Alışveriş merkezine gittim dün. Devamlı yanıma birileri geldi. "Neleroluyor, ne olacak, nereye gidiyoruz"diye sorular sordular. Birtedirginlik vardı. O anakadar sayın Davutoğlu henüzbir açıklama yapmamıştı.
Görüştüğüm herkese "Türkiyehedeflerinden sapmaksızınaynı yolda tam hızlailerliyor" dedim. Farklıbir şey olmayacağınısöyledim. Tam100 yıldır buülke sistemsizgidiyordu. Çünkübize ait bir sistemyoktu. Dışarıdanönümüze nekonursa onuuyguluyorduk.
Ülkeyi IMF'nin gönderdiği şefler yönetiyor, gece yarısı bakanlık koridorlarında yasa değiştiriyorlardı. Boğaz'daki aileler "Borç alalım" diyor, ülkeyi yönetenler kapı kapı geziyor, dileniyor, parayı alıyor, memleketin anahtarını veriyordu. Artık Türkiye kapı oldu. Dünyadaki mazlumların sesi, sömürülenlerin hamisi noktasına geldi. Ve dilencilik dönemlerini tarihe gömdü. Önceki gün Türkiye'nin en büyük şirketlerinden birinin patronu ile beraberdik. "Geçmişte kapılarda dilendiğimizgünlerde 500 milyon dolar borçaldığımızda memleket kurtuldu diyegazete sayfalarından sevinç naralarıatıyorduk" dedi. Şimdi gelinen noktadabir binayı 500 milyon dolara yapıyoruz.
Milyarlarca dolara köprüler, yollar, tüneller, havaalanları, hızlı trenler, yerli otolar, Türk bayrağı dalgalanan uçak gemileri, tanklar, helikopterler, savaş uçaklarını hayata geçiriyoruz. Türkiye'nin çehresi son 13 yılda çok değişti. Montaj masalarını devirip, kendi imalathanelerini kuruyor. Tüm bölgede, Asya'da, Afrika'da model ülke olduk.
Geçtiğimiz hafta bir Afrika ülkesinin Devlet Başkanı danışmanı geldi sessizce İstanbul'a.
Ziyaret etti, birlikte yemek yedik. "Türkiye'yihayranlıkla izliyoruz. Bizde para varama üretim hiç yok. Türk işadamlarınıülkeme getirmeye geldim. ErdoğanTürkiye'yi uçurdu ve özenerek, gıptaile izliyoruz" dedi. Ve ekledi; "İsrail bizMüslüman ülke olduğumuz için kendietiketi ile bize mal satamıyor. AncakTürkiye'de üretilen malları satıyor. Birçok Müslüman ülkede bunu yapıyor. Siz de gelin Afrika'da sizi bekleyenOsmanlı aşıklarına fabrikalar kurun. Tüm yatırım parası bizden. Üstelikvergi yok. Avrupa size kota uyguluyorama bizden sınırsız mal alıyor. İsrail'inbize yaptığını siz Avrupa'ya yapın."Büyük bir coğrafya Ankara'yı imrenerekizliyor ve bekliyor. Çünkü artık önümüzekonan ve dikte edilenleri yapmıyoruz.
Kendi kararlarımızı alıyoruz. Ve bu geminin gideceği daha çok yer var. En önemlisi kendi SİSTEMİMİZİ kuruyoruz. İnsan ömrünün bir sonu vardır ancak sistemler kalıcıdır. Kişilerle değil, üzerine oturtulduğu sağlam temellerle yaşar. Türkiye artık bunu yapıyor. 17 Aralık'tan tutun Gezi'ye, teröre kadar, hatta her seçim öncesi patlatılan bombalara, ülkeye yapılan saldırılara kadar hiçbiri tutmadı.
"Ankara geriye gidiyor" diye bağıran yabancı tellalların feryatları her defasında boğazlarını düğümledi. Her seçim öncesi "Türkiye krize giriyor, batıyoruz" diyen davullar hep patladı ve rezil oldu. Bağıra bağıra gelen yerli SİSTEMİ göremeyecek kadar kördüler çünkü. Dışarıdan baronların medyasından gelen yalan haberlere inanarak ve bel bağlayarak sistemin çökeceğini bekleyen, aşkla isteyen, hatta başka bayrağa sahip kapılarda yalvaranlar türedi bu memlekette. Tam 13 yıldır SİSTEM onları her sandıkta tokatladı ama akıllanmadılar.
New York Times dün Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile Başbakanımız Davutoğlu arasında kan davası olduğundan bahsetti.
Anayasa kitapçığının Başbakan tarafından Cumhurbaşkanına fırlatıldığı, Demirel'in Çiller'i camdan atmaya kalktığı günlerde dahi böyle yazmadılar. Ve iki dava arkadaşı lider yan yana geldi, medenice oturdu, konuştu. Birbirlerine kitapçık fırlatmadan, camdan atmaya kalkmadan arkadaşça, dostça hem de. Sistemin en sağlıklı devamı ve tıkanmaması için ortak karar aldı. Bugün yaşanan budur. Acaba bundan kriz çıkar mı diye bekleyenlere ve avuç ovuşturanlara en güzel cevabı dünkü açıklamalarında satır aralarında sayın Davutoğlu verdi. "SayınCumhurbaşkanının ailesi benimailemdir" dedi. Son iki gündür bana "Neolacak" diyen herkese buradan bir kez daha sesleniyorum. Rahat olun. Kriz tellallarına bakmayın siz öyle. Sistem aldı başını gidiyor. Artık geri dönüş yok. Gemide çok kaptan var. Kimi dinlenecek, kimi bayrağı devralacak. Kimi de "Gemi batmadı" diye bir kez daha oturup yabancı bandıralı teknede ağlayacak!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.