Erdoğan: Bizim mücadelemiz terör örgütüyle
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "teröre karşı tepkisini elinde bayrağıyla, çakmak çakmak gözleriyle, gümbür gümbür atan yüreğiyle, dudaklarından eksik etmediği duasıyla ve en önemlisi aklıyla, metanetiyle ortaya koyan vatandaşlara şükranlarını sunduğunu" belirterek, "Ebedi vatanımızı, son devletimizi, bin yıllık kardeşliğimizi, kimi zaman tüm fesat odaklarına rağmen, o etnik fitneyle, mezhep fitnesiyle, sapkın akımlarla bölmek isteyenlere en güzel cevabı işte buradan, Yenikapı'dan bugün sizler veriyorsunuz" dedi.
Erdoğan, Sivil Dayanışma Platformu tarafından Yenikapı'da düzenlenen "Milyonlarca Nefes, Teröre Karşı Tek Ses" mitinginde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına "İstanbul... Vatanım İstanbul, canım İstanbul, sevdam İstanbul... 'Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar' İstanbul. Bugün burada, milyonlarca nefesiyle teröre karşı tek ses olarak bir araya gelen İstanbul. Sizleri tüm kalbimle selamlıyorum. 81 vilayetimizdeki 78 milyon vatandaşımızı selamlıyorum. İstiklalimiz ve istikbalimiz uğruna, gül bahçesine girercesine, toprağa düşen şehitlerimizi, rahmetle, minnetle yad ediyorum. Şehitlerimizin yakınlarına, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum" diyerek başladı.
Terörle mücadelede görev alan güvenlik güçlerine, bölgede zor şartlar altında vazifelerini sürdüren tüm kamu görevlilerine şükranlarını ileten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Terör örgütlerinin baskılarına, tehditlerine, saldırılarına rağmen vatanın bütünlüğü, milletin birliği, devletin bekası için sabreden, bu yönde irade ortaya koyan tüm kardeşlerime 'Allah sizlerden razı olsun' diyorum. Kardeşlerim! Şu andaki birliğiniz, beraberliğiniz, daim olsun diyorum. İnanıyorum ki bu birliğinizi bozmayacaksınız, bu beraberliğinizi bozmayacaksınız. Bu yolda kararlı bir şekilde inşallah geleceğe yürüyeceğiz. Teröre karşı tepkisini elinde bayrağıyla, çakmak çakmak gözleriyle, gümbür gümbür atan yüreğiyle, dudaklarından eksik etmediği duasıyla ve en önemlisi aklıyla, metanetiyle ortaya koyan tüm vatandaşlarıma buradan şükranlarımı iletiyorum. Ebedi vatanımızı, son devletimizi, bin yıllık kardeşliğimizi, kimi zaman tüm fesat odaklarına rağmen, o etnik fitneyle, mezhep fitnesiyle, sapkın akımlarla bölmek isteyenlere en güzel cevabı işte buradan, Yenikapı'dan bugün sizler veriyorsunuz."
