TÜBİTAK eski başkanı serbest
Terörle mücadele ekipleri tarafından gözaltına alınan TÜBİTAK'ın eski başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak serbest bırakıldı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nda (TÜBİTAK) personel alımında görevin kötüye kullanıldığı iddialarıyla ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınan, Kurum'un eski Başkanı Yücel Altunbaşak'ın da arasında olduğu 3 kişi serbest bırakıldı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince salı sabahı gözaltına alınan Altunbaşak ile TÜBİTAK TÜSSİDE (Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü) Genel Müdürü Prof. Dr. Osman Kulak ve TÜBİTAK Özel Kalem Müdürü Eren Yazıcıoğlu, akşam saatlerinde Ankara Adliyesi'nde soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısına ifade verdi.
Savcı serbest bırakılmalarına karar verdiği Altunbaşak ile Osman K'ye adli kontrol uygulanması talep etti. Nöbetçi sulh ceza hâkimi, zanlıları sorguladıktan sonra adli kontrol istemini reddetti.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, gözaltıların ifadeye başvurulmak için yapıldığını açıklamış, suçlamanın ne hakkında olduğunu bilmediğini söylemişti. Hakkında gözaltı kararı olan bir TÜBİTAK çalışanı ise yurtdışında olduğu için gözaltına alınamamıştı.
Böcek soruşturmasında daha önce tutuklanan TÜBİTAK'ın eski başkan yardımcısı Hasan Palaz hakkında da gözaltı kararı var. Palaz cezaevinden getirilerek ifadesi alınacak.
Böcek soruşturmasında Palaz'la birlikte kurumda görevli Gökhan Vıcıl ve Hamza Turhan daha önce tutuklanmıştı.
Fikri Işık: Bilirkişiler konusunda sıkıntı vardı
Görevinden geçen cuma günü istifa eden Altunbaşak'ın yerine yeni atama yapılana kadar vekaleten Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Çelik görevlendirilmişti.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık istifa kararının karşılıklı mutabakatla alındığını söylemiş, 'Kurumla ilgili tartışmalar da bu kararda etkili oldu' demişti.
Işık söz konusu gelişmenin son dönemde yaşanan olaylardan tamamen bağımsız olmadığını vurgulayarak şunları söylemişti:
"İki saik var; bir tanesi TÜBİTAK'ın özellikle bu bilirkişiler konusunda yaşadığı büyük sıkıntı. Oradaki kadrolaşma bu kararın alınmasında mutlaka bir etken ama diğer taraftan da TÜBİTAK'ın yürüttüğü çok önemli bir misyon var. Türkiye'nin bilimsel ve teknik araştırmaları açısından TÜBİTAK kritik bir kurum. Orada işlerin yavaşlamasına müsaade etmemek açısından Yücel Bey'in kendi arzusu, bizim de karşılıklı mutabakatımızla bu karar alındı."
Bakan, TÜBİTAK'ın son dönemdeki tartışmaların odağında yer aldığına dikkat çekti ve şunları da söyledi:
"Aslında TÜBİTAK Başkanımız çok iyi bir akademisyen, TÜBİTAK'a da güzel hizmetleri oldu. Ama belli bir süre sonra artık bu iddialar falan biraz TÜBİTAK'ta işlerin yavaşlama endişesiyle bir kan değişimine ihtiyaç olduğu ortaya konulduktan sonra karşılıklı mutabakatla bu işi sonlandıralım diye görüştük.. Ne istifa ne görevden alma, karşılıklı mutabakatla ayrılma diye bunu belki özetlemekte fayda var."
Erdoğan: Sırtımızdan hançerlediler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olduğu dönemde çalışma ofisine dinleme cihazı yerleştirildiğini ve bundan TÜBİTAK'ın sorumlu olduğunu savunmuş ve şunları söylemişti:
"TÜBİTAK'ın içine yerleşen bir urun bu kurumu çürütmeye başladığını, bu gayeyi taşıdığını gördük. Siz 'bilim, araştırma' diyorsunuz. Birileri kurumun içine kanser hücresi gibi sızıyor, sizin gayretlerinizi çürütüyor. Öyle bir ihanet şebekesi yerleşiyor ki bunu bilim için değil, ihanet için kullanıyor. Kriptolu telefonu bana verenler dinliyorsa, farklı bir yaklaşım asla gösteremeyiz. Bizim sırtımızdan hançerlendiğimizin göstergesi bu TÜBİTAK'taki tiplerdir. Önden vurduğu zaman erkekçe vurdu dersin ama bu arkadan vurunca kalleşçe dersin."
Kaynak: AA
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN