ERGÜN DİLER

İSTESEK de istemesek de Yunanistan, bizim de sorunumuz oldu. Haberler, değerlendirmeler bitmiyor. Dün SOL'cu Çipras'ı yere göğe sığdıramayanlar, şimdi arkasını dönüyor.
Dün eleştirenler ise şimdi onu omuzlara alıyordu.
Çipras'ın getirdiği havanın Türkiye'de iktidarı değiştireceğini savunan çoktu!
Olmadı...
Eğer Türkiye eski Türkiye olsa, yani kaderini IMF'nin ellerine bıraksaydı çoktan gitmişti!
Bu olmadığı için ayakta!
Yunanistan da BORÇ alıp alıp ödeyemediği için masada...
Ama ben size daha ilginç bir şey anlatacağım...
ABD'de çok önemli noktalarda konuşulan bir olayı...
Herkes verdiği parayı geri alıp alamayacağını konuşurken etkili bir HANIMEFENDİ Atina'ya gitti. O hanımefendi, Victoria Nuland'tı... Çipras Yunan halkı tarafından tam destek görürken ne hikmetse bu görüşmeler basına sızmıyordu! En azından içeriği... Nuland görüştüğü Çipras'a kesin ve net bir şekilde şunları söyledi: "Asla Avrupa Birliği'nden çıkmıyorsun! Ve asla Rusya'ya yanaşmıyorsun..." Diplomaside böyle görüşmelerin İKİNCİSİ olmazdı. Mesaj net olarak verilir ve gereği yapılırdı. Çipras "Ya söylediklerinizi yapmazsam" bakışıyla Nuland'a dönünce, hanımefendi son noktayı koydu: BİR SUİKAST, HEM SİZİ HEM SİZİN NEDEN OLDUĞUNUZ SORUNLARI ORTADAN KALDIRIR... Bu mesajı aldığı belli olan Yunan Başbakan dün Avrupa'ya "Merak etmeyin sizlerle anlaşacağız" diyordu.
Peki Amerika, neden Yunanistan'ın Avrupa Birliği içinde kalmasını istiyordu? Bir de ben sık sık "Amerika'nın en büyük rakibi Avrupa" diye yazarken...
Öncelikle, Yunanistan ya da bir başka ülke BORÇLA kontrol altına alınırdı! Burada IMF, Amerika adına sahneye çıktı. Parayı verip düdüğü çalmak istiyordu. Yani direksiyondan Çipras'ı alıp Washington'a bağlamak istiyordu.
Bu nedenlerden biriydi. Asıl neden başkaydı! Eğer Yunanistan BORÇ krizi dolayısıyla Euro'dan ve Avrupa Birliği'nden çıkarsa, NATO da dağılacaktı! İşte Amerika'nın en büyük korkusu buydu! Erken bir hamle ile planlarının altüst olmasını istemiyordu! Bunun için de ÇİPRAS'ı makamında uyarıyordu: ÖLÜRSÜN! Konu, Nuland için daha da ilginç!
Hanımefendinin, geçen yıl ABD'nin Kiev Büyükelçisi Geoffrey Pyatt ile yaptığı görüşmede kullandığı küfürlü ifadeler internete sızdırılmıştı.
Krizi çözme çabalarında BM'nin rolünü öne çıkaran Nuland, konuşmanın bir yerinde "s...r et AB'yi" diyerek Avrupa'yı adeta küçümsüyordu.
Aynı isim şimdi Yunanistan'ı AB içinde ayakta tutmaya çalışıyordu!
Garip değil mi!
Bir NOT daha...
Victoria Nuland'ın babası Dr.
Sherwin B. Nuland...
Pulitzer ödüllü Yahudi Dr. Nuland'ın birçok araştırmasının bağışçısı, Rothschild ailesiydi.
Geçen yıl hayatını kaybeden Dr.
Sherwin B. Nuland, Yale Üniversitesi'ni üstü başarı ile bitiren 50 kişiden biriydi...
Türkiye'ye gelelim...
Almanya'da SPİEGEL'e karşı çıkarılan bir dergi var, FOCUS! Bu dergi İsrail'le garip ilişki içindedir.
