Esas olarak bir bürokrat partisi, yani bir memur zümresi örgütü, devleti kurmuş bürokrasinin halka baskı aracı olan CHP, ara sıra "bir dönem sosyaldemokratolmuş olduğunu" da hatırlıyor ve o günlere dönmeyi özlüyor...
CHP hiçbir zaman sosyaldemokrat olmadı. Öyle sanmaya yatkın olanlar tarafından öyle sanıldı.
Ecevit'in "akgünlere" gibi hoş ve içi boş sloganları, bütün o "atraksiyonlar", mavi gömlek giymeler, güvercin uçurmalar, Willy Brandt taklidi kasketler, "toprakişleyenin su kullananın" gibi modası geçmiş "ziraatbalonları", bir aldatmacaydı.
CHP şansını bir de böyle denemek istiyordu, o kadar.
Nitekim Ecevit de sonunda ayrılıp "kendi mülkü olan bir parti" kuracak ve hem kısır bir milliyetçiliğe, hem de ülkeyi berbat bir krize sürükleyecek olan "ekonomicahilliğine" kapılıp siyasi açıdan boğulacaktır...
Türkiye'nin gündeminde sosyaldemokrasi hiçbir zaman olmamıştır, bugün de yoktur.
Zavallı solun "sosyalizm uyduramadıkbari sosyaldemokrasiyi destekleyelim"tavrı da bir aczin ifadesidir.
Sosyaldemokrasi, durmuş oturmuş, sanayileşmesini tamamlamış, ekonomik gelişmede belli bir düzeye gelmiş, sınıfların katılaştığı ve kemikleştiği, artık "sınıf atlamanın" kolay kolay mümkün olamadığı toplumlarda, emekçinin pastadan biraz daha pay alabilme kavgasıdır. Ama sistemi de yıkmadan, arabayı devirmeden tabii!
Pasta yeterince büyümüş olduğu için de, emekçiye verilecek dilimi de büyütmek daha kolaylaşır. Sermaye artık buna pek ses çıkarmaz!
Türkiye durmuş oturmuş bir ülke değildir, çok çalkantılıdır.
Türkiye'de sınıf değiştirmek, seksenli ve doksanlı yıllardaki kadar kolay olmasa bile, gene de kolaydır.
Böyle bir ülkede sosyaldemokrasi "tutmaz" ve tutunamaz.
Örnek mi istiyorsunuz? Aydın Doğan'ın gazetesinden okuyalım:
"İstanbul'da kentsel dönüşümegiren gecekonduların sahipleri iki milyonliralık mülke sahip oluyor!"Cümle düşük ama gerçek çok çarpıcı.
Fikirtepe'de yüz metrekare arsası olan (daha doğrusu, evvelce köyünden gelip yüz metrekare hazine arazisi kapatmış olan) bu arsa payını müteahhide iki milyona satıyormuş, yani iki milyonluk gayrımenkul payı alıyormuş.
Doğan'a kapılanmış küçük burjuva gazetecileri, kendi çöplüklerindeki (yani Bağdat Caddesi'ndeki) kamyon ve kazma gürültüsünden, trafik sıkışıklığından ve tozdan topraktan duydukları rahatsızlığı dile getirirken asıl büyük "dönüşümü" göremiyorlar...
Sonra da "tüh, CHP gene kazanamadı" diye şaşıp ağlıyorlar.
Ömürleri böyle geçecektir.
Türkiye ancak 2050 yılı gibi "durupoturacak" ve sosyaldemokrasi belki ancako zaman gündeme gelebilecektir.
Ama bürokrat partisiyle değil tabii.
Hepimiz ölmüş olacağımızdan da, bizi şimdiden germesine gerek yok.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.