İlk ve orta dereceli okullarımızda 18 milyon civarında çocuğumuz eğitim öğretim görüyor. Bunlar bizim, bu milletin çocukları... Dahası istesek de istemesek de geleceğimizi onlara emanet edeceğiz. Bu çocuklarını en iyi şekilde eğitim öğretim almaları, çok önemli.
Yani halimiz ve geleceğimizle yakından ilgili olduğu için, başarılarıve başarısızlıklarıyla MilliEğitim, hepimizin meselesi. Ya da şöyle söyleyelim: Karşı karşıya geldiğimiz değişik problemlerin üstesinden bir şekilde geliyor olsak da, çocuklarımızın gereği gibi eğitim-öğretim almamalarının telafisi yok. Milli Eğitim, hepimizin en önemli meselesi yani.
İşbaşına gelen her iktidar döneminde yapılan ve çoğu aslında iyi niyetli olan çeşitli değişikliklerle bugüne geldi eğitim-öğretim sistemimiz.
Tabii bu arada 8 Yıl Kesintisiz Eğitimdayatması ve aynı dönemdemeslek liselerine yönelik akıl dışıuygulamalar gibi tamamen ideolojiktabanlı girişimlerle de karşılaşıldı.
2002 sonlarında işbaşına gelen ve o günden sonra Türkiye'ye adeta çağ atlatan AK Parti iktidarları sırasında da eğitim-öğretimle alakalı olarak çok güzel gelişmelere imza atıldığı, bir gerçek.
Ancak gelinen noktanın yeterli olmadığı ve daha yapılması gereken şeyler olduğu da açık. Cumhurbaşkanımız RecepTayyip Erdoğan'ın: "Ülke olarakçok önemli mesafeler kat ettik. Ancak bu süreçte eğitimde vekültürde hedeflediğimiz noktayagelemediğimizi üzülerek söylemekistiyorum" şeklindeki sözlerini zamanzaman tekrarlaması da bunun göstergesi.
Son zamanlarda ülkemizin eğitimöğretimle ilgili seviyesini göstermesi açısından önemli olan bazı uluslararası değerlendirme kriterlerinin de, artık mutlaka bir şeyler yapılması gerektiğine işaret ettiğini vurgulamakta fayda var. 'Ne olacak bu memleketin hali'muhabbetine düşkünlüğümüzün biruzantısı olarak, eğitim-öğretim meselesibilhassa bu konuya emek veren insanlarınbaşat konularından birisi. Eğitimöğretiminçeşitli kademelerindegörev almış herkesin, konuylailgili bir görüşü vardır. Bunlarıdinlediğinizde de hemencecik başarılıolmaması imkansız gibi gözüken bireğitim-öğretim tablosu çiziverirler size.
BAKAN'DAN AÇIK DAVET...
Ancak 18 milyon öğrenci, 1 milyona yakın öğretmen, on binlerce okul demek; devasa bir problemler yumağı da demek aynı zamanda. Yani oturduğunuzyerden çizilen pembe tablolarla işihalledebilmek pek mümkün değil.
İşte şimdi, eğitim-öğretim konusunu çok iyi bildiklerini ve bu konuda kendisine danışılırsa şayet, bu önemli probleminen kısa zamanda en iyi şekildeçözüleceğini iddia edenlere görev gözüktü...
Yeni Milli Eğitim Müfredatı'nı, daha doğrusu olgunlaştırılması için bir süre gereken taslağı açıklayan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz: "Bugünden itibaren 1 ay süreyle(10 Şubat 2017 Cuma gününe kadar)öğretmenlerimizin, velilerimizin,'eğitim konusunda sözüm, görüşümvar' diyen veya taslakları inceleyenherkesin görüş ve önerilerinibekliyoruz" diyerek, ilgilenecek olanlaraaçık bir davetiye çıkardı.
Evet, üzerinde bir yılı aşkın bir zamandır çalışılan ve geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizi yetiştirecek yeni müfredat taslağı, http://mufredat.meb. gov.tr adresinde askıya çıkmış durumda.
Şimdi iş, hepimize ve özellikle de eğitim-öğretim konusunda bir dehaolduklarına, bu konuda mutlakakendilerine danışılması gerektiğineinananlara düşüyor.
Haydin, bu çok önemli mesele hakkında bize verilen imkanı kullanıp, söylememiz gereken her neyse söyleyelim...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.