Cumhurbaşkanımızınziyareti öncesi, Suriye DemokratikGüçleri'ne (PYD/YPG ve PKK olarakokunabilir) ağır silahlar vermekararı alan ABD yönetimininbu kararından dönmemesisürpriz olmadı. Bölge ileilgili konulara Türkiye'ninyaklaşımı ile ABD'ninyaklaşımı arasında dağlarkadar fark varçünkü.
Türkiye, bölgedeki istikrarsızlığın bir an evvel sona ermesini istiyor.
Bu sebeple de karışıklığı ve istikrarsızlığı artırma potansiyeli olan adımlar konusunda hassas. ABD ise, bölgede karışıklığıve istikrarsızlığı sürekli halegetirebilecek adımlar atabilmek içinfırsat kolluyor gibi.
ABD'nin istikrarsızlığı sürekli hale getirecek adımlar peşinde olduğu ifadesi, ilk bakışta garip gelebilir. Ama bütün dikkatleri Rakka operasyonuna çekmeye çalışanların, DEAŞ'a yönelik mücadelenin yıllarca sürebileceği yönündeki vurgularını, mevcutkaotik halin sürmesini istedikleriyönünde yorumlamak da mümkün.
Mevcut halin yani 'karışıklığın, ölümlerin, sefaletin sürmesinin kime ne faydası var?' sorusunun, bölge ile ilgili olarak pek anlamlı olmadığı da açık. Suriye'de 500 bindenfazla insan hayatını kaybetmesi,milyonlarcasının mültecikonumuna gelmesi, bölgede ilkolay değil.
Afganistan'a ve Irak'a baktığımızda da, aynı tavrın değişik versiyonlarını görüyoruz. Tek bir vatandaşlarınınburnunun kanamasını dahi büyükbir mesele olarak görebilenbatılıların, milyonlarca insanınölümünü sanki bir film gibiseyretmeleri hali ile karşı karşıyayız.
ABD HEP BÖYLE...
Tarihin en sofistike terör eylemi olan 11 Eylül'ün hemen ardından ülkeyi işgal ederken, Afganistan'abarış, demokrasi ve insan haklarıgetireceğini söylemişti ABD. Oysa sadece kan, barut ve ölüm getirdi.
Afganistan işgalini 2003'deki Irak işgali takip etti. Bu ülkenin kimyasal hatta nükleer silahlara sahip olduğu ve dünya barışı için büyük bir tehdit teşkil ettiği iddialarıyla girişilen işgal sonrası Irak'a da barış, demokrasive insan hakları getirileceği vaat edilmişti.
2017'deyiz ve her iki ülkede de ne kadar barış, demokrasi ve insan hakları olduğu, hepimizce malum. ABD işgali, karışık durumdaolan bu ülkelerin daha fazlakarışmasından başka bir şeygetirmedi. İstikrarsızlığın ABD eliylekalıcı hale getirildiği iki ülkede demilyonlarca insan hayatını kaybederken,milyonlarcası da mülteci konumunadüştü.
Konumuza dönersek: ABD, SDG'yi yani PKK'nın Suriye uzantısı olan PYD/YPG'yi, sadece Rakka'nın DEAŞ'tan kurtarılması için kullanacaklarını söylüyor. Bu da, ABD önderliğindeki DEAŞ karşıtıkoalisyon, bir terör örgütü ilemücadele için başka bir terörörgütünü kullanacak demek.
Rakka harekatı derken DEAŞ 'aölümcül darbe vurmak ve onubölgeden kazımaktan bahsetmiyorABD ve koalisyonun diğer üyeleri.
Bu da mevcut durumun sürmesinden memnun oldukları kanaatini destekliyor.
Geçmişte yaşanan ve DEAŞ'ın aslında belki de kullanışlı bir mekanizma olduğunu akla getiren başka bazı gelişmelerle beraber düşünüldüğünde, birilerinin DEAŞ'ı bölgede istikrarsızlık için kullanıyor oldukları, yabana atılmaması gereken bir ihtimal.
Süper güç ABD'nin başını çektiğigirişimlerin müdahale edilenbölgelere huzur ve istikrar yerine,adeta sürekli bir istikrarsızlıkgetirdiği, gözlerden gizli bir şey değil.
Gelecekte neler yaşanacağını hep beraber göreceğiz inşallah. Ama bilmemiz gereken şu: Türkiye,bölgenin huzur ve istikrarınıisterken; ABD ve başkaları dakalıcı istikrarsızlık istiyorlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.