Başbakan: İspatlasınlar istifa ederim

İşte Başbakan Davutoğlu'nun açıklamalarının satırbaşları:


- (HDP'ye Adana ve Mersin'deki saldırı) Bu saldırılar bir tek partiye değil, bütün partilere ve demokrasiye yapılmış saldırılardır. Soruşturma ve çalışmalar detaylı şekilde devam ediyor. Ümit ediyorum biran önce netice hasıl olur. Şiddete çağrı yapacak bir dili dahi maruz görmek mümkün değil. Demokratik süreci engellemek isteyenler olabilir ama bunları engelleyecek gücümüz vardır.
- (Demirtaş'ın patlamalardan AK Parti'yi sorumlu tutan iddiaları) Bunlar son derece sorumsuz açıklamalar. AK Parti'nin hiçbir döneminde ne şiddete bulaşmışlığı vardır, ne de tahrikkar bir dil kullanmışlığı vardır. HDP şiddet yanlısı bazı gruplara gözlerini kapatıp, AK Parti'yi suçlamaya kalktı. Aynı saldırılar bizim milletvekili adaylarımız ve seçim bürolarına da yapıldı. Bunlar şüpheli saldırılar da değil. Bu çevrelerin, HDP'yi de destekleyen bazı grupların saldırıları. Ama biz kimseyi doğrudan suçlamadık. Hal böyleyken çok ilginç bir koalisyonla karşı karşıyayız. HDP ile MHP'nin aynı çizgide buluşacağını düşünebiliyor muydunuz?
- Seçim öncesi gerginlik muhalefete değil, iktidardaki partiye zarar verir. Kılıçdaroğlu daha olayı öğrenir öğrenmez AK Parti yaptı diyor. Benim bütün partilere çağrım, gelin seçim sürecini tehlikeye sokacak her türlü eyleme karşı ortak tavır alalım. Biz her türlü işbirliğine açığız. Ama iktidardaki parti olarak şiddeti bizim yönlendirdiğimiz gibi bir iddia akla ve mantığa aykırıdır. Yenilgiye mazeret bulabilmek için şimdiden bir kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor

- Kaset oyunlarıyla Kılıçdaroğlu'nu getirdiler, Gandi olarak parlatmaya çalıştılar. Ama taştan elmas çıkmıyor.

- Paralel yapının HDP ile Diyarbakır'da ne görüşmesi yaptığı bugün daha açık ortaya çıkıyor. Buradaki koalisyon psikolojisini oluşturma çalışması tamamen manipülatiftir. Hadi AK Partiyi zarara uğrattılar, bir koalisyon ihtimali kendilerince doğdu, MHP ile HDP'nin yan yana bulunmasını aklınız alıyor mu? Türkiye'de koalisyonlardan hiçbir zaman başarı hikayesi çıkmamıştır. Türkiye'nin görünür geleceğinde ben koalisyon ihtimalini görmüyorum ama, istedikleri tarzda koalisyon yapabilmek için darbemsi girişimler yapmak isteyenler olabilir.
- Demirtaş şimdi çıksın söylesin, 'PKK silah bıraksın biz çok rahat siyaset yapabiliyoruz' desin. Ben çıktım HDP'ye yapılan saldırıyı kınadım ama o Yasin Aktay'a yapılan saldırıyı kınadı mı, kınayamaz çünkü kulağını çekerler. Karşımıza kimse maskelerle çıkmamalı. Bir ayağı dağda bir ayağı ovada siyaset olmaz.



İSPATLASINLAR İSTİFA EDERİM

Başbakan Davutoğlu Murat Akgün'ün, "Demirtaş'ın seçim sonuçları ile alakalı 3500 kişilik bir hile ekibini kurdular, başında da Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu var, sandık hileliği yapacaklar", sorusuna şöyle cevap verdi:
"Bakın bu o kadar adice bir iftira ki, ben kelimelerimi dikkatli kullanırım, bu o kadar adice ki? Nerede bunun delili? Birileri şimdiden seçim sonuçları ile ilgili spekülasyon yapmaya çalışıyor. Peki şunu reddedebilir mi, bu olamayacak ama böyle bir şey yok, bu adice bir iftiradır, ispat etsin yarın bu her kimse, Süleyman Bey benim teşkilatımın Genel Başkan Yardımcısı, ispat etsinler onu görevden alırım. Böyle bir şey yok olmadığından eminim.İspat etsinler ben istifa ederim. Ama böyle bir şey yokken, Türkiye'de demokrasinin üzerine gölge düşürecek ifadelerde bulunmak, aslında işte darbemsi girişimler bunlar. 8 Haziran günü seçim yenilgisini duyduklarında insanları sokağa dökmeye çalışacaklar. Halbuki Türkiye'nin bütün seçimleri AGİD gözleminde yapılır. Şimdiye kadar ki hiç bir seçiminde Türkiye'nin herhangi bir yanılgı olmamıştır, şimdi de yok. Olması mümkün değil."
- Bir yayın organı cumhurbaşkanına ve bana hitaben bir yazı yazıyor. Kendilerince bir ayar verme çabası. Medya haber versin, medya yönetmeye kalkmasın. Bir savcının anlına silah dayanmış, burada sorumlu medya ne yapar, bu terör örgütünün oyununa gelmez. Bunları dedim, ertesi gün bana cevaben yazı yayınlamaya kalktılar. Türkiye 90'ların Türkiyesi değil. Basın özgürlüğü başımızın üstüne, ben de akademisyenim, ben de köşe yazarlığı yaptım. Ama bir şekilde gazeteler, basın yayın organları insan onurunu ayaklar altına alırlarsa karşılarında fikir söyleme hakkımız var


- Doğan medya ile ilgili yaşananlar bizim tarafımızdan ortaya konulan bir tavır değil. Bu medya grubunun ortaya koyduğu tavrın doğurduğu nedenler. Yüzde 52 ile ne ima ediyorlar. Niye başka bir başlık seçilmiyor. Buna özen göstermek gerekiyor.

- Ne demek elektrik kesintisi bunlar şehir efsanesi. Orada sandık müşahidi var. Elektrik kesilirse CHP'nin müşahitleri sandığı durdurur. Şimdiden seçim yenilgisine bahane bulup, halkı sokağa dökmeye çalışıyorlar.

- İmralı'ya herhangi bir tecrit yok. Ama siyasi bir görüşme yapacaklarsa, o zaman silahsızlanma ile ilgili atılacak adımı atsınlar ondan sonra olur. Hem silahsızlanma ile ilgili adımı atmayacaklar hem de adaya gidip siyasi şov yapacaklar. Böyle iki yüzlülük olmaz. Biz sabırla atılması gereken her adımı attık. Ondan sonra meydan okumayı Demirtaş kendisi yaptı. 'Biz onu başkan yaptırmayacağız' diyor. Bu ne hadsizlik.

GÜLEN'LE GÖRÜŞME

- Sayın Abdullah Gül'e olan saygımı herkes bilir. Bu konuyu ben gündeme getirmiş değilim. Benim açımdan olayın oluş şekliyle ilgili kanaatimi dile getirdim. Bunu karşılıklı olarak söylenmiş söz olarak telakki etmemek lazım. Sayın cumhurbaşkanımızla hukukumuz kuvvetlidir. Aramızda görüşmemize engel olan bir durum olduğunu düşünmüyorum. Sayın cumhurbaşkanımızla ilişkilerimiz derindir, köklüdür, ilişkilerimizi etkileyecek bir durum söz konusu değildir.