Filistin meselesini, 'bütünmeselelerin anası olarakdeğerlendirmek, boşuna değildir. Ve bumesele gereği gibi çözülmeden dünyabarışının sağlanamayacağını söylemekde, hiç abartılı olmaz...
Dünyanın gözleri önünde yaşanan Filistin'deki İsrail zulüm ve katliamlarına, Filistin halkının çıplak elleriyle mani olabilmesi mümkün olmadığına göre, iş BM gibi uluslararası kuruluşlara düşer.
Varlık sebepleri de budur çünkü.
Ancak, Mescid-i Aksa ile ilgili gelişmelere baktığımızda, başta ABDolmak üzerebütün batılıülkelerinproblemlereçözümbulmak yerinegeçiştirmeyeçalıştıkları anlaşılıyor. Bu durum, tabii ki üzücü. Ama nasıl bir dünyada yaşadığımızı anlamak açısından ufuk açıcı.
Birleşmiş Milletler'in icra organı Güvenlik Konseyi'nde yapılan "Filistindahil Ortadoğu'daki gelişmeler" başlıklı toplantı da, beklendiği gibi İsrail'in zulümleri konusundaherhangi bir adım atılmadan neticelendi.
Konsey toplantılarında İsrail'leilgili kollayıcı tavrı ile bilinen ABDyine şaşırtmadı. Bu ülkenin BMDaimi Temsilcisi Nikki Haley'in sözleri,süper güç ABD'nin konulara adaletve hakkaniyetle yaklaşmaya niyetiolmadığını açık-seçik gösterdi. Güvenlik Konseyi'nin İsrail'itakıntı haline getirdiğini ileri sürmüşABD temsilcisi. Kurulduğu tarihtensonra ve özellikle de 1967'den itibarenmilyonlarca Filistinliye hayatı zindaneden İsrail'in yaptıklarını görme yanlısıdeğil belli ki.
İsrail ve BMGK konusunda acı gerçek şu ki, Filistinlilere yaptığı zulüm ve katliamlar sebebiyle Güvenlik Konseyi gündemine gelse de, ABDvetosu sebebiyle İsrail aleyhindekararlar alınamamış. Hasbelkaderalınabilen birkaç karar dauygulanmamış zaten.
İSLAM ÜLKELERİNE ŞAHİN...
Özellikle de İslam ülkeleri söz konusu olduğunda hemen harekete geçtiği bilinen GK'nin, bu ülkeler aleyhine alınan kararların uygulanması konusunda ciddi şekilde takipçi olduğu biliniyor. Filistin'deyaşanan zulüm ve haksızlıklarkarşısında zorlukla alınabilen GKkararlarını kaale bile almayanİsrail'e karşı ise parmaklarınıbile kımıldatmadıkları, hepimizin malumu.
ABD Temsilcisi, batılı siyaset ve diplomatların tipik bir örneği belli ki.
'Kudüs'te artan gerginlik sebebiyle herkesin endişesini paylaştıklarını' ifade edip, taraflara gerginliği azaltma çağrısı yapmış ve sözlerini şöyle bitirmiş:
"Kudüs'te kutsal alanlara erişimve güvenlik son derece önemli."Kudüs'te kutsal alanlara erişim vegüvenliğin son derece önemli olduğunubilmeyen yok zaten. Müslümanlarcamilerine rahatlıkla giremediklerive özellikle İsrail askerlerininsaldırısına maruz kaldıklarıiçin konu Güvenlik Konseyi'ndetartışılıyor. Ancak bu tür problemlereçözüm bulmak için kurulmuş olanGüvenlik Konseyi, topu taca atıyor.
ABD temsilcisinin 'taraflara gerginliği azaltma çağrısı', tam bir komedi. Biryanda her türlü silahlarıyla İsrailaskerleri, öbür yanda atacaktaşı bile olmayan Filistinliler...
Problemin kaynağı ise Filistinlilerin camilerinde namaz kılmak istemeleri...
Aynı toplantıda konuşan İngiltere BM Daimi Temsilcisi Matthew Rycroft, en azından esas meselenin bazı yönlerine değinmiş. İsrail'in varlığının ve bütün yaptıklarının sorumlularından olan İngilizlerin, "Gazze'deki elektrikkesintisi, giderek kötüleşen insanidurum ve Doğu Kudüs'te artanyasa dışı yerleşim birimlerindenson derece endişe duyduklarını" öğrenmek -yaşananlara ilaç olmayacak olsa da-, güzel...
Yalanların, çıkarların, zaafların hakim olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Gerçekten yaşanabilir bir dünyaisteyenlerin, 'Dünya Beş'tenbüyüktür' sözü üzerine uzun uzundüşünmeleri bu açıdan çok önemli...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.