ERGÜN DİLER

AK Parti ile CHP arasındaki koalisyon görüşmeleri sonuçlandı. Sonuç çok kişi için sürpriz olmadı.
Koalisyon bekleyenler olsa da, bu yönde baskılar, yayınlar telkinler, temaslar yapanlar olsa da OLMADI! Olamadı!
Burası Almanya değil. BÜYÜK KOALİSYON için hedeflerin ortak ve bir olması şart. Türkiye'de durum böyle mi? Bence değil... Keşke olsa. SU... Hayatımızın vazgeçilmezi, olmazsa olmazı... Nedir SU? İki hidrojen ATOMU ile bir oksijen ATOMU birleşerek su molekülünü (koalisyon) oluşturur! Atomlar karşılıklı olarak birbirlerinin elektronlarını (BAKANLARI, BÜROKRATLARI yani kısaca DEVLETİ) ortak kullanarak KOVALENT BAĞ ( 4 yıllık ya da 2 yıllık anlaşma ve seçime gitme) oluştururlar... HİDROJEN renksiz, kokusuz, tatsız ve yanıcı bir elementtir.
Oksijen de soluk renkli, tatsız ve kokusuzdur! İki element de evrende en çok bulunanların başındadır... Ancak SU kendisini oluşturan iki elementin dışında bir şeydir. İki element YANICI ve YAKICIDIR!
Ama su! Yangını söndürmek için kullanırız! Birleşimden sonra BAMBAŞKA bir şeydir artık! Rüzgarlı havalarda yangınları söndürmek zordur.
Çünkü havanın içindeki oksijen alevleri büyütür. Ama hidrojenle yanyana gelip su'yu oluşturduğunda ortaya kendini bir kenara bırakmış bir element buluruz.
İkisi için de böyle...
AK Parti'nin CHP ile yanyana gelememesi ve uzak durması kadar doğal bir şey yok! Çünkü etkileşim sonucunda 2 yıllık ya da 4 yıllık KOALİSYONDAN sonra AK Parti'den geriye çok fazla bir şey kalmaz.
Haa bu arada "CHP de etkileşime giriyor o da değişmeyecek mi?" sorusu akla gelebilir!
Tabii ki değişecekti!
Ama CHP değişimi bu koalisyona girme ihtimalinden çok önce başlattı!
Deniz Baykal'ın kasetle liderlikten uzaklaştırılması, Kemal Bey'in gelişi değişen CHP içindi. Bakın şimdi CHP'nin içine hem muhafazakar, hem cemaatçi, hem Kürtçü, hem Türkçü yani değişik akımları temsil eden isimler vardı. Bu karışımın startı o KASETLE verilmişti zaten. CHP bir el tarafından dönüştürülüp uzun bir yürüyüşe çıkarılmıştı. İsimlere bakarsanız ne demek istediğimi çok rahat görürsünüz!
1940'lardaki CHP'den uzaklaşılmaya başlanmıştı. Bölgeyle, tarihle, dinle bir başka DİLLE konuşmaya çabası vardı.
CHP'ye ayar verenler DEVLETTEKİ değişimin istikametinde yön vermişlerdi.
90 yıl önceki bakış açısıyla Türkiye'yi yönetemeyeceklerini görmüşlerdi.
Askerde, bürokraside, dışişlerindeki değişimin uzantısı olarak CHP'de kendine format atıyordu. ANCAKKK! Ekonomi konusunda direniyordu!
7 Haziran'dan sonra bir dönem hep birlikte Kemal Derviş Bey'i konuştuk. "Koalisyon kurulursa ben ekonominin başında yer almaya hazırım!" diyordu! Ayrıca "Türkiye'nin geleceğinde hiçbir karanlık bölge yok. Pırıl pırıl... Bunu görmek ve değerlendirmek zorundayız" gibi sözler de söylüyordu. Ve AK Parti'ye ya da bir başka unsura karşı asla ve kat'a kırıcı bir dil kullanmıyordu! CHP de koalisyon görüşmelerinde inanılmaz bir nezaket içindeydi! Meydanlarda ve grup toplantılarında çok sert olan CHP lideri yerine oldukça anlayışlı ve dikkatli bir üslup kullanan bir siyasi kişilik gelmişti! Uzatmayalım... Eğer koalisyon olsaydı AK Parti kendini bitirecek bir girişime imza atmış olacaktı. CHP asla tek başına bir parti değildi! MERKEZ MEDYA, İSTANBUL BARONLARI ve KÜRESEL SERMAYE gibi önlenemez etkilere açıktı. Bunların önünde durup, koalisyonda sağlıklı ve kişilikli tavır almaları pek kolay değildi.
Liderler söyleyemese de iki parti arasında çok ciddi ROTA farkı vardı.
