Meşhur hikayedir:
Komşusuna olan borcunun vadesi gelmiş olan birisi, evinde sıkıntı içerisinde dolaşıp durmaktadır.
Durumu bilen hanımı, pencereyi açıp karşı komşuya seslenir ve kocasının vadesi gelmiş olan borcunu ödeyemeyeceğini söyler.
Sonra da kocasına dönüp:
'Şimdi rahatedebilirsin,artık odüşünsün' der.
Tam olarak aynı durum değil belki.
Ancak CumhurbaşkanımızRecepTayyipErdoğan'ın, Pakistan-Özbekistandönüşü AB konusunda yaptığıaçıklamadan sonra düşünme sırasının AB ülkelerine geldiği anlaşılıyor.
İngiltere'nin Birlik'ten ayrılma kararı sonrasında, Fransa, İtalya ve başka bazı AB üyesi ülkelerden yükselen ayrılma yanlısı talepleri hatırlatan Cumhurbaşkanımız, Türkiye'ninkendisini rahat hissetmesi ve'Benim için varsa yoksa AvrupaBirliği' dememesi gerektiğinivurguluyor.
Meselenin ve gelinen noktanın özeti de Cumhurbaşkanımızın şu cümlelerinde: "Avrupa Birliği, Türkiye olarak bizi tam 53 yıldır oyalıyor.
Böyle bir şey olabilir mi?.. Hakeza vize noktasında da Latin Amerika ülkelerine vize serbestisi var ama Türkiye'yi hala oyalayıp duruyorlar. Geçen gün arkadaşlarla da konuştuk. Yıl sonunakadar sabredelim, yıl sonunakadar oldu, oldu... Yoksa biz bugeri kabulü falan, bu dosyayıkapatalım..." Konuyla ilgili olarak Hükümet'ten gelen açıklamalar da aynı yönde.
AB'nin oluşturmaya çalıştığı algı operasyonu karşısında tezlerini savunmaya devam edecek olan Türkiye'nin, eleştirilere aynı tonda, aynı sertlikte cevap verme kararlılığı bunun göstergesi.
Hemen her konuda muhataplarının memnuniyetini gözeten, sürekliolarak alttan alan, durumu idareetmeye çalışan ve bu arada 'Kan kusup kızılcık şerbeti içtim' diyen Türkiye yok artık.
Şimdi oyunun kurallarınıbilerek oynayan bir Türkiye var.
Muhataplarına ve içerideki gönüllü-gönülsüz uzantılarına da sık sık oyunun kurallarının ne olduğunu hatırlatmak zorunda kalan bir Türkiye bu.
Artık yeter!..
Bir yandan Türkiye'yi alacakmışgibi yapıp şartlar dikte etmeyeçalışıyor ve bu arada ülkemizizayıflatabilmek ümidiyle terörörgütlerine destek sağlıyorduAvrupa ülkeleri.
Birliğe kabul edilme arzusunun bütün bu olup bitenlere göz yumulmasını sağlayacağını düşündükleri için de son derece rahat davranıyorlardı.
Ancak, PKK yanında FETÖ'ye yönelik koruyucu ve kollayıcı tavırlarının zirve yaptığı noktada Türkiye'dengelen 'Artık yeter' sesi, durumundeğiştiğini anlamalarını sağlamışdurumda.
Kendi topraklarında terörün t'sine bile tahammül edemezlerken, ülkemizin teröre karşı mücadelesini güya demokrasi ve ifade hürriyeti gibi kavramlarla itibarsızlaştırma çabalarının artık alıcısı kalmadığını da anlamış gibiler. 53 senedir, şartları bizdençok daha kötü olan birçok ülkeyirahatlıkla bünyesine katarken,binbir bahaneyle bizi oyalamataktiği güden Avrupa Birliği'ndede ateşin bacayı sarmaya başladığıanlaşılıyor.
Halen bazı çatlak sesler geliyor olsa da Türkiye'nin kararlı duruşunun ne manaya geldiğini anlamış durumdalar ve belli ki şimdi buna bir çözüm bulmak için kafa yoruyorlar.
Dünya çapında oynanmakta olan büyük oyunun aktörlerinden birisi olan AB, ciddi şekilde kan kaybetmeyebaşladığına göre, Türkiye meselesini artık ciddiyetle düşünmek durumunda.
Yani, bırakalım artık AB düşünsün...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.