"Fethullah Gülen; Özal’ı ve Demirel’i hiç sevmedi"
Gazeteci Nurettin Veren, Fethullah Gülen’in bir dönem şeytandan kaçar gibi siyasetten kaçtığını ancak strateji değiştirerek devleti ele geçirme talimatı verdiğini söyledi. Veren’e göre Gülen, Özal’ı ve Demirel’i hiçbir zaman sevmedi.
Nurettin Veren, Fethullah Gülen'in talebe yurtları, okullar, üniversiteye hazırlık kursları, Zaman gazetesi, Samanyolu televizyonu, Şifa Hastaneleri, Gazeteci ve Yazarlar Vakfı'nın kuruluşuna kadar masum görüntüsü verdiğini söyledi. Veren, Ankara Samanyolu Koleji'nin üst katındaki misafirhanede arkadaşlarına hitap eden Gülen'in, "Biz bu siyasilerden çok yararlanabiliriz. Hatta bunları yönlendirebiliriz. Ben bunların çok tehlikeli ve bizden daha üstün akıllı olduklarını zannediyordum. Hâlbuki bunlar çok saf, bize muhtaç ve zayıf insanlarmış" diyerek strateji değiştirdiğini ifade etti.
İşte Veren'in açıklamaları:
DEVLET ENDİŞELİYDİ
"Askeri çevreler bizi milli güvelik kurullarında irtica ve terör ile zikretmeye başlamıştı. Devletin endişesi büyüktü. Çünkü olayın önünde görülmeyen bir Fethullah Gülen vardı. 'Cebrail parti kursa bile biz partisini görmeyiz ve desteklemeyiz' diyen ve şeytandan kaçar gibi siyasetten kaçarız prensibini etrafındakilere ders veren Gülen nasıl oldu da dünyanın kurtlar sofrasındaki ajan borsasının ortasına oturdu. Buna nasıl karar verdi? Daha sonra 'Ölülerinizi bile kaldırın oy verdirin' diyecek kadar açık siyaset yapmaya başladı. Bununla da kalmayarak askeriyeyi, mülkiyeyi, adliyeyi, emniyetin kan damarlarına girip ele geçirin talimatını açıkça en yakınlarına emretti."
İşte Veren'in açıklamaları:
DEVLET ENDİŞELİYDİ
"Askeri çevreler bizi milli güvelik kurullarında irtica ve terör ile zikretmeye başlamıştı. Devletin endişesi büyüktü. Çünkü olayın önünde görülmeyen bir Fethullah Gülen vardı. 'Cebrail parti kursa bile biz partisini görmeyiz ve desteklemeyiz' diyen ve şeytandan kaçar gibi siyasetten kaçarız prensibini etrafındakilere ders veren Gülen nasıl oldu da dünyanın kurtlar sofrasındaki ajan borsasının ortasına oturdu. Buna nasıl karar verdi? Daha sonra 'Ölülerinizi bile kaldırın oy verdirin' diyecek kadar açık siyaset yapmaya başladı. Bununla da kalmayarak askeriyeyi, mülkiyeyi, adliyeyi, emniyetin kan damarlarına girip ele geçirin talimatını açıkça en yakınlarına emretti."
İLK TEMAS 1990'DA
"Siyasetle temasımız Turgut Özal ile oldu. 1990'da İzmir ve İstanbul'da 3 - 5 okulumuz olduğu dönemde Avustralya'daki bilim dünya olimpiyatlarında dünya birincilikleri çıkmıştı. Bunu Turgut Özal'a anlatmamız gerektiğini söyledim. Bunun üzerine Gülen de bana "Onlara ulaşmaya bizim gücümüz yetmez" dedi. Özal'a ulaşmayı başardık. 1992 yılında ilk kez cemaatin devletle olan ilişkisi bu vesileyle başladı."
ÇİLLER'DEN SONRA DEĞİŞTİ
Çiller'in samimi sevgisi ve saygısına karşılık Gülen, ikili oynayarak Çiller'e de hile yaptı. Tansu Çiller'i de görüşmeye ikna etmek için "Sayın Başbakanım Fatih Sultan Mehmet'in yanında nasıl Akşemsettin ile Molla Gürani'ler varsa sizin de manevi duayenlerinizin olması ve onlara dayanarak devletimize milli manevi çizgide doğru hizmetler yapabilirsiniz" dedim. O da bu fikri samimi bulup kabul etti. Bir güç zehirlenmesi yaşamaya başladı. Müthiş bir eksen kayması ve fikir değişikliğine sebep oldu. Bu bir başlangıçtı.
KAYNAK: AKŞAM