CHP bizi içeriye hapsetmek, AK Parti ise 100 yıl sonra bölgede yapılan paylaşım savaşından en büyük parçayı almak için yaşıyordu! CHP Esad'dan öteye geçemezken AK Parti, Erdoğan sayesinde Küba'dan Meksika'ya, Kazakistan'dan Ekvator Ginesi'ne kadar uzanıyordu! Türkiye dünyanın verdiği rolü bilerek açılıyordu. Gücüyle birlikte tarihin kendisine verdiği misyonu hatırlıyordu!
CHP maalesef böyle değildi!
Sahillerdeydi! Ama Ege ve Akdeniz'de!
Karadeniz'e bile çıkamıyorlardı!
Menzilleri kısaydı! Gidebilecekleri noktaların önceden tahmini zor değildi.
Ama bütün bu özelliklerini AK PARTİ ile kuracağı koalisyonda yenileyecek ve bambaşka bir CHP olarak çıkacaktı! Ve arkasından CHP'li yıllar gelecekti. Oyunu kuranlara yanaşıp oyunun başaktörü olacaktı!
Kemal Kılıçdaroğlu Bey biliyor mu bilemem ama CHP'ye kasetle vuranlar bunu hesap ediyordu! Resmi ideolojiden çıkan ve nerede duracağı belli olmayan bir CHP projesi vardı. Dönüşümü Kemal Kılıçdaroğlu Bey başlattı. Bence düşünülen lider o değildi. Ama sancılı dönemi onunla aşmayı planlıyorlardı! Dinle arasında bir sorun olduğu kulaktan kulağa anlatılan CHP işlem tamamlandığında EKMELETTİN İHSANOĞLU gibi BATILI-MÜSLÜMAN bir isme teslim edilecekti!
Taban karşı çıktığında ise "Aleviler karar merkezinde etkiliyken neden hiç sesiniz çıkmıyordu!"diye cevap verilecekti.
Herkesi kapsayan ve kucaklayan bir CHP isteniyordu. Koalisyon buna yarayacaktı! CHP olumlu yönde yani iktidara doğru yuvarlanan bir değişime imza atarken AK Parti için tam tersi olacaktı!
Bence bunu birileri gördü!
Eğer çok sürpriz bir gelişme olmazsa erken seçime gidilecek! Ve bu seçimde de baş AKTÖR CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN OLACAK! Bütün muhalefet Erdoğan üzerinden gelecek. İstanbul sermayesi ile küresel baronlar birlikte saldıracak! PKK ya da türevlerinin sesini daha çok işiteceğiz.
Para ile oynamayı deneyecekler.
İstikrarsızlık havası oluşturup Erdoğan'ı köşeye sıkıştırmak isteyecekler. Bunun için her yolu DENEYECEKLER. Yeni planda yani erken seçim sonucunda CHP ile HDP'yi masaya getirecekler. AK PARTİ'nin tek başına iktidar olamaması için çullanacaklar.
Türkiye'nin rotasından vazgeçmesi ve CHP'nin dönüşmesi için zaman kazanmak isteyecekler. Sandığa Erdoğan'ı götürecekler. AK Parti ile değil Erdoğan ile yarışacaklar! Dillerinden "Erdoğan" ismi düşmeyecek.
AK Parti ve Türkiye'yi rahatça yutabilmek için SU'ya dönüştürmeyi planlıyorlar... İstedikleri gibi yönetebilmeleri için Erdoğan'ın ağırlığından kurtulmaları şart. Bu nedenle seçim çalışmalarında birlikte BEŞTEPE'ye saldıracaklar. Eğer sandıktan koalisyon çıkarsa da ilk golü atmış olacaklar...
Amaçları siyasi rotayı değiştirip, PARAYI ele geçirmek. Bunun için birlikte gelecekler. Hem bizim hem Türkiye'nin istedikleri şekilde değişmesini istiyorlar! SU olmamız onlar için yeterli! Ama maharet gerektiğinde SU, gerektiğinde OKSİJEN, gerektiğinde ise HİDROJEN olabilmekte. Bazen söndürmek, bazen de yakıp kavurmak şart çünkü! Burası Ortadoğu!
Ama CHP ne yazık ki bunu bilmiyor!
Seçime kadar göreceğimiz senaryo zaten önceden yazıldı.
CHP ile HDP'yi AK Parti'nin yanına iliştirmek isteyecekler. Bunu da en güçlü yanımız olan BEŞTEPE'ye vurarak deneyecekler...
Oyun başlamadan "oyunu" haber vereyim istedim...
Film başladı bile...

NOT: Olağanüstü gelişmeler Türkiye'nin konuştuğu erken seçimi ileri bir tarihe atar mı?