Türkiye'nin yüzde 100kendi imalatı olacak yerli birotomobil... Cumhurbaşkanı RecepTayyip Erdoğan'ın bu konudaki talebive ısrarı biliniyor. TÜSİAD'ın pek sıcakbakmadığı çağrıyla TOBB'un ilgilenmeemareleri gösterdiği de. Önümüzdekigünlerde bu konuda sürprizaçıklamalarla karşılaşabilirizbelki de.
Otomobil, hele yüzde 100 yerli otomobil, kolay bir iş değil, doğru. Ancak Türkiye açısından çok zor olduğu da söylenemez.
Birçok otomotiv firmasının montajfabrikalarınaev sahipliğiyapanTürkiye,otomobilüretimiaçısındanbir merkez gibi zaten. Bulunduğumuz coğrafya da, pazarlara ulaşabilme açısından oldukça uygun.
Yüzde 100 yerli otomobilimizi mutlaka yapmamız gerektiğini düşünenlerin yanında, çok zor bir iş olduğu için yapamayacağımızı ve kesinlikle böyle bir şeyyapmamamız gerektiğinidüşünenler de var.
Mutlaka yapmamız gerektiğini düşünenlere göre, bu öncelikle bir ihtiyaç ve dahası prestij meselesi.
İhtiyaç, çünkü Türkiye otomotivaçısından oldukça iyi bir Pazarolmanın yanında başka pazarlaraçısından da merkezi birkonumda.
Çok zor olduğu için yapamayacağımızı düşünenler, belli ölçüde haklılar belki. Ama, bir yerinden başlanması gerektiği ve şartların çok uygun hale gelmesinin pek anlamlı olmadığı da açık. Hem, kervan yoldadüzülür sözünün bize has bir söz olduğunu da unutmamak gerek.
Kesinlikle 'kendi otomobilimizi yapmamamız gerektiğini' düşünenler, konunun en hassas yanı. Bunların benzer bir tezi savunan ataları, yabancıfirmaların mümessilleri olduklarıiçin böyle diyorlardı daha çok.
Şimdikilerin böyle bir bağlantıları belki yok, ama zihin yapısı aynı...
Bu değişik düşüncelerin her birisinin, tarihi derinliği var. Cumhuriyetin ilkyıllarında ülkenin sanayileşmesiiçin sürdürülmeye çalışılançalışmalar karşısında da benzerrefleksler varmış çünkü.
DEVRİM OTOMOBİLİ ÖRNEĞİ
Mutlaka sanayileşmemiz gerektiğinidüşünenlerin yanında, konuya 'iyi olurama biz sanayileşemeyiz ki' şeklindeyaklaşanlar ve tabii, 'ne sanayisi,biz bir tarım ülkesiyiz, şeftalive patates üretmek neyimizeyetmiyor' diyenler de varmış.
Genç Cumhuriyet'in Avrupa ülkelerinden konu üzerine raporlar hazırlatmak üzere getirdiği uzmanlar olmuş vaktiyle. Bunlar da uzun yıllar araştırdıktan sonra, 'sanayileşmenizegerek yok, siz bir tarım ülkesiolarak kalsanız iyi edersiniz' demişler.
Söz konusu uzmanların ülkemizi Pazar olarak kullanan fabrikalarla bağlantısı var mı yok mu, bilmiyoruz.
Ama 'şeftali ya da patatesüretmemiz gerektiği' kanaatindeolanların Avrupalı fabrikalarınınTürkiye mümessilleri ya daonların yakınları oldukları malum.
Yüzde 100 yerli otomobil meselesi ile ilgili olarak zikredilmesi gereken başka hususlar da var şüphesiz. KayseriTayyare Fabrikası'nın ve hele NuriDemirağ'ın kendi imkanlarıylakurduğu Tayyare Fabrikası'nınbaşına gelenler gibi mesela.
Devrim Otomobilinin hikayesini biliriz. Ancak, Devrim otomobiline yeteri kadar benzin konulmaması ve sonrasında gözden düşürülmesi olayının arkasında neler olduğu hala bilinmeyenler arasındadır. Devrim Otomobili çevresinde olup bitenler, bu memleketin kendi ihtiyaçlarını üretmemesi için bin dereden su getirenlerin maharetidir aslında. Yüzde 100 yerli otomobiltartışması, kimin bu ülkedenyana yani yerli ve milli olduğunugösterdiği ve göstereceği gibi; kimlerinde bu ülkenin pazar olmaya devametmesi gerektiğine inandıklarını ortayakoyan bir tartışma. Bu sebeple dikkatleizlenmeyi hak ediyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.