Yarısına kadar su ile dolu bardağın dolu olduğunu söylemek iyimserlik, boş olduğunu iddia etmek ise kötümserlik olarak kabul edilebilir.
Ancak yarıdan daha fazlası suile dolu olan bardağı boş olarakkabul etmeye ve ettirmeyeçalışmak, herhalde kötümserlikten ötebir haldir.
Son zamanlarda birbiri ardına çeşitli badireler atlatmış olsak da, ülkemizindurumu hemen her sahadaoldukça iyi elhamdülillah. 15 sene öncesine nazaran hemen her konuda muhteşem mesafeler alan ülkemiz, birilerinin estirmeye çalıştıkları olumsuz rüzgarlara rağmen, daha iyiye doğru tırmanışını da sürdürüyor.
Darbe girişimi sebebiyle ekonomik açıdan sıkıntıların yaşandığı 2016 yılının ardından, 2017 ileilgili büyümerakamları,bundansonrasınındaha da iyiolacağınınmüjdecisi.
Söylemek gerek ki, ekonomik gelişmelerin kötü olması gerektiğine inanan daha doğrusu bunu temenni edenleri, dahası uluslararası kredi değerlendirme kuruluşlarını ve bizi izleyen herkesi şaşırtan bir durum bu.
Her zaman 'batmak üzereyiz, batıyoruz, battık' gibisinden olumsuz değerlendirmeler yapma alışkanlığında olan bazı çevreler, tahminlerigerçekleşmese de, bekledikleriya da istedikleri olumsuzluklarıngerçekleşeceği yönündekiümitlerini kaybetmiş değiller.
Bir anlamda 'kökten kötümser' bir güruhtan bahsediyoruz yani.
Milletimizin kahir ekseriyeti ile kan uyuşmazlığı olan ve dolayısıyla onları layıkıyla temsil eden yönetimdekikadroya iflah olmaz bir düşmanlıkbesleyen kökten kötümserlerin ülkemize bakışlarını 'küçük olsun, bizim olsun' anlayışı ile tanımlamak mümkün.
Bu güruhun, 'ülke yönetimi bize geçtiğinde nasıl olsa büyütürüz' şeklinde bir düşünceye sahip olmadığı da, altı mutlaka çizilmesi gereken bir husus.
Ülkemizin durumunun kötü olmadığını biliyor olsalar da, aitoldukları kesimin kuralları gereğikötümser yorumlar yapmakmecburiyetinde olanlar, Türkiye'nin daha ileri gitmesi ve benzeri hedeflere sahip değiller yani.
'BEN YOKSAM EKSİKTİR!..'
Kökten kötümserlerin yanında,kendileri ya da arzu ettikleribirileri aktif olarak yönetimdebulunmadığı için kötümserlikilletine duçar olmuş olanlarda var... Gelişmelerin olumsuzluktaşımadığını bilen bu kesim mensuplarıda, kendilerinin ya da arzuettiklerinin dahli olmadansağlanan güzelliklerin kalıcıolamayacağı saplantısındalar. 'Benyoksam, işler kötüdür' açısındanbaktıklarından, gidişin bir gün tersinedönebileceği düşüncesindeler.
Nerdeyse ağzına kadar dolu bardağı boş göstermeye çalışan kökten kötümserler açısından yapılabilecek bir şey yok. Onlar böyle davranmak mecburiyetindeler çünkü.
Ancak, milletimizin kahir ekseriyeti ile kan uyuşmazlığı problemleri olmayıp, değişik sebeplerle kötümser gözükmek durumunda kalanlara, üzerlerine yapışmış gibi gözüken kötümserliğinbulaşıcı olma ihtimali olduğunuhatırlatmakta fayda var.
Kötümserliğin yayılması durumunda da, 7 Haziran 2015'teyaşananların tekrarlanabileceğini söylemek mübalağalı olur elbette.
Ancak o zaman yaşananları hatırlatmak, detay problemleri esasmesele haline getirmenin ne gibiriskler doğurabileceği hususunu hatırlatmak demektir.
Bardağın doluya yakın olduğunu biliyorsak, bize düşen onun dolu olduğunu söylemektir. Bu arada, bardağın eksik olduğunudüşündüğümüz kısmınıdoldurmak için de gayretgösterebiliriz tabii. Ancak lisan-ı münasiple, yani kırıcı olmamasına gayret edeceğimiz uygun bir dille...
Unutmayalım ki, kaybedilebilecekçok fazla şeyimiz var... Bireyselkayıplara katlanabiliriz belki, amatoplumsal kayıplar can yakıcı olabilir...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.