dendiğinde birçok insanda fantastik bir şeyden konuşulduğu izlenimi doğması.
Oysa biliyoruz ki, yakın geçmişte İran defalarca böyle saldırılara uğradı; enerji tesisleri ve dağıtımı hasar gördü. New York Times gazetesinin Washington büro şefi ve nükleer konularında uzman gazeteci David E.Sanger'in "Obama'nın Gizli Savaşları" adlı kitabında ilk olarak Baba Bush döneminde başlayan ve bilgisayar virüsleri yoluyla sistem tahribine dayanan siber saldırıların bugün de devam ettiğini yazmıştı.
Sanger'in ABD ve İsrail yazılımı "Stuxnet" adlı bir virüsle 2010 yazında İran'ın beş bin nükleer santrfüjü yavaşlatılıp nükleer programının geciktirildiğini anlattığı satırlar ilginçtir. Meraklısına duyurulur.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.