ERGÜN DİLER

Tarihin içinden geçtiğimiz için anlamamız pek mümkün değil. Zor!
Zamanı yaşayıp olacakları görmek ve pozisyon almak gerçekten kolay değil.
Ama bunu yapanlar ayakta kalacak. Bu da dünyanın değişmeyen gerçeği...
Suudi Arabistan en büyük petrol üreticisi! Durmadan üretiyor, üretmekle kalmayıp fiyatı düşürüyor, düşürmekle de kalmayıp üretimi daha da artırıyor!
Cebindeki PARAYI RESMEN YAKIYOR!
NEDEN?
İran niçin Yemen'de kendini hissettiriyor? Şii kalkanı kurmak için nasıl bir motivasyonla ilerliyor? Türkiye burada nerede ve nasıl duracak? Ortadoğu'da yaprak düşse Ankara bunu hissederdi! Libya karışıktı.
Mısır'da taşlar yerine oturmamıştı! Barzani Irak'tan ayrılmak için gün sayıyordu. Suriye'nin hali ortadaydı.
Neler oluyordu? Nasıl düzelecekti?
Ve bu fırtınada biz nasıl ayakta kalacaktık.
2001 yılında İKİZ KULELER saldırısını yapan CIA, aslında Üçüncü Dünya Savaşı'nı başlattı. New York'un göbeğinde sözde üç-beş Müslüman genç uçaklarla kulelere dalmıştı. Hikaye böyleydi. Dünyayı değiştirmek isteyen Amerika, hazırlıkları aylar süren saldırıyı haber alamıyor ve engelleyemiyordu. Ama Trakya'daki bir profesör çocuk pornosu izleyince anında uyarıyordu! Garip! İKİZ KULE vakasından sonra Başkan Bush "ULUSUN BİRLİĞİ" isimli konuşması için ekranlardan sesleniyordu: Teröristlerle işbirliği yaparak kitle imha silahları üreten ülkeleri durdurmak ABD'nin görevidir. İran, Irak, Kuzey Kore gibi rejimlerin bizim hayat biçimimizi tehdit etmesine izin vermeyeceğiz.
Bu ülkeler terörist örgütlerle birleşme imkanı bulabilseler, özgür dünya tehdit edilecek. Eğer gözümüzü kırparsak, dünyanın geri kalanı da gözünü kırpacak.
ABD, bu fırsatı ele geçirmeli. Her nerede saklanıyorsa terörü bulmamız ve adalete getirmemiz gerek..."
Amerika'ya göre, Bush'a göre ŞER EKSENİ , İRAN , IRAK ve KUZEY KORE'ydi... Koskoca Amerikan ordusu kendine tehdit olarak bir günde ele geçirdikleri Irak'ı, içeride sorunları olan İran'ı ve dünyanın öteki ucundaki karanlıklar ülkesi Kuzey Kore'yi görüyordu. Aslında bu üç ülkenin de TERÖRİZMLE bir ilgisi yoktu. Dünyayı tehdit edecek güçleri hiç olmamıştı. Garip olan Amerika gibi bir gücün neden buraları HEDEF aldığıydı!
Düşünmemiz gereken buydu!
Amerika Irak'a girdikten üç saat sonra Bağdat'taydı! Direnç yoktu. Irak'a girmeden önce bizden TEZKERE istedi. 1 Mart Tezkeresi reddedildi.
Tezkere geçseydi Amerika Trabzon'da bile ÜS SAHİBİ olacaktı. Demek ki ikinci adım ŞER EKSENİ 'ndeki ikinci ülke olan İran'a gelecekti! Bir de uzaklardaki Kuzey Kore vardı! Uzaklardaki bu ülke neden ŞER EKSENİ kadrosundaydı? "İkiz Kule" saldırılarından sonra Amerika, Afganistan ve Irak'a girdi. Afganistan'a haritada bakın! İRAN ile ÇİN'in tam ortasında! TAMPON yani! Tahran ile Pekin'in ticaretini geçtiğimiz gün yazdım. Enerji kardeşliğini anlattım. Tekrar etmeye gerek yok. Çok yakınlar. İç-içeler...
Amerika, KULELER üzerinden yani WORLD TRADE CENTER üzerinden sermayeye mesaj veriyor ve savaş ilanında bulunuyordu. Irak'ı bölüp kontrol etmek, İran'ı mümkünse BEŞERİ OLAYLARLA parçalamak ve Kuzey Kore'yi de en son halkada JAPONYA'yı tehdit eder halden çıkarmak istiyordu. Japon markaları üretiyor ve ithalat-ihracattan doğan ARTI PARALARI Amerikan bankalarına yolluyordu. Kuzey Kore'nin bu sisteme zarar vermesi düşünülemezdi! İzin de verilmezdi!
