Başbakan'dan saldırıya ilişkin ilk açıklama

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Seehof Hotel'de düzenlediği basın toplantısında, Somali'deki saldırıyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine, bu ülkedeki Türkiye Büyükelçisi ile görüşme yaptığını, Somali'nin güvenlik bakımından yüksek riske sahip bir ülke olduğunu belirtti.

Başbakan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sadece Cumhurbaşkanı'nın ziyareti dolayısıyla değil, birkaç gün önce de yine bir terör saldırısında Somali güvenlik güçlerinden vefat edenler oldu. Bu saldırıda da üç Somalili kardeşimiz hayatını kaybetti. Allah'tan rahmet diliyorum. Bizim ön heyet olarak gitmiş heyetimizin kaldığı otelin karşısında bir saldırı söz konusu. Tabii doğrudan bizim heyeti hedef alıp almadığı konusunda inceleme devam ediyor. Büyükelçimiz her türlü tedbiri Somalili yetkililerle birlikte alıyor. Biz 2012'de Sayın Cumhurbaşkanımız başbakanken, ben dışişleri bakanı iken de Somali'ye gittiğimizde çok daha zor şartlarda oraya gitmiştik ama gitmekten vazgeçmedik. Şu ana kadar da gördüğüm kadarıyla Sayın Cumhurbaşkanımız da gitme iradesini sürdürüyor. Riskler olur ama Türkiye'nin böyle riskli durumlarda her zaman kararlı tutumu değişmez. Afrika politikamız bizim en öncelikli politikalarımız arasındadır."

Türkiye'nin ihracatının çeşitlenmesi, ekonomik pazarın daralması karşısında alan genişlemesini sağlayan politikalardan birinin Afrika politikası olduğunu belirten Davutoğlu, AB'de pazar daraldığında komşu ülkelere yöneldiklerini, komşu ülkelerde sıkıntı çıktığında ise Afrika ve Latin Amerika'ya yöneldiklerini anımsattı.

Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bizim bu hem ahlaki, Somali bağlamında söylüyorum, insani yardım konusunda, hem de ekonomik alan itibarıyla da stratejik kararımızdan dönmemiz olmaz. Bu konuda kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Bunu da salt Türkiye'ye yönelik bir saldırı olarak değerlendirmek de doğru olmayabilir. Araştırmalar devam ediyor. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımız da Somali'ye gidecekler. Sağ ve salim olarak gidip, sağ ve salimen inşallah ülkemize gururla, onurla dönecekler 2012'de olduğu gibi. Bu konuda da inşallah hiç kimsenin tereddütü olmamalıdır."

"Türkiye köprü olmak gibi bir misyonu öne çıkaracak"

Türkiye'nin, dünya ekonomisindeki eşitsizlikleri, adaletsizlikleri giderecek şekilde, G-20 ile az gelişmiş ülkeler arasında köprü olmak gibi bir misyonu öne çıkaracağını ifade eden Davutoğlu, KOBİ'lerin istihdam ve ekonomik alanda yapacağı katkılarla, kapsayıcı, istihdamı, yatırımı öne çıkaran uygulamaya önem veren bir program benimseyeceklerini söyledi.

Enerji bakanları toplantısı yapmayı düşündüklerini, bunun bir ilk olacağını dile getiren Davutoğlu, tarım bakanları toplantısında, gıda ve iklim güvenliği ile ticaretin genişletilmesi ve kısıtlamaların kaldırılması konularının gündemde olacağını aktardı.

B-20 ile bugün sabah kahvaltısında bir araya geldiğini, Türk ve küresel ölçekte iş adamlarıyla istişarelere katıldığını ifade eden Davutoğlu, Borsa İstanbul konulu toplantıda ise İstanbul'un yatırım şehri olarak cazibesi üzerinde durduklarını anlattı.

Yeni Zelenda Başbakanı ile bir görüştüğünü, ikili görüşmelere devam edeceğini anlatan Davutoğlu, "Ürdün Kralı Abdullah ile başlayan bir seri ikili görüşmeyi de gerçekleştireceğiz. Dün akşam Ukrayna Cumhurbaşkanı ile de bir görüşme yapmıştım. Ayrıca Arap kanaat önderleriyle de dün akşam, bölgemizi ilgilendiren konularda, çok samimi ortamda, bir yemekte yaklaşık 3 saat istişare etme imkanı buldum. Bu da Türkiye ile Arap dünyası arasındaki ilişkilere yeni bir ivme katacak nitelikte, güzel bir vesile teşkil etti. İnşallah bugün de çalışmalara devam edeceğiz" dedi.