- "Sazla, cazla bu iş yürümez"
Yahya Kemal'in "Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yarabbi!/Senin uğrunda ölen ordu budur Yarabbi!/Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın/Gaalib et, çünkü bu son ordusudur İslam'ın!" dizelerini hatırlatan Erdoğan, "İnanıyorum ki, Yahya Kemal'in dua ettiği o büyük milletin ta kendisisiniz. Sizin bu azminiz, bu kararlılığınız, bu samimiyetiniz sürdüğü müddetçe, evvelallah bu milleti bin yıllık yürüyüşünden kimse alıkoyamaz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hacıbektaş-ı Veli'nin "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız" şeklindeki sözünü aktararak katılımcılara, "Bunda bir sıkıntımız var mı?" diye sordu. Katılımcılardan "Hayır" yanıtını alan Erdoğan, milletlerin hayatlarında imtihan dönemleri olduğunu hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Biz de millet olarak, bin yıl önce bu coğrafyaya bastığımızda kesintisiz devam eden bir imtihan sürecinin yeni bir safhasını yaşıyoruz. Bizim bu imtihandaki asıl gayemiz nedir? 'Halka hizmet, hakka hizmettir' ölçüsü. Bu ölçüyü yakalamak, onun adını yükseltmek, el üstünde tutmak için bu yolda yürüyoruz. Öyle mi? 'İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydalı olanıdır'... İlkemiz bu. Bu davanın sembolü ve en büyük şahidi de dört bir yanımızda dalgalanan şu ay-yıldızlı al bayrağımızdır. Çıkmış birisi ne diyor, 'Bayrağa saldırı mı var?' diyor. Daha ne olacaktı? Yalan üzerine inşa ettiğiniz bir dünyanız var. Cesetleri kendilerine ait paçavraya saranlar... Ve ondan sonra da bayrağa saldırı mı var? Zorla kongrelerinizde bayrağımızı astınız, zaman geldi bayrağımızı indirmeye kalktınız ama şimdi bazı beyaz Türklerin destekleriyle ayakta kalmaya çalışıyorsunuz. Sazla, cazla bu iş yürümez ama ben gerçek saz sahiplerini bir kenara koyuyorum. Onlara saygım çok. Bayrağımız... 'Yolumuz karlı dağlara düştüğünde, kızıllığında ısındığımız, çöllere düştüğünde gölgesine sığındığımız', doğumumuzdan düğünümüze, ölümümüze kadar, hayatımızın her önemli anında gözümüzün önünden ayırmadığımız bayrağımız..."
- "Kim ki bu bayrağa yan gözle bakıyorsa mankurttur"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bayrağın düşmemesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadıklarını ve kaçınmayacaklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İhtiyaç ortaya çıktığı zaman, sağımıza solumuza bakmadan, onun uğrunda can vermeyi, cana minnet sayarak her birimiz vazifemize koştuk, koşarız. Malazgirt Ovası'ndan İstanbul surlarına, Çanakkale tabyalarından Dumlupınar tepesine kadar hep bayrağımızla sembolleştirdiğimiz o kutlu davanın mücadelesini verdik, veriyoruz. Kardeşlerim, 'Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzandığımız' zafer günlerinden, boynumuza Sevr kemendinin geçirilmeye çalışıldığı kara günlere kadar her dönemde mücadelemizin de samimiyetimizin de şahidi işte bu bayraktır. 'Bayrakları, bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Rengini şehitlerimizin kanlarından alan, hilali bağımsızlığın sembolü, yıldızı şehidimizin ta kendisi olan bu bayrağın anlam olarak dünyada eşi benzeri yoktur. Kim ki bu bayrağa sahip çıkıyorsa işte o yerlidir, millidir, Türkiyelidir. Kim ki bu bayrağa yan gözle bakıyorsa, indirmeye, yıkmaya, yakmaya çalışıyorsa işte o bu vatanla da bu milletle de bağı kalmamış olan köksüz, ruhsuz, aşksız, sevgisiz bir mankurttur."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt sorununun, bu milletin bir parçasının değil hepsinin sorunu olduğunu, sorunların parça parça adresi olamayacağını belirterek, "Bütün sorunlar, Türk olsun Kürt olsun, Çerkez, Abhaz, Laz, Arap, Roman olsun bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak sorunudur. Çünkü güneş herkesi ısıtır, yağmur herkes için rahmettir. Çünkü herkes aynı toprağın insanıdır, insanıyız. Millet olmak işte budur" dedi.
Erdoğan, Sivil Dayanışma Platformu'nca Yenikapı'da düzenlenen "Milyonlarca Nefes, Teröre Karşı Tek Ses" mitingindeki konuşmasında, bugün milletin karşısında kim varsa dün Malazgirt'te de onların olduğunu, bugün milletin karşısında kim varsa dün Kılıçarslan'ın, Selahattin Eyyübi'nin karşısında da onların olduğunu, bugün milletin karşısında kim varsa dün Çanakkale'de de Kurtuluş Savaşı'nda da onların olduğunu dile getirdi.
Zamanın, isimlerin, yöntemlerin değiştiğini ama amacın hiçbir zaman değişmediğini ifade eden Erdoğan, "Amaç her zaman bu coğrafyayı bize yar etmemek, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi bozmak, bu kutlu yoldaki mücadelemizi başarısızlığa uğratmaktır. Hamdolsun gayelerine ulaşamadılar. Bizi yaktıklarını, yıktıklarını, yok ettiklerini sandıkları her dönemde adeta küllerimizden yeniden doğarak emanetçisi olduğumuz o kutlu sancağı hep yükseltmeyi, zirveye dikmeyi başardık. Bugün de bu ülkenin havasını soluyan, suyunu içen, ekmeğini yiyen, kendini bu milletin bir ferdi olarak hisseden herkes oynanan oyunun farkındadır. Ben karşımdaki şu topluluğu, bu aziz halkımı, milletimi, bunun farkında olanlar olarak görüyorum" diye konuştu.
- "Etnik kökeninden dolayı, hiç kimseyi dışlamadık"
Bugün yurt dışında bilhassa Avrupa'da yaşayan milyonlarca vatandaşın belki mekan olarak uzakta ama sonuna kadar milli ve yerli olduklarını belirten Erdoğan, buna karşılık bedenen Türkiye'de yaşadığı halde ruhen gönül coğrafyasından ve bu milletten kopmuş olan bir kesimin varlığının ibretle görüldüğünü vurguladı.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizi asıl üzen ise millilikle yerlilikle bu topraklarla irtibatını koparanların Türkiye üzerinde oynanan oyuna, gönüllü figüranlık yapıyor olanlardır. Ülkemizdeki teröre bulaşanlar da hangi saikte olursa olsun onlara destek verenler de bu coğrafyada niçin bulunduğunu bilmeyenlerdir. Şu bayrağın renginin, hilalinin, yıldızının anlamına müdrik olmayanlardır.
Bu ülkede etnik kökeninden dolayı, hiç kimseyi dışlamadık, dışlamayız. Biz yaradılanı, Yaradandan ötürü severiz. Benim ülkemde etnik sorun değil, terör sorunu vardır. Bizim mücadelemiz de herhangi bir etnik gruba değil, terör örgütüne, ona destek verenlere karşıdır. Nitekim gerek terör örgütünün içinde gerekse onların güdümündeki diğer kuruluşlarda her etnik kökenden kişiye rastlamak mümkündür."
- "Kürt sorunu, bu milletin bir parçasının değil hepsinin sorunudur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşmayı hatırlatarak, şunları söyledi:
"Ne demiştim? 'Kürt sorunu, bu milletin bir parçasının değil hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur. Sorunların parça parça adresi olmaz. Bütün sorunlar, Türk olsun Kürt olsun, Çerkez, Abhaz, Laz, Arap, Roman olsun bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak sorunudur. Çünkü güneş herkesi ısıtır, yağmur herkes için rahmettir. Çünkü herkes aynı toprağın insanıdır, insanıyız. Millet olmak işte budur.' 2005 Diyarbakır... Orada söyledim bunları.
Bir kez daha ifade ediyorum; 'Verilen mücadeleler sonunda artık Türkiye'nin Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır' diyecek bir noktaya geldik. Elbette tüm etnik unsurlar gibi Kürt kardeşlerimin de sıkıntıları, beklentileri vardır. Peki Türk'ün yok mu, Laz'ın, Arap'ın, Boşnak'ın, Çerkez'in, Gürcü'nün yok mu? Zaza'nın yok mu? Velhasıl 78 milyon içindeki tüm etnik unsurların kendine has sorunları vardır. Bunların konuşulması, tartışılması, çözülmesi için bugüne kadar nasıl samimiyetle mücadele ettiysek bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz."
AA
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