FOCUS, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı bir yıl sonra yine hedefe koydu.
Son sayısında Almanya'da AJANLIK faaliyetlerinde bulunduğu için yakalandığı iddia edilen Taha Gergerlioğlu, Ahmet Duran ve Göksel G.'nin Hakan Fidan'a bağlı çalıştığını yazdı. Ve bunun da ALMAN GİZLİ SERVİSİ tarafından deşifre edildiğini ortaya attı. Aynı haberde başka iddialar da vardı... Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun makam odasındaki SURİYE KONULU toplantıya MİT Müşteşarı Hakan Fidan, Feridun Sinirlioğlu ve Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler katılmıştı.
Odada konuşulanlar daha sonra sızdırıldı. FOCUS, bu sızıntının kaynağı olarak NSA'yi gösterdi.
Gösterdi göstermesine ama o ODANIN ne NSA ne de başka bir güç tarafından DİNLEMEYE alınma ihtimali bulunmuyordu. Zaten odada telefonla ya da başka bir cihazla iletişim kuran yoktu.
Takip söz konusu değildi yani... Uydu devre dışıydı! Ama FOCUS, malum yapıyı aklamaya çalışırken toplantı masasının altına konulan cihazla dinleme yapıldığından söz etmiyordu!
Son derece gelişmiş cihazlarla yapılan SES TARAMALARI sonucunda KAYIT CİHAZININ toplantı öncesi görevli biri tarafından masanın altına konulduğu anlaşıldı.
NSA uyduyla takip varken masanın altına girmezdi.
Ama Alman dergi FOCUS "AJAN" diye yakalanan üç Türk için ortaya bir şey koyamıyordu!
Mesela Wikileaks'ın lideri Assange ya da NSA ajanı Edward Snowden bir konuyu diline dolar dolamaz ortaya takır takır belgeleri sürüyordu.
FOCUS'a göre Almanlar MİT'i aralıksız dinliyor ve izliyordu! Ama ne hikmetse ortaya tek bir kanıt bile koyamıyorlardı...
Neden? Çünkü yeni MİT, bunların kendilerini dinlemesine imkan vermiyordu! Bu nedenle de hedef oluyordu.
En son yapabildikleri içeriden biriyle masanın altına girmekti!
Galiba İsrail üzerinden birileri malum yapı ile ilgili İMAJ DÜZELTME çabası içindeydi...
Bu kadar KAYIT işi yaptılar, tek biri için bile çıkıp "Biz yapmadık!" diyemeyenler şimdi "Gördünüz mü NSA yapmış" diye hedef saptırıyor...
Yeni oyun bu galiba...
Manşetler ortada...
Yalan dünya...
Koalisyon ne olacak?
Kimse bilmiyor!
Ama en net Devlet Bey...
Ne AK Parti'ye, ne CHP'ye, ne de HDP'ye yanaşmıyor. Sandıktan çıkan sonucu görmezden gelip "Kimse ile işim olmaz" diyor!
Matematiği ne bunun ben bilmiyorum. Eğer siyaset bir mücadele ise galip gelmek istenmez mi? Ama Devlet Bey istemiyor.
İstemedikleri arasında sadece bir şeyi istemez gibi yapıp istiyor! CHP'nin AK Parti ile birlikte iktidarda olmasını... Bakınız Deniz Baykal Bey'in MHP tarafından açığa alınması aslında Erdoğan'a vurulmak istenen DARBEYDİ... Seçimden sonra Erdoğan'la görüşen ilk isim tasfiye edildi. MHP'nin CHP ile sert diyalogları da AK Parti-CHP seçeneğini yaşatmak içindi.
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan siyasi olarak çok farklı olan Deniz Bey, CHP lideriyle ekonomik politikalarda aynı çizgide olan Devlet Bey'in kurduğu gizli koalisyon tarafından kenara alındı.
Devlet Bey çok gariptir Kemal Derviş Bey'in söylediklerini daha dolaylı ifade ediyor! İstenen belli!
Bakalım ne olacak!