Washington aslında Irak'tan beslenen Avrupa ile İran'dan beslenen Çin'e savaş açıyordu. Bunu da uçaklarla, El Kaide'yle, DAEŞ'le duyuruyor ve gereğini yapıyordu. Son günlerde alevlenen İran ile Suudi Arabistan arasındaki kavga hiç de bitecek gibi durmuyordu. Suudlar'ın aralarında Şİİ din adamı Nemr Bakır en-Nemr'in de bulunduğu 47 kişiyi idam etmesinden sonra konsolosluğu ateşe verildi. Onlar da dün Yemen'deki İran Büyükelçiliği'ni uçaklarla vurdu. Washington bu üç ülkeyle yani ŞER EKSENİ 'ndeki ülkelerle izinsiz masaya oturan herkese tavır alıyordu!
17 Aralık'ın arkasında yatan nedenlerden biri de buydu!
Ankara'nın bağımsız hareket etmesi istenmiyordu. Paralel bu nedenle sahne alıyordu. Bush'un ilan ettiği gibi ŞER EKSENİ dağılacak, Avrupa ve Çin kontrol altına alınacaktı. Bu görmediğimiz Üçüncü Dünya Savaşı'ydı! Suudlar 47 kişiyi idam ediyor, İran sert tepki veriyor, uzaklardaki KUZEY KORE ise HİDROJEN BOMBASINI patlatarak Washington'a "Ortadoğu'da bizi dışlayamazsın. Japonya'dan başlayıp Ortadoğu'daki ortaklarına kadar büyük zarar veririz!" diyordu!
Diyordu ama Kuzey Kore gariban, kendi halinde, "Ne kadar maaş alıyorsun?" sorusunun bile sorulamadığı bir ülkeydi. O zaman bu resti başkası çekiyordu! Kim dersiniz?
Evet ÇİN ! Kore Savaşı'ndan beri Çin, Kuzey'in arkasındaydı. Kendileri "Güleryüz Diplomasisiyle"
Afrika'ya bile inerken NÜKLEER BOMBA peşinde koşan Kuzey Kore'yi ekran önünden eleştiriyordu.
Oysa arka planda kendileri vardı. Destek sınırsızdı!
Güney Kore ve Japonya'daki Amerika'ya karşı defans yapıyordu! Yani mücadele her yerde devam ediyordu!
Hatta Çin İngiltere'ye gidip "40 milyar sterlin verelim. Ve burada nükleer santral yapalım!" diyecek kadar kendini Kraliçe'ye yakın hissediyordu!
İran'a ambargo kalkar gibi olunca peki Tahran'a ilk gelen kim oldu? Evet! İngiliz Dışişleri Bakanı Hammond! Fransa zaten oradaydı!
Arap Baharı'nın vurduğu her yerde AVRUPA vardı. İngiliz, Alman, Fransız, İtalyan... Aynı kavga Afrika'da da tüm hızıyla devam ediyordu... Bir uçta Kuzey Kore, bir uçta Ortadoğu... Arkasından da AFRİKA... Dünya böyle iken bizim içerideki bazı arkadaşlar günlük kavgalarla, günlük kısır atışmalarla, günlük muhalefetle gitmeyi amaçlıyorlardı...
Böyle bir denklemde evin içinde oturma şansın varsa buyur otur! Ama bil ki ya o ya diğeri gelip seni bulacak! AKILLA bu işten karlı çıkmak durumundayız... DENGEYİ GÖRÜP GİTMEK ZORUNDAYIZ... Büyük düşünerek bize yakışanı yapacağımız yerde hala kılık kıyafetle, sakalla bıyıkla uğraşanlar var! Anlamak mümkün değil!
Türkiye ne yöne dönerse büyük denge kurulacak, diğeri yıkılacak! Ama bazıları mutsuz! "Biz yıkacağımıza YIKILALIM" diyorlar... Maalesef büyüyeceğiz! DOĞU-BATI ALMANYA, KUZEY-GÜNEY KORE diye nasıl devletleri aynı SOY'dan gelmelerine rağmen böldülerse, bölgeden koparmak için kardeşlerimizi de bize DÜŞMAN ettiler! OYUN BOZULDU! Barzani yakında kopup gelecek!
Gidecek başka yerleri yok! Olması da gerekmiyor zaten... BÜYÜK OYUN TÜRKİYE'siz asla ve kat'a olmaz! Olmayacak da...
Elele verip yürümek de hendeklere girip çürümek de bizim elimizde!
Ben "KARDEŞ OLALIM, KARDEŞ KALALIM ve BÜYÜYELİM" diyorum...
Herkes kararını versin!