Lord Devenport... O bir İngiliz bilim adamı... 1856'da doğdu... 1934'te öldü.
Merak etti, tüm dinleri en ince detaylarına kadar araştırdı. Müslümanlar'ın nasıl cihan imparatorlukları kurduklarını çok merak ediyordu.
İslamiyet'i de bu yüzden her yönüyle araştırmak için kolları sıvadı. En sonunda "Kur'an-ıKerim ve Hz Muhammed" adında bir kitap yazdı. O kitap Hindistan ve Londra'da basıldı.
İngiliz bilim adamı Lord Devenport diyor ki; "Ahlakkonusundason derecetitiz olmasıMüslümanlığınkısa süredesüratleyayılmasınasebep olmuştur. Müslümanlarsavaşlarda kılıca boyun eğmiş olanbaşka dinlerden din adamlarınıdaima affetmiş, zulmetmemiştir. Müslümanlar'ın Hristiyanlara karşıdavranışları ile Papalığın ve KrallarınMüslümanlara reva gördükleri aslakıyaslanamaz. Mesela sadece 1572 yılıağustos ayında Sant Bartelemi Yortugününde 9. Şarl ve Kraliçe Katerina'nınemriyle Paris ve civarında tam 60bin Protestan öldürüldü. Papalığınvahşet ve yamyamlık derecesine varanişkenceleri yanında, Müslümanlarıngayrimüslimlere karşı davranışları,ağzı süt kokan bir sübyanınki kadarYUMUŞAK olmuştur. İslamiyet, başkadinlerin HURAFELER ve ŞÜPHELERbataklığı ortasında, çiçek temizliğiile yükselmiş bir akli ve fikri asaletinsembolü olmuştur. İslamiyet KANDÖKME yerine ibadeti ve sadakayı,yardımlaşmayı getirerek insanlara iyilikaşıladı. Sosyal adaletin temelini kurdu. Böylece KANLI SİLAHLARA ihtiyaçbırakmadan dünyaya kolayca yayıldı."Bugün gelinen noktada Hristiyanlık erezyonauğrarken, özellikle Batı ülkelerinde ateizmve İslamiyet hızla yükselmektedir. Geçtiğimizgünlerde Avrupa merkezli bir araştırmanınsonuçları açıklandığında yakın gelecekteMüslüman nüfusun dünyada birinci sırayaçıkacağı ilan ediliyordu. Lord Devenportneredeyse 100 yıl önce İslam dinindenhayranlıkla ve övgü dolu sözlerle bahsediyordu.
İşte 100 yılı aşkın bir süredir, hayranlık duyulacak İslam dinine inananların sergilediği insan sevgisi ve barış yüklü davranışları ortadan kaldırmak için BATI tarafından çok sinsi planlar sahaya sürülüyor. O planların tavan yaptığı en büyük proje olarak karşımıza DEAŞ çıkıyor. Bilimadamı Lord Devenport'un gördüğü ve hayranlık duyduğu İslam'ı ve onun getirdiği cihan imparatorlukları tehlikesini ortadan kaldırmak için üretildi DEAŞ. Böylece İslamla terör yan yana getirilerek tüm dünyaya korku pompalandı.
Batı caddelerinde "Müslüman" denince korkulan, insanı titreten bir ALGI operasyonu yapıldı. Ellerindeki tüm küresel ağlarla örülmüş medya ordusu ile İslam dinini DEAŞ üzerinden terör dini göstermek için çırpındılar.
Darmadağın edilen, parçalara ayrılan ve hala paramparça hale getirilmek için uğraşılan İslam Coğrafyasında parmakla gösterilen tek ülke vardı. Demokrasi ile yönetilen, sadece ve sadece halkın seçtiği ile yürüyerek son 15 yılda inanılmaz yol alan, büyüyen, gelişen ve dünyanın en büyük ekonomileri arasına giren Türkiye'ydi o... Halbuki tüm İslam coğrafyası BATI tarafından sömürülmesi gereken, dışarıdan kumanda ile yönetilmesi elzem olan LİDERSİZ ülkelerdi. BATI bugün refah içinde yaşıyorsa bu coğrafyada yapılan soygunun getirdiği bir rahatlıktı bu. Birbiriyle çatışan, parçalara ayrılmış, başıboş LİDERSİZ bir İslam coğrafyası için 100 yılı aşkın süredir sahte din adamlarıi FETÖLER üreterek, DEAŞLARLA her türlü fitneyi ateşleyerek bölgeyi kan gölüne çeviren BATI, soluğu Vatikan'da alıyor, PAPA'nın yanında liderleriyle poz veriyordu. Çünkü bugün gelinen noktada Türkiye'den rahatsızdılar. Defalarca bu ülkede maşaları kullanarak Ankara'yı yıkmayı ve ele geçirmeyi hedeflemişler her defasında yenilmişlerdi. Şimdi referandum vardı... Ve "Hayır" diye çığlık atıyorlardı. Çünkü "Evet" çıkarsa bu ülkede kurdukları dışa bağımlı sistem yıkılacaktı. 7 bin kişiyi öldüren darbeci katil Sisi'yi bile başkanı Trump ile "Harikaişler çıkardınız" diye karşılayan Amerika dahi, bugün referanduma iki gün kala sözcüsü ile "Türkiye'deki demokrasidenendişeliyiz" diyordu. Sisi'den, katilden endişe duymuyorlar alkışlıyorlardı. "Harikasınyavrum" diyorlardı. Bize gelince bu endişenin kaynağı neydi? Baklayı ağzından Times gazetesi çıkarıyor "Evet çıkacak, TürkiyeOrtadoğu'nun LİDERİ olacak" diyordu.
16 Nisan o baklanın onlara yutturulacağı, coğrafyamızın GÜÇLÜ LİDERE kavuşacağı gün olacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.