Hürriyet'in tam da 28 Şubat'ın 20 yıldönümüne gelen günlerde dönemi hatırlatan 'Karargah Rahatsız'manşetinin de etkisi var muhakkak. Ama sürecin 20. yıldönümü epey yoğun yaşandı.
28 Şubat'ın mesullerinden bazılarına yönelik olarak 2012'de başlayan tutuklamalar sonrası açılan ve ilk duruşması 2 Eylül 2013'te yapılan "hükümetidevirmeyeteşebbüs"davası, halensürüyor. 76'sı tutuklu, toplam 103 sanıkla başlayan ve halen tutuklu sanığı kalmayan davanın 87. duruşması 22 Şubat'ta yapıldı. 88.'si, 23 Mayıs 2017'de.
28 Şubat Süreci'ne adını veren MGK toplantısının üzerinden 20 yılgeçtikten sonra, o dönem açılanyaraların -galiba- kabuk bağladığı söylenebilir.
Peki ama o dönem bu yaraları açanlar, yani bile isteye milletimize büyük acılar yaşatanların durumu nedir acaba? En azından kendi nefislerinde bir sorgulama yapmışlar, o zaman yaşananlar veözellikle de kendilerinin sebepoldukları konusunda düşünmüşler midir?.. Sürecin önemli isimlerinden olup, sonrasında kankaları tarafından mağduriyet yaşatılanlar arasında içhesaplaşma yapanlar ve o dönemleilgili pişmanlıklarını kamuoyuylapaylaşanlar oldu. Ancak vaktiyle minareyi çalmadan önce kılıfını iyi hazırladıkları için, herhangi bir şekilde kendilerine ulaşılamayanların durumu belirsiz.
Bunlardan en azından bazılarının, bir gün bir şekilde kendilerine de ulaşılabileceği korkusuyla yaşadıkları ve kapıları her çalındığında 'acaba?..'kaygısı ile açtıkları, biliniyor.
28 Şubat'la ilgili olarak hakim karşısına çıkanlardan bazılarının hala burunlarından kıl aldırmadıkları, malum. 'Bugün deolsa aynısını yapardım' diyenler 87duruşma boyunca, gerçekte olanbiteni değil, uydurdukları bahanelerianlattılar. Bundan sonra da böyle yapacakları, kesin.
Ödeyecekleri çok fatura var...
Henüz kendilerine ulaşılıp kapıları çalınmamış olanlar, neler yapıyorlardır bilmiyoruz... Mevcut kanunlar başörtüsünü yasaklamadığı, aksine serbest olduğunu belirttiği halde, 'başörtüsükanunlara göre yasaktır' diyeefelenerek, kızlarımızı okullardangeri çevirenler, geçen süre içinde o hükümleri bulabilmişler midir mesela?..
Başörtülerini çıkarmadıkları için İmam-hatip okullarının önlerindenotobüslere doldurarak şehrin uzaknoktalarına bıraktıkları küçücükkız çocukları akıllarına geldiğinde, keyifleniyorlar mıdır?..
Katsayı'yı icat edip, İmam-Hatiplerinyanında meslek liselerinin deönünü keserek ülke sanayiine kankaybettirenler, mutlu mudurlar hala?..
O zaman gözlerimizin içine bakarak söyledikleri, 'meslek liselerine olanilgi daha artsın diye üniversiteyegirişlerini kısıtlıyoruz' yalanına hala inanıyorlar mıdır?..
İnandıkları gibi yaşayarak okumak istedikleri halde, okuma haklarıellerinden alındığı için hayataküsen, hatta üzüntüden hayatlarınıkaybedenlerin müsebbipleri, bunun faturasını er ya da geç ödeyeceklerini biliyorlar mıdır?.. Kankası olan yazar aleyhinde 'andıç' gereği manşetatmak durumunda kalışını 'mecburuz,bankamız var' şeklinde izah eden gazete yöneticisi, mutlu mudur?.. 'Meseleyi ideolojikzannediyorduk, ama şimdi anlıyoruzki, her şey ekonomi ile ilgiliymiş'tespitini yapan siyasetçi, 'altın tepsiiçinde hükümet hediye ediliyordu, hayır mıdiyecektik' diyebiliyor mudur?
Gözleri kararmış bir şekilde devletin ve milletin zenginliklerini yağmalayanlar, şimdi o zaman kazandıklarını keyif içinde mi harcıyorlardır acaba?..
20. yılda da cevabını bulamadığımız birçok soru var. Umulur ki 21. yıla kadar bulunabilir... Ve 20 yıldır nefeslerinitutmuş bir şekilde kapılarınınçalınmasını bekleyen bazılarının da kapıları çalınır... Çalınmalı çünkü...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.