"Faizlerin düşme trendi artarak devam edecek"

"Merkez Bankası'ın faiz kararına eleştiriler var. Siz bu tartışmanın neresindesiniz? Aynı düşüncede misiniz? Bu konuyla ilgili Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile görüştünüz mü" sorusuna, Davutoğlu, "Görüşmedim, Erdem Bey ayrıca Türkiye'den geldi. Her sene Davos'a, toplantılara katılır. Burada, dün toplantıdan çıkarken merhabalaştık ama detaylı bir görüşme imkanı olmadı. Tabii görüşürüz, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ile Merkez Bankasının Başkanı'nın görüşmesi de son derece doğaldır" yanıtını verdi.

Merkez bankalarının , dünyanın her yerinde, kritik dönemeçlerde aldığı kararlarla gündeme geldiğini belirten Davutoğlu, Avrupa Merkez Bankası karar aldığında, Bürüksel'de de tartışıldığını hatırlattı.

Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu, herkesin kanaatini belirtebileceğini kaydeden Davutoğlu, hükümetin sorumluluğunun, Türk ekonomisinin bu kritik süreçte sağlam sularda, doğru bir istikamette seyretmesi olduğunu söyledi.

Türkiye'de son aylarda, enflasyonda da faizde de beklenti olarak düşme trendinin ortaya çıktığını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Biz de faizlerin daha fazla inmesini, özellikle yatırım ortamının iyileştirilmesi bakımından faydalı görürüz. Ancak esas, ana çizgi itibarıyla baktığımızda, bu düşme trendinin devam edeceğine ben inanıyorum. Tabii her görüşe açık olmakla birlikte, ekonominin genel dengelerinin seyri istikametinde baktığımızda, sıhhatli bir seyir içinde olduğumuzu, faizlerin düşme trendinin bundan sonra artarak devam edeceğini vurgulamak isterim. Tabii Merkez Bankası Başkanı ile de bu konuları hep ele alırız, konuşuruz. Önümüzdeki haftalarda, aylarda faizin daha büyük bir ivmeyle aşağı doğru yöneleceğine dair güçlü bir kanaatimiz var. Bu konuları da Merkez Bankası ile her zaman paylaşırız."

Ekonominin entegre bir alan olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Yani faiz politikaları, reel sektöre etkileri, reel sektördeki gelişmeler, arz, talep unsurları faizi etkiler. Önemli olan finansal yapının gücünü koruması ve bunun reel sektöre ivme katacak şekilde kullanılacak araçlara sahip olunması" dedi.

Düşük faizin, her zaman reel sektörü harekete geçirecek bir unsur olduğunu belirten Davutoğlu, "Ben, genel trendin olumlu yönde olduğu kanaatindeyim ve burada da kimle konuşursak konuşalım, yatırımcılarla, finans kuruluşlarıyla, Türk ekonomisiyle ilgili beklentiler hepsi olumlu yönde. Şu ana kadar ne İngiltere'de ne Davos'ta herhangi bir gözlemcinin, yatırımcının, Türk ekonomisinin 2015 yılı için olumsuz bir kanaat sergilediğini görmedim ki etrafımızda çok büyük jeopolitik risklerin olduğu bir ortamda" diye konuştu.

Davutoğlu, bu olumlu atmosferi ve buna dayalı olarak da faiz oranlarının düşme trendine girmesini öne çıkarmanın gerekli olduğunu söyledi.

"Bu, aslında AK Parti grubunun gücünü göstermiştir"

Davutoğlu, 4 eski bakanla ilgili Yüce Divan oylamasında AK Partili milletvekillerinden fire olduğu yönündeki iddialara ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

"Bu, aslında AK Parti Grubu'nun gücünü göstermiştir. Şu açıdan, AK Parti Grubu, yasal olanı yapmıştır. Ne ben ne arkadaşlarım, herhangi bir şekilde yönlendirmede bulunmadık, bulunmuş olsaydık yasal olarak suç işlemiş olurduk. Bu tür oylamalarda bir yönlendirme veya grup kararı olmaz. Aslında böyle diyenler, 'AK Parti fire verdi' diyenler, kendileri bir fire vermemişse, bir baskı olmuşsa suç işlediklerini itiraf ediyorlar. Burada fire söz konusu değil. Burada AK Parti'nin kolektif vicdanının, aklının aslında Yüce Divan'a gitmeme yolunda olduğu ortaya çıkmıştır, kendi doğal seyri içinde. Ama şahsi kanaatleri ile farklı oy veren arkadaşlar da kanaatlerini ortaya koymuşlardır. Bunu bir fire, bir parçalanma olarak kimse değerlendiremez, aksine gücümüzü ortaya koymuştur."

Davutoğlu, AK Parti Grubu'nun, son