Kemal Kılıçdaroğlu'nun esas sebebini sadece kendisinin bildiği yürüyüşünü Mahatma Gandi'ninmeşhur Tuz Yürüyüşü'ne benzetenler var.
Daha önce de Gandi'ye benzetilmişti söz konusu kişi.
Önceki benzetme çabaları belki biraz fiziki görünüşle ilgiliydi, kim bilir...
Ancak Kılıçdaroğlu'nun -Edirne ve Pensilvanya'ya uzatma niyeti olup olmadığını bilmediğimiz için-, şimdilik Ankara-İstanbul arasında yapacağı anlaşılan yürüyüşünü,Gandi'nin Tuz Yürüyüşü'nebenzetenler, en hafifinden ayıpediyorlar.
Gandi'nin yürüyüşü o dönem Hindistan'ı yönetmekte olan İngilizlere karşıydı ve sömürge yönetiminin gücünü kırmayı amaçlıyordu.
Nitekim, İngilizlerin 'Hintlilerin kendileri için tuz üretemeyecekleri' yönündeki yasağını anlamsız hale getirmekle kalmadı ve Hindistan'ınbağımsızlığına giden önemliadımlardan birisi oldu TuzYürüyüşü.
Oysa Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşü ile ilgili söylenebilecek en iddialı söz, Türkiye'ninkırdığı uluslararası vesayeti tekrarhakim kılma yürüyüşü olabilir, ancak.
Adalet Yürüyüşü, Enis Berberoğlu'na verilen ceza ya da 'kaçabilir' şüphesiyle tutuklanmasından çok, bölgede Türkiye'nin menfaatleri için adımlar atan yöneticileri zor duruma düşürmeyi amaçlıyor çünkü.
Şöyle veya böyle, devletin kurumlarının mevcut kanunların verdiği yetkiyle attıkları bir adımdı MİT TIR'ları. Bu haliyle de 'devlet sırrı' idi tabii olarak. Mahkemenin açıkladığı kararıngerekçesinde yer alan hususlar,görüntüleri yayımlayanların dabu durumun pekala farkındaolduklarını gösteriyor.
Yayımlayanların kendi aralarında 'bu devlet sırrıdır, başımız derdegirer' şeklinde konuştukları anlaşılıyor mahkeme kararından. Yayımlananları servis edenlerin ne konuştuklarını ise bilmiyoruz, henüz.
Ancak, görüntüleri EnisBerberoğlu'na servis edenlerinde bir gün meydana çıkacağınıvarsayabiliriz. Mezkur şahıs 'Bütünvarlığımla haberin arkasındayım' demişolsa da, o günlerde 25 yıllık ceza aklınınucundan bile geçmediği için, durumdeğişebilir şimdi...
Söz dinleyenbir ülke...
Berberoğlu, devlet sırrı niteliğindeki bilgileri yayımlamak üzere birilerine vermekten suçlu bulundu. Herhangi bir devlet lehine olmasa da, bunu casusluk olarak değerlendiriyor kanunlarımız. O sebeple de, yayımlayanlardan bile çok ceza öngörüyor.
Kılıçdaroğlu, beraber yürüdükleri ve yürüyüşe alkış tutanlar, ülkemizin onlarca ülkenin oyun sahası halindeki Suriye ile ilgili attığı bazı adımlardan rahatsızlar, bu belli. Suriye konusundaülkemiz dışında kimin ne yaptığı,umurlarında bile değil. Ama Türkiye, kendi menfaatlerini sağlama alacak adımlar bile atmamalı onlara göre.
Bu durumu kimileri barışseverlik ya da naif bir yaklaşımın gereği olarak değerlendirebilir. Ancak, uzun bir sınırımız olan Suriye'deki gelişmelerin bizi çok yakından ilgilendirdiği ve bir şeyler yapılması gerektiği de gerçek. Ülkemizin 'uluslararası sisteminuyumlu ve söz dinleyen birüyesi olması' talebi, 15 Temmuzgecesi silah zoruyla TRT'denyayınlatılan korsan bildiride açıkçadillendirilmişti. Kılıçdaroğlu böylesöylemiyor belki, ama yapmak istediği bu.
Kendisini bir kasetle bulunduğu koltuğa getirenler istediği için mi yoksa başka bir yol ve yöntem bulamadığından 'yürürken düşünürüm' niyetiyle mi yola çıktı, bilmiyoruz. Ama bu yürüyüşle 'Tuz Yürüyüşü'nün uzaktan yakından alakası yok...
'Çakma Gandi' tabiri biraz oturmuştu, tamam. Ama bu yürüyüş TuzYürüyüşü'nün çakması bile değil... Tuz Yürüyüşü sömürü veemperyalizme karşı yapılmıştı; Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşü isesömürü ve emperyalizmi davetyürüyüşü çünkü...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.