Amerika'nın Sesi VOA adlı haber portalı üç gün önce bir haber yayınladı.
Yönetimin ülkelere vereceği mesajlar önce buradan servis ediliyordu.
İşte o haberde Uluslararası Kriz Grubu'nun hazırladığı raporun içeriği sayfaya taşındı.
Abramowitz, Soros gibi Neo-Con tetikçisi isimlerin kurduğu Uluslararası Kriz Grubu Güneydoğu'ya giderek araştırmalar yapmıştı. Özellikle Nusaybin'deki terör operasyonu üzerinden eleştiriler yapılıyor, sadece Türkiye'ye ince mesajlar veriliyordu. Yerel yönetimlerin daha ön plana çıkarılması, Kürtçe dilde eğitim ve derken raporun sonunda "Çözüm süreci tekrarbaşlasın" çağrısı geliyordu. Dün emekli General Nejat Eslen aradı, "Gördün müraporu?" dedi. "Evet 3 gün önceki raporuokudum" karşılığını verdim. Nejat Eslen "Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika'yagittiğinde Trump yönetiminin masayane koyacağını artık biliyorum" diye devam etti ve sordu; "Peki ikinci rapordanhaberin var mı?" Sabah işlerim vardı, henüz bakamamıştım. İlk raporunda tamamen Türkiye'ye seslenerek "Çözüm sürecinitekrar başlatın" diyen Uluslararası Kriz Grubu dün yayınlanan ikinci raporunda sadece PKK-YPG'ye dönük çağrı yapıyordu. "Hem Suriye'de hem de Türkiye'de ikiayrı cephede savaşmaya kalkarsanızzararlı çıkarsınız. Türkiye'ye saldırılarıdurdurun" diyordu. "Afrin ve Fırat'ındoğusunu birleştirme hayalindenvazgeçin. Suriye'de hakim olduğunuzbölgelerde sadece YPG üyelerinedeğil toplumun diğer etnik yapılarınada aynı ölçüde haklar verin" diyedevam ediyordu. Bakıldığında kulağa hoşgeliyordu. Amerika'dan bir ses "Türkiye'yeartık saldırmayın, Ankara'nın kırmızıçizgilerini aşmayın" çağrısı yapıyordu.
Emekli General Nejat Eslen "UluslararasıKriz Grubu vasıtasıyla Amerikanyönetimi Trump-Erdoğan görüşmesindenelerin masaya geleceği mesajınıveriyor. Ancak ortada bir tuzakvar" diyordu. Peki tuzak neydi?.. YPG-PKK'yayapılan çağrılar şirin gibi gelse de"Tekrar çözüm süreci" dayatması ile satıraralarındaki "Yerel yönetimlerin daha önplana çıkarılması" beklentisi, Güneydoğu'yaözerklik oyunu adımları olmasındı? YeniTürkiye tüm tuzakların farkındaydı. Ülkemizinetrafı yangın yeriydi... Kıvılcımların Türkiye'yesıçramaması için Mehmetçik, Suriye'de'ydi.
Ankara sınırımızın dibinde oluk oluk akan kanı durdurmak için Astana'da masa kuruyor, dün itibariyle silahların sustuğu "Çatışmasızbölgeler" anlaşmasını Rusya ile birlikte hayata geçiriyordu. Ve dahası dünyada teröre karşı en büyük savaşı veren, PKK-YPG-FETÖ-DEAŞ ile mücadele eden tek ülkeydik. Bölgede barış sağlandığında, terör toprağa gömüldüğünde Türkiye yeryüzünde şaha kalkan ülkelerin başında gelecekti. Osman Öcalan aHaber'de Yaz-Boz'a verdiği röportajda "Ortadoğu'daDEA Ş'ın, PKK 'nın silah fabrikası yok. Osmanlı'nın intikamını almak isteyen vebüyüyen Türkiye'nin önünü kesmek içinçırpınan BATI, bölgeye silah yağdırıyor"diyordu. Dağılma korkusu yaşayan Avrupa'datüm ülkeler seçimlerde Türkiye'ye saldırarakseçmenin karşısına çıkıyordu. Sınırımızınhemen ötesinde, Amerikan, İngiliz, Fransız,Alman, Rus askerler devriye geziyor, bayraklarıile PKK'ya koruma kalkanı kuruyordu.
Herkesin PKK'sı, FBI'ın bile DEAŞ'ta damadı vardı. Tuzaklar, oyunlar gırla gidiyor, böyle bir ortamda Ankara yeryüzünün en büyük mücadelesini veriyordu. Dünya cadı kazanıydı, devletler arasında inanılmaz çıkar savaşları yaşanıyor, saflar değişiyor, savaş naraları atılıyor, herkes gardını alıyordu. Dünyadaki gerilimlerle ve ülkemize kurulan tezgahlarla savaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin, Hindistan'a gidiyor, Soçi'ye geçip Putin'le görüşüyor, ABD'ye gitmeye hazırlanıyordu.
Başbakan Moldova'da, Dışişleri Bakanı Astana'daydı. Enerji Bakanlığı Çin'den Rusya'ya dünya turuna çıkıyor, uluslararası ekonomik anlaşmalar peşpeşe geliyordu. Peki böylesine muazzam bir dünya trafiği içinde bizim anamuhalefet ne yapıyordu? Ahmet Türk ve Meral Akşener'e gidiyor, başkan yardımcılıklarını gündeme getiriyordu. Kemal Bey, referandumun iptali için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidiyordu. Bundan iki yıl önce "CHP HDP'leşecek, bu birproje" diye yazmıştım. CHP hızla bu noktaya gidiyordu. Muharrem İnce 13 milletvekiline gidiyor, onları yanına alıp "CHP olağanüstükongreye gitmeli" diyordu. Durum aynen şuydu; Kimi gider Washington'a, Moskova'ya Pekin'e... Kimi de bırakın Mersin'e gider tam tersine idi... Dünyadan uzak olan Mars'ta yalnız yaşar..
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.