BEKİR HAZAR

Okyanusları aşıp koşa koşa geliyorlar. Bir anda PKK ve Suriye kolu PYD'nin aşığı kesilen asker kökenliler türedi. İngiltere'den geliyorlardı, Almanya'dan geliyorlardı. Hem Kandil'e hem Kobani'ye silah taşıyan Alman subay Erbil'de otel odasında ölü bulunuyor, bu uğurda can verecek kadar PKK aşığı takılıyordu. ABD zaten yüksek teknoloji silahları kullanmayı öğretmek için Kobani'ye eski asker yığınağı yapıyordu.
Hepsini anladık. MOSSAD'ı, Hollandalı ajanları da anladık. İngiliz sömürgesi Kanada'nın asker kökenli istihbaratçılarının da Kandil-Kobani hattına uçarak gelmesini de anlayabiliyoruz.
Ancak dünyanın bir ucu, okyanusların en dibindeki Avustralya'dan gelip PKK aşkına ölüme giden, PKK bayraklı tabutla gömülen Sidney'liyi hadi gel de anla. Ve dahası Avustralya'nın dibindeki cücük kadar ülke Yeni Zelanda ajanlarının Kobani-Kandil hattında ne işi var? Tüm bu saydıklarımın tamamını ahaber'de Yazboz'da yayınladık.
O görüntüleri biz çekmedik. Adamlar, "Miami sahillerine gider gibi çok rahat gidiyoruz PKK kamplarına" diye açık açık anlatıyorlar ülkelerinin kanallarına.
Oradan aldık yayınladık. Bakıldığı zaman Türkiye'nin nasıl korkunç ve sinsi tezgahlarla karşı karşıya kaldığını aklı olan net bir şekilde anlayabiliyor. Türkiye birilerini o kadar rahatsız etmiş ki, adamlar okyanusları aşarak sınırımızın ötesine teröristlere eğitim vermeye koşarak geliyor. Erdoğan'ı neden istemediklerini, bu konuda niçin kendilerini yırttıklarını, içerideki maşalarını nasıl kullandıklarını şimdi daha net bir şekilde görebiliyoruz. Erdoğan ve Davutoğlu 7 DÜVELLE savaşıyor. Bizde bazıları "Ne işimiz var Suriye'de" diye yaygara yapıp kıyamet koparıyor. Sınırımızın dibindeki savaşları ve teröristleri 7 DÜVEL pompayla bize doğru üflüyor. Taa okyanus ötesinden burnumuzun dibindeki terörist kamplarına, Kandil'e, Kobani'ye binlerce ajan ve istihbaratçı eski askeri ışınlıyorlar adeta. Bizim ne işimiz varmış? Öyle diyor yabancı ortaklarla süslenmiş ve bezenmiş merkez medyamız ve karanlık aydınlarımız.
Hiçbiri PKK'nın eline geçen 230 adet ileri teknoloji zırhlı araçları delen Alman MİLAN roketlerini sormuyor. Panzerfaust roketatarlarını sorgulamıyor. Tankları dahi imha eden, helikopter düşürmek için bile kullanılan bu silahların niçin PKK'ya verildiğini Türk toplumuna hiç anlatmıyorlar.
Dünyanın dört bir yanından bu silahları kullanmayı öğretmek için Miami Beach'e gider gibi gelenleri görmüyorlar. Varsa yoksa "MİT TIRLARI" diye yabancı basınla işbirliği yaparak dünyayı ayağa kaldırmaya, Türkiye'yi gammazlamaya kalkıyorlar. PKK'nın bu zırh delici ağır silahlarla Dağlıca'ya saldırdığını, askerlerimizi şehit ettiğini yazmıyorlar, yazamıyorlar.
Kalkıyorlar "Şehitlerin babalarına 100'er bin lira veriliyor. Bu para için çocuklarını ölüme gönderiyorlar" diye sayfalarında yazdırıyorlar. Akıl tutulmasını da geçen olay AKIL SATILMASI noktasına geldi bizim merkez medyamızda. Önceki gün yazmıştım. Sadece Diyarbakır'da açılan kuyuda Türkiye'nin 7 yıl enerji ihtiyacını karşılayacak 140 milyar dolarlık KAYA GAZI rezervi bulundu. Ve o Kaya Gazı hattı taa Hakkari'ye kadar gidiyor. Diyarbakır'daki rezerv varolanın onda birine denk geliyorsa, tüm hattın kaç trilyon dolarlık hacme ulaştığını da varın siz hesap edin. Onun içindir İngiliz Başbakan Cameron ağız değiştirip "ESAD'la devam etmeliyiz" diyor. Dün "KATİL" dediklerine bugün "Kurtarıcı" gömleği giydiriyorlar. Rusya'nın tankları ve savaş uçakları ile korumaya alıyorlar. İngiliz basını dün "Rus uçakları ve tankları IŞİD'e karşı değil, Özgür Suriye Ordusu'nun yoğun olduğu yerlere göre konuşlandı" diye yazıyor.
İngiliz Financial Times "Batılı istihbarat yetkilisi IŞİD'in 3 uluslararası hedefe yöneldiğini söylüyor. Buna göre örgüt Türkiye, Lübnan ve Suudi Arabistan'da istikrarı bozmak için hücre yapılanmasına gidiyor" diye yazıyor. Suriye'yi dörde böleceklerini 8 yıl önce gazete sayfalarında ilan ettiler. İcraata geçtiler, terör orduları ve grupları kurdular, gökten silah yağdırdılar, eğittiler ve şimdi bize doğru çevirdiler. Unutmayın dünyayı "7 KIZ KARDEŞLER" denen petrol şirketleri ateşe veriyor. Türkiye onun için 7 DÜVEL'e karşı savaşıyor. HDP'ye saz çaldıran bizim merkez medya bunları asla yazmaz! Tabutlar başında gözyaşı döken, ciğeri yanan babaları "100 bin liralık şehit tazminatı" ile suçlar. Utanmazca hem de!