Şerbetli milletiz vesselam...
Gezi Olayları'nı, 17-25 Aralık'ı atlatabildiğimize ve hele 15 Temmuz'dayaşanan kalkışma sırasında silahlıkuvvetler içindeki hainlere karşısilahsız kuvvetler olarakzafer kazanabildiğimizegöre, ne kadar kötü olursa olsun yaşadıklarımızın üstesinden gelebilme konusunda fazla bir problemimiz yok demektir.
Doğrudan seçilmiş bir Cumhurbaşkanımız var ve bir tek parti iktidarınca yönetiliyoruz. 2002 Kasımı'ndanberi işbaşındabulunan bukadro sayesinde, ülkemiz gelişmeyolunda büyük mesafeler aldı.
Aynı süreçte Cumhurbaşkanımız ve kadrosunun dirayeti sayesinde ciddi badireler de atlattık...
Türkiye, yolculuğunun 2002'den sonraki aşamalarında sistemin sınırlamalarının dışına çıkıp, kendi ayakları üzerinde durma kararlılığı gösterdikçe sıkıntılar baş göstermeye başladı. Sırtına vur ağzındanlokmasını al bir ülke yerine,kendi göbeğini kendisi kesmekararlılığında olan bir Türkiye, birileri açısından can sıkıcı bir gerçekti çünkü.
Hükümranlığı altına bulunan coğrafyaları sömürmediği için kötü örnek olan Osmanlı gibi, temas halindeolduğu ülkelerden ne alacağınıdeğil daha çok onlara nelerverebileceğini düşünen bir Türkiye, öncelikle bölge ve giderek diğer ülkelerin uyanması açısından da tehlikeydi zaten.
Daha çok dış mihrakların ülkemizi frenlemeleri için kullandıkları vesayet mekanizmalarının çeşitli şekillerde izole edilmeye başlaması, alarm zillerinin çalmasına sebebiyet verdi. Gizliden gizliye sürdürülen saldırıların yerini açık saldırılar aldı. Uluslararası mihraklarve içerideki uzantıları, Türkiye'ninellerinin arasından kayıp gitmesinemüsaade edemezlerdi... Bunun için ellerindeki bütün kozları devreye sokmaya kararlı gibiydiler.
Ne yerse yesin...
Balyoz, Ergenekon ve benzeri askeri hareketlenmeleri, 367 meselesi, e-muhtıra, AK Parti'ye yönelik kapatma davası izledi... 7 Şubat 2012, TürkiyeCumhuriyeti'nin Başbakanı'na'sen hangi cüretle terörü kendiimkanlarınla bitirmeye kalkışırsın'demenin değişik bir yoluydu, akim kaldı. Gezi Olayları, 2008 Küresel Ekonomik Krizi'nden başarılı yönetim sayesinde yara almadan çıkmış ve bu arada IMF'ye kapıyı gösterdiği gibinegatif faize yaklaşıp, ekonomikistikrarını sağlamış ülkemizicezalandırma girişimiydi, başarısız oldu hamdolsun.
Dış güçlerin tertiplediği terör saldırılarının üstesinden de gelinecektir elbet. Unutmayalım ki, 15 Temmuz'akadar terörle mücadele etmektençok mücadele ediyormuş gibiyapılan bir süreçten geçmiştik.
Şimdi terörle gerçekten mücadele ediyoruz ve bu işi iyi yapıyoruz.
Ülkemize karşı yürütülen teslim alma ya da boyun eğdirme mücadelesinde yerlerini bilinçli olarakdüşmanlarımızın safında belirlemişolanlarla ilgili yapılabilecek bir şeyyok. Onlar, hekimlerin 'ne yerseyesin' dediği kategorideler çünkü...
Mesele, karşı karşıyabulunduğumuz problemlerkonusunda kafası karışık olup,genellikle algı operasyonlarınakurban giden ve bu konudauyarılması gereken insanlarımız.
Bu kesim, temel olarak kendileri için çalışan kadronun aslında memleket lehine çalışıp çalışmadığı konusunda kafa karışıklığından mustarip.
Şer cephesi ve uzantılarının bütün melanetleri ile birlikte insanımıza daha açıkça tanıtılması ve esas niyetlerinin mümkün olduğu kadar açık edilmesi gerek... Kafası karışık olanlarınverebileceği zarar, düşmanlarımızve onlarla işbirliği yapanlardan çokdaha fazla olabilir çünkü...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.