Ankara saldırısı kokteyl terör

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, SABAH'ın geleneksel kahvaltısına katılıp, son terör saldırısı ve gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.

KOKTEYL TERÖR:
Ankara saldırısı bir "kokteyl terör. Bunun organizatörleri, stratejik aklı ve eylemi gerçekleştirenleri var. Olayı bu şekilde görmek lazım. PKK-YPG siparişi yerine getiriyor.

TERÖR TAKVİYELİ PARTİ:
Terör takviyeli siyaset yapan parti bizim açmazımız. Türkiye bu konuda karar vermek zorunda. Terörle iç içe olup milletin meclisinde Türkiye'yi yıkmaya çalışanların avukatlığını yapar pozisyonda olmak, milleti, şehit yakınlarını rencide ediyor. Milletin vekiliyseniz ona göre davranacaksınız. Teröristlerin vekiliyseniz yerinize karar vermeniz lazım. Bu tarz siyaset yapanlar demokrasinin sınırlarını zorluyor.

GERİ ADIM ATMAYIZ:
Olan bitenlere rağmen millet, "Bu mücadeleden asla geri adım atmayın" diyor. Çünkü burada geri adım atılırsa, verilecek her taviz ülkenin birliği, beraberliği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığının tartışmaya açılması demek.

VATANDAŞIN SORUNU TERÖR:
PKK ve diğer terör örgütlerinin bölgedeki Kürtlerle ilgili bir derdi yok. Ama o bölgede yaşayan vatandaşlarımızın terörle sorunu var. Terör yüzünden canını, malını, gelecek umudunu kaybediyor.

PKK-MOSKOVA DESTEĞİ:
PYD/YPG gibi unsurlar, bu terör olayının arkasındaki oluşumdur. Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerinin bozulması, Moskova'nın PKK uzantılarını destekliyor konuma gelmesi, uçak krizinden sonra HDP Eş Başkanı'nın Rusya tarafında yer alması, PYD'nin büro açmasına izin verilmesi... Suriye rejiminin Türkiye'ye karşı tutumunu birleştirdiğiniz zaman fotoğraf ortaya çıkıyor.

ABD RUSLARA RIZA GÖSTERDİ:
ABD'nin ne yaptığını anlamak zor. Amerikalılar, Suriye konusunda bizimle birlikte düşündüklerini söylemelerine rağmen Rusların bölgeye yerleşmesine rıza gösterdiler. Rusya ve ABD bazı konularda zımni anlaşma içerisine girmişler. Madem anlaşacaktınız 450 bin masum insanın ölmesine niye seyirci kaldınız?

DAEŞ'İ BİLEREK ÜRETTİLER:
DAEŞ, İslami kuralları kökünden değiştiren, İslam'ı insanlık dışı göstermeye çalışan bir terör örgütü. Küresel güçlerin bu bölgede faaliyetlerini rahat yapabilmek için ürettiği bir yapı. DAEŞ adı altında aslında Türkiye'nin güvenliğini doğrudan tehdit eden ciddi faaliyetler var. Halep-Türkiye hattının tamamen kapatılması, güney sınırlarımız ile içerideki terör gruplarının bir araya getirilmesi... Bunlar tesadüfi değil. Çok önceden kurgulanmış.

BAŞKANLIK ACİL İHTİYAÇ:
Parlamenter sistemin sorunları çözmediğini, ötelediğini belirten Bakan Yıldırım, "7 Haziran'da gördük ki Türkiye kazanımlarını kaybedecek sürece kolayca gelebilir. Yeni anayasa ve başkanlık acil ihtiyaç" yorumu yaptı.

SİSTEM SORUNLARI ÇÖZMÜYOR, ERTELİYOR:
Bugüne kadar yapılan anayasa değişiklikleri gösterdi ki parlamenter sistemde sorunlarımızı çözemiyoruz, öteliyoruz. Örneğin 1960 darbesinden sonra Demirel dönemi geliyor, Türkiye bir ara parlıyor. 70'te çöküyor ve 9 yılda 12 hükümet kuruluyor. 80'de bir darbe daha, ardından Özal dönemi; Türkiye şaha kalkıyor. 90'larda değişik yollardan darbe girişimleri var Türkiye tarihinin en büyük kriziyle boğuşuyor. Ve 2002 sonrası AK Parti dönemi ile büyük kalkınma hamlesi yaşanıyor.

TÜRKİYE ESKİ NOKTAYA GELEBİLİR:
7 Haziran'da gösterdi ki Türkiye kazanımlarını kaybedecek bir sürece kolayca gelebilir. Vatandaş onu gördü. Yoksa 5 aylık süre içerisinde tercihini bu kadar keskin değiştirebilir mi? Bir de muhalefeti ehliyetli görmedi. Erdoğan siyasetin ustası. 40 yıllık siyasi geçmişi, öngörüsü var.

HEDEF ERDOĞAN:
Başkanlık sistemini tartışmadan, sadece Cumhurbaşkanımıza karşı çıkıyorlar. Oysa fiili durum başkanlık sistemine daha yakın. Muhalefet, iktidarın faaliyetleriyle ilgilenmiyor, varsa yoksa Tayyip Erdoğan. Vatandaş da diyor ki "Kardeşim ben sana bunun için oy vermedim. Proje üret ve beni ikna et." Vatandaş, Erdoğan'a hakâreti, kendine yapılmış sayıyor.

ÜNİTER YAPI DEĞİŞMEYECEK:
"Başkanlık ile üniter yapı bozulacak" diyorlar, öyle bir şey yok. Örnek, ABD federal sistem ve başkanlık. Almanya, federal ama parlamenter sistem. Devletin yapısı ile sistem arasında doğrudan bağlantı yok.

MECLİS'E HESAP VERECEK:
Başkan, meclise karşı sorumlu olacak. Meclis bütçesini görüşecek, sorgulayacak. 5 sene sonra gelecek, tekrar aday olacak. Millet beğenmezse alaşağı edecek.

BU PROJELERİ YAPABİLİR MİYDİK:
Başkanlık sisteminde koalisyonlar sona eriyor, yani sürekli istikrar. Yetki çakışması da olmayacak. Bu olmayınca işler daha hızlı yürüyecek. Koalisyonlar olsaydı biz büyük projeleri yapabilir miydik?