CumhurbaşkanlığıSistemi'ne geçişle ilgili anayasadeğişikliği, gündemin en önemli konusuartık. Ve konu üzerindekitartışmalar yoğunlaştıkçada, 'hayır' demek içinbahaneler arayanlarınişlerinin oldukça zor olduğuortaya çıkıyor.
Hayır cenahında yer almaya kararlı olanların büyük bir kesiminin, referandum gününe doğru 'evet'çiolacaklarını söylemek, çok iddialı sayılmamalı.
İnsanımızın kahir ekseriyetinin, hayır denmesinisağlamak için çalışanlarınyalanlarına kanmaları pek mümkün değil çünkü... Tartışmalar yoğunlaştıkça, değişikliği karalamak için ilerisürülen iddialardan hiç birisiningerçekle uzaktan yakından alakasıolmadığının birer birer ortaya çıkması, güzel bir gelişme.
Yapılanın bir rejim değişikliği değil yönetim sistemi olduğunu karşıtlar da anlamış olmalılar ki, bu konu gündeme gelmiyor artık. Mevcut sistemde tamamen sorumsuz olan Cumhurbaşkanınınbütün eylemlerinden sorumluhale gelecek olması, tek kişininhakimiyetine gidildiği iddialarınısafdışı ediyor.
Yasama, Yürütme arasındaki ayrımı sağlayacak sistemi maksatlı bir şekilde yorumlayıp, tek kişinin Yargı da dahil her şeyin hakimi olacağı ve istediği her şeyi yapabileceği iddiası, hayırcıların en çok kullandıkları argümanlardan birisi. Oysa gerek Yürütme, gerek Yasama ve gerekse Yargı'nın kendilerine has özellikleri olacağı ve bir kişinin bütün bunları kötüniyetle kullanmasının kesinliklemümkün olmadığı, çok açık.
Parlamenter Sistem'de daha çok siyasi atraksiyonlar ve muhalefetin iktidarı engellemesi için kullanılan gensoru, yapısı gereği yeni sistemde olmayacak.
Daha çok kanun yapmaya odaklanacak Yasama'nın, faydalı bütün işlerindeYürütme'yi destekleyeceği ve aksidurumda imkanlarını kullanarakengelleyebileceği mekanizmalar, yeni sistemde fazlasıyla mevcut.
Oyuncağı alınan çocuk...
Hayırcıların canını en çok sıkan da, yapılacak iyi şeyleri engellemek ya daen azından mümkün olduğu kadargeciktirmek için kullanabilecekleri bazı mekanizmaların yeni sistemde olmayışı.Son senelerde ülkemizin ve milletimizin başını ağrıtan meselelerde önemli bir rol oynayan HSYK ile ilgilideğişiklik, hayırcıların en çokbozulduğu konuların başında geliyor.
Bu kurumun ismindeki Yüksek sıfatının kaldırılmış olmasından çok, üyelerinin seçilmişler tarafından belirlenecek olması, birilerine göre can sıkıcı. Onlar, HSK'nınseçilmişler yerine atanmışlartarafından belirlenmesinin, hukuküzerinden oynanacak oyunlardadaha çok işlerine yarayacağını düşünüyorlar belli ki. Oyuncağı elinden alınan çocuk gibi davranmaları, bu yüzden.
HSK'nın tam da batı ülkelerinde olduğu gibi yapılandırılmasını normalde takdir etmeleri gerekirken eleştiri bombardımanına tutmaları, daha öncebir tür kale gibi kullandıkları buyapının da normale dönüşeceğinigösteriyor. Bütün bu gelişmelere batı ülkelerin nasıl baktığı, konunun en ilgi çekici yönlerinden birisi tabii.
Referandum sürecine girilmesi ve bu arada başka bazı gelişmeler, batılıların yönetim sistemi değişikliğimize ilgisini azaltmış gibi gözükse de, bu değişikliğin içten içe batılıları ciddi şekilde kaygılandırdığı, gerçek. İstediklerinin olabilmesi içinkullanageldikleri bazı mekanizmalarıda kaybetmenin işlerinizorlaştıracağını iyi bilen batılıdostlarımız(!) değişikliği engelleyebilmekiçin gayretlerini sürdürüyorlar.
Bazen doğrudan ve çoğu zaman da içimizdeki uzantıları vasıtasıyla yapıyor bunu Batılılar. Ve her zaman olduğu gibi, Batı için gerekli kabul ettiklerininbizim için lüks olduğu söylemiyle...
Bütün bunlar anlaşıldıkça, 'hayır'cıların çoğunun 'evet'saflarına katılacakları, kesin gibi...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.