Yargıtay 18'inci Hukuk Dairesi, MHP kararının gerekçesini, kararı uygulayacak olan Ankara 12'inci Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderdi. Muhalifler de akşam saatlerinde kararı tebliğ aldı. Yargıtay'ın gerekçeli kararında süreç içindeki hukuki tartışmalara ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra, bundan sonraki sürece ilişkin yorumlar da yer aldı. Daire, parti delegelerinin 5'te 1'inin imzasıyla yapılan kongre çağrısını Genel Merkez'in uymak zorunda olduğunu hatta bu çağrıdan sonra imzasını çeken olursa bunun da geçerli olmayacağını, kongrenin yapılması gerektiğini aktardı. Dairenin kararının ilgili bölümünde şöyle denildi: 'Tüzüğün 63'üncü maddesinin 3'üncü fıkrasındaki 'çağrılabilir' ifadesi beşte bir delegenin olağanüstü kongre talebinin genel başkan ve merkez yönetim kurulunun takdirine bırakıldığı anlamına gelmez. Buradaki ifade, genel başkan ve merkez yönetim kurulunun lüzum görmesi halinde olağanüstü kongre toplantısıyla sınırlıdır... Beşte bir oranında oluşan delegenin toplu karar biçimindeki irade beyanıyla oluşan olağanüstü kongre çağrısı siyasi partiyi yasal olarak bağlar.' Kararda, bu sonuç doğduktan sonraki vazgeçmelerin veya irade beyanlarının geri alınmasının hukuken geçerli olmayacağı belirtildi. Buna göre, muhalif adaylardan biri veya ikisi kendisini destekleyen delegelerle birlikte olağanüstü kongre çağrısından vazgeçse bile ilk imzalar geçerli kabul edilecek. 'BAŞSAVCILIKTAKİ BAŞVURU BEKLETMEZ' Yargıtay 18'inci Hukuk Dairesi, MHP'li bir delege'nin Yargıtay Başsavcılığı'na yaptığı başvuru sonunda Anayasa Mahkemesi'nce partiye ihtar verilebileceği bunun bekletici sebep sayılması gerektiği yönündeki iddialara karşılık da 'Ancak Siyasi Partiler Kanunu'nun ilgili hükümleri Anayasa'ya aykırı olsaydı ve Anayasa Mahkemesi'ne bu nedenle başvurulmuş olsaydı beklenebilirdi' dedi. Daire, olağanüstü kongre kararı almaya sulh hukuk mahkemesi değil, Anayasa Mahkemesi'nin yetkili olduğu iddialarına karşılık da 'Anayasa ve Anayasa Mahkemesi Kuruluş Kanunu'nda Anayasa Mahkemesi'ne böyle bir yetki tanınmamıştır. Tam tersine bu yetki Medeni Kanun ile sulh hukuk mahkemesine verilmiştir' görüşünü aktardı. Daire, muhaliflerin kongre talebini içeren imzaları sunduktan sonra bir ay beklemeden sulh hukuk mahkemesine başvurdukları, oysa bu sürenin beklenmesi gerektiği görüşüne karşılık da özetle şöyle dedi: 'Merkez Yönetim Kurulu üyeleri basına yaptıkları açıklamada olağanüstü büyük kongrenin beklenmeyeceği yönünde açık bir irade ortaya koymuştur. Bu nedenle mahkemeye başvurulmasında kanuna aykırılık görülmemiştir.' SABAH