Canını ciddi şekilde sıkabilecek bir husus ile ilgili olarak, getirilen bütün delillere rağmen bir türlü inanmak istemeyenlerle ilgili çeşitli fıkralar vardır.
Mizahın bir çeşidi olarak fıkraların çoğunun nezih olmaması dolayısıyla, bu konuda örnek vermemek daha iyi.
Ancak, ülkemizdeki Avrupasevdalılarının buülkelerin bizeçifte standart,hatta dahabeteriniuyguladıklarınabir türlüinanmakistemiyoroldukları,zaten bilinenbir husus.
Yakın zamanda yaşanan birçok gelişme, bu inanmama ya da bir türlü inanamama sıkıntısı çekenler açısından bol miktarda örneklerle dolu. Avrupa Parlamentosu'nun Türkiyeile AB arasındaki müzakerelerinaskıya alınmasını tavsiye edenraporu kabul etmesi de, yeni birgelişme.
Haklarını yemeyelim, AP mensupları artık belirli ölçüde objektif olma gereğini hissettikleri için olsa gerek, raporaTürkiye'nin hoşuna gidebilecek bazışeyler de yerleştirmişler. Tabii ki hoşa gedecek bu şeylerin çerez nevinden olmasına da dikkat ederek.
Aslında AB'nin terör listesinde olduğu halde, Birlik üyesi bütün ülkelerdeserbest dolaşıma sahip PKK'nınyeniden şiddete başvurmasınıkınamışlar mesela. Avrupa devletlerine PKK sembollerini yasaklama çağrısında bile bulunmuşlar!.. Tabii, PKK terör örgütü kabul edildiği halde şimdiye kadar bu sembollerin kadar neden yasak kapsamına alınmamış olduğu konusuna girmemişler...
15 Temmuz vurguları da hoş. 15 Temmuz darbe girişimi ve Türkiye'de gerçekleşen terör eylemleri kınanmış.
Hükümetimizin sorumluları hukuk devleti ve adil yargı hakkı çerçevesinde yargılama hak ve sorumluluğu olduğu da belirtilmiş...
Birlik üyesi ülkelerin Türkiyedüşmanı terör örgütlerine adetahamilik yaparak terörle mücadelekonusunda topu taca atmaları,raporda yok.
AÇILMADAN İADE...
Esas olarak "16 Nisan'da kabul edilen anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi halinde Türkiye ile üyelik müzakerelerinin "derhal ve resmen askıya alınması" için AB devletleri ve Avrupa Komisyonu'na çağrıda bulunulan rapordaki hususların çoğu bildik şeyler.
Ermeni meselesinde bildik tarafgirliklerini tekrarlayıp, Kıbrıskonusunda Rumların taleplerinindoğru olduğunun altını kalınçizgilerle çizmişler mesela.
Kıbrıs konusunun kördüğüm haline gelmesinde Avrupa Birliği'nin katkıları, umurlarında bile değil. Mevzuatlarını olabildiği kadar aleyhimize kullanma arzuları o kadar bariz ki, Kıbrıs RumKesimi'nin üye alınmamasınıemreden AB mevzuatının Birlikçeihlalini unutmuşlar.
Cumhurbaşkanımızın Avrupa Birliği üyesi ülke liderlerinden bazılarını yönelik 'Nazi' benzetmesi de raporda yerini almış. Söz konusu liderlere 'Nazi gibidavranmaktan gaz geçin' demeyip,Cumhurbaşkanımızı kınamaklayetinmişler.
Raporun en hoş yönlerinden birisi, Ankara'ya Avrupa'daki Türkdiasporasını kontrol etmektenvazgeçme çağrısı yapılmış olması...
Belli ki Türkiye'nin bu tür bir düşünceye kapılması halinde işlerinin çok zorlaşacağını düşünüyorlar...
Bağlayıcılığı olmayan ve Türkiyetarafından 'kapağı açılmadan iadeedileceği' açıklanan AP raporunda,komedi tadında hususlar da var.
Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin yapımına dair planların durdurulması talebi, bunlardan birisi.
Ruslarla yapılacak bu santralindurdurulması talebinde bulunulanraporda, Japon-Fransız ortaklığı ileyapılacak Sinop Nükleer Santrali'nedeğinilmemiş bile...
Bütün bu sözlerden sonra, hala Avrupa hayranlığı konusunda ısrar edenlere sormak gerek: Bütün bunlar ve daha niceleri yetmiyorsa, Avrupa'nın çifte standartlarından emin olabilmeniz için daha ne gerekiyor?..
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.