Halkın büyük çoğunluğu tarafından seçilecek Cumhurbaşkanının, mensubu ya da genel başkanı olduğu partinin TBMM'de de hakim konumda olması durumunda, mutlaka ama mutlakakötü şeyler yapmayakalkışabileceğini iddiaediyor bazıları...
Yasama'yı yedeğine alan ve Yüksek Yargı'yı da doğrudan ya da dolaylı olarak kendisi belirleyen bir Cumhurbaşkanını durdurmanın mümkün olmayacağı korkusu yaymaya çalışıyorlar.
Bu suretle de, 'hayır' değirmenine su taşımayı ümit ediyorlar belli ki.
Şu, milletimiz tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın yapabileceğinden korktukları 'kötü şeyler' konusu, karmaşık bir konu. 'Hayır' cephesininkötü olarak değerlendirebileceğibirçok şey, milletimiz tarafındaniyi değerlendirilebilecek şeyler çünkü. Bu husus, hayırcıların aslında milletten korktuklarını açık ediyor aslında.
Milletimizle araları hiç hoş değil çünkü...
Referanduma sunulacak anayasadeğişikliği maddelerini kendilerinehas bir okumaya tabi tutmaksuretiyle uydurdukları bu türdenyorumların haddi hesabı yok.
Söylediklerinin aksayan taraflarına işaret eden açıklamaları da, görmezden geliyorlar. Makul ve mantıklıaçıklamalar yapanları da, zatentaraftar olduklarına vurgu yaparak,itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Bu kesime mensup olanlar arasında, bu kanaatlere samimi olarak sahip olanlar var mıdır, meçhul. Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni getiren anayasa değişikliği maddeleri arasında bahsettikleri gibi şeyler yok çünkü. Cumhurbaşkanlığı için hazırlanan birisinin, partisininmilletvekili adayı olacak 600 kişiyitek başına belirlemesi, teorik olarak mümkün gözükse bile, pratikte karşılığı olmayan bir durum oysa.
Parti dediğiniz yapı milyonlarca üyeye, ilçe başkanlarına, il başkanlarına, yönetim kurulu üyelerine ve bunların yanında üst yönetim olarak da çeşitli organlara sahip. Bir kişinin aday adaylarının içinden,milletvekili olacak insanları tek tekve kafasındaki hesaba uygun olarakbelirleyebileceğini düşünmek, aklızorlayacak bir husus.
Tarladan seçilmiyorlar...
Tabii ki liderlerin seçeceği ve aday olmalarını isteyeceği insanlar olacaktır.
Ancak, adaylar mahalle, ilçe veil yönetimlerinin barajlarındangeçtikten sonra genel merkezin etkialanına girerler. Nihai belirlemede,seçimlerde o partinin başarısı için çalışacakteşkilatların taleplerinin hesaba katılmasıgerektiği de, malum.
Dolayısıyla, sistem değişikliğini engellemek isteyenlerin bir kişinin tamamiyle kendi istediği kişileri milletvekili seçtirebileceğini iddia etmeleri, temelsiz.
Aynı şekilde, sahalarının başarılıisimlerinden oluşacak bakanlarınbir kişinin mutlak kontrolündeolmayı içlerine sindirebilecekleriniöngörmek de, yorgunu yokuşa sürmeyeçalışmaktan başka bir şey değil.
Cumhurbaşkanının Yasama ve Yürütme yanında Yargı'yı da vesayet altına alacağını iddia edenler, bu söylediklerinin herhangi bir karşılığı olmadığını biliyorlardır muhakkak. Yüksek Yargı üyeleriancak belirli vasıfları olan insanlararasından seçilmektedir, öncelikle.
Hepsinin de, dokunulmazlık, yaş ve süre gibi çeşitli koruma kalkanları vardır ve bu da, kanunlara ve vicdanlarına göre karar vermelerini sağlamak içindir.
Mevcut halde tüm üyelerinin değişebilmesi için bir kaç on yıla ihtiyaç olan AYM, bu konuda söylenenlerin yanlış olduğunun en açık delili... Yıllarını hukukun üstünlüğüanlayışı ile geçirmiş insanların,sadece belirli bir göreve geldiler diyebütün birikimlerini yok sayarak, birkişinin etki alanına gireceklerini ve onunistediği gibi kararlar alacaklarını savunmak,en azından insanlara saygısızlıktır.
Hayırcılar, çok çalışıp ayakları yere basan argümanlar bulmak zorunda...
Yapabilirlerse tabii...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.