Arapça bir deyimdir efendim, "konuş, konuş, faydasız" anlamına gelir. "Söylüyorum, söylüyorum, dinleyenyok" da diyebilirsiniz.
Aydın Doğan Bey'in gazetesi, 21 kupona Nutuk dağıtıyor.
Fotoğraflı... Bugüne kadar fotoğraf koymayı akıl edememişlerdi...
İş Bankası on dört liraya satıyor, Buca Belediyesi bankadan paket paket getirtip sebil etmiş dağıtıyor ya, "aman biz de gerikalmayalım" demişler. Belki bu suretle hayır oylarında da biraz artış sağlarız!
Babıali bir ara bilmem kaç kupona Teflon tava ve Borcam tencere dağıtır hale düşmüştü (Melamin tabak takımı, hatta yatak çarşafı bile veriyorlardı), şimdi Nutuk'a terfi etmeleri elbette sevindiricidir. Arkasından "DasKapital"i ve "Mein Kampf"ı da bekleriz.
Bu elbette, gayretkeşliğe kılıf giydirilmiş de olsa, bir kültür hizmetidir.
Lakin reklam sloganı bize biraz tuhaf geldi. "Geçmişin ışığı, geleceğinpusulası" demişler.
Geçmişe gerçekten ışık tutmasını istiyorsanız, onu Kazım Karabekir'in anılarıyla birlikte okuyacaksınız, "mukayese" edeceksiniz yani karşılaştıracaksınız. Andrew Mango'nun mükemmel Atatürk biyografisine de dikkatlice bakacaksınız (Şevket Süreyya'yı boşverin, o çoktan "kadük" oldu.)
Fakat "kuponcu" müşteriden bunu bekleyemeyiz, üniversite gençliği bile bu zahmete katlanmıyor.
Pusulaya gelince...
Nutuk nasıl "geleceğin pusulası"olabilir?
Yurdumuz gene bir düşman işgaline uğrarsa, umutsuzluğa kapılmayacağız, karşı koyacağız, çarpışacağız... Onu biliyoruz, Nutuk'u okusak da okumasak da... Bunun için Nutuk okumaya gerek yok.
Başka neyin pusulasıdır?
Şapka giyeceğiz (hiç modası olmasa da), Latin alfabesi ve Miladi takvim kullanacağız (şu anda zaten ne yapıyoruz?), bir kadından fazlasıyla evlenmeyeceğiz, soyadımız yoksa hemen bir soyadı alacağız...
Ama bunlar Nutuk'ta yok ki!
Kurtuluş Savaşı'nın çok ayrıntılı anlatımından başka bir şey yok!
Nutuk 1927 yılında Arap harfleriyle yazıldı ve de yayınlandı, onu ne yapacağız? (Devrimleri "taksit taksit"yapınca böyle oluyor.)
Görmeyeceğiz, üstündedurmayacağız, unutmaya çalışacağız.
Nutuk koyu bir Osmanlıca kullanır, onu ne yapacağız? "Halkın anlayacağı şekilde"sadeleştireceğiz.
Ne yani, Atatürk halkın diliyle konuşmuyor muydu?
Bütün bu "Nutuk pazarlama"çalışmaları, "aradığınız herşeyiNutuk'ta bulacaksınız" kafasınınürünü, uzantısıdır. Bürokrat kafası da16 Nisan'da bir kere daha, hem de enbüyük hezimete uğrayacaktır.
İFLAH VE MÜFLİH
Bakın Kılıçdaroğlu ne demiş: "Birkişi hem başkan hem partiningenel başkanı olacak, yaniiki şapkası olacak... Bir kişidevletin tepesinde iki şapkataşıyorsa o devlet iflah olmaz."
Atatürk de iki şapkalıydı, hemcumhurbaşkanı, hem CHP'nin genelbaşkanı.
İnönü de öyleydi.
O dönemlerde devlet iflah olmadı mı?
Okulda bize tam tersini öğretmişlerdi de, o bakımdan soruyorum yani...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.