Analiz - Darbeci hainleri şoke eden dede
Dikkatle bakın bu görüntüye...
Ne görüyorsunuz?
Kaos mu çekiyor ilk bakışta dikkatleri?
Yoksa yerde yatan yaralılar mı?
Vatan hainleri geçemesinler diye - yola bir duvar gibi örülmüş kamyonları görmemek mümkün değil.
Ölümü görmemek, şehit kanıyla daha da kızıla boyanan bayrağı görmemek imkânsız...
Evet!
Tüm bunlar var kayıtta...
Kurşunlardan sakınanlar da var...
Sakınamayıp - şehadeti tadanlar da...
O korkunç gecede kaydedildi bu görüntü...
İstanbul'da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hemen önünde, Saraçhane'de kaydedildi...
Görüntüde ses yok...
Ama duymak isteyene her şey duyuluyor...
Mesela kurşunların sesi geliyor insanın kulağına...
Şehitlerin şehadet evvelinde haykırdıkları Kelime-İ Tevhid'ler Kelime-İ Şehadetler duyuluyor...
Salalar duyuluyor...
Her ayrıntı var kayıtta...
Ama bir de; "kul sıkışmazsa Hızır yetişmezmiş misali" var...
Şimdi biraz daha dikkatle bakalım o an'a...
Orada bir dede var.
Elinde baston,
Üzerinde cübbe,
Yüzünde aksakal...
Görüntü pek net değil, ama dede net...
Yürüyor.
Elinde bastonu hızla yürüyor...
Dedik ya "Kul sıkışmazsa Hızır yetişmez misali" yürüyor dede...
Kurşunlar milletin üzerine sağanak gibi yağarken ve herkes yerdeyken o eğilmiyor...
Kurşunlardan sakınmıyor...
Kaçmıyor - korkmuyor...
Elinde baston, yüzünde aksakal, üzerinde cübbe, o dede yürüyor...
Şimdi biraz daha dikkatli bakalım o an'a...
MOBESE önce uzak açıda.
Sonra yaklaşıyor...
O dede kayda aniden giriyor...
Sanki sonsuzluktan gelmiş gibi...
"Kullar sıkışmış da yetişmeliymiş" gibi...
Birden beliriyor dede...
Birdenbire beliriyor...
Ve yerlerde yatarken insanlar, kurşunlar sağanak gibi yağarken o yürüyor...
Sadece yürüyor... Dimdik...
Sanki Çanakkale'de yürüyor... Cephede...
Dilinde duasıyla insanların arasından geçip gidiyor...
Kurşunlar ona uğramayacak belli ki bunu biliyor.
Yürüyor dede...
Ardında sorular bırakarak...
Sen kimdin dede?
Neden korkmadın?
Neden eğilmedin?
Kurşunlar yağarken o gece sağanak misali, nereden bildin hiçbirinin sana değmeyeceğini?
Bu kısacık görüntünün akla getirdiği onlarca - hatta belki yüzlerce soru var...
Sen kimdin dede?
Kim gönderdi seni oraya?
Nasıl yürüdün kurşunların ördüğü o çelik zırhtan duvarın içinde korkmadan?
Nasıl yaptın bunu?
Anlat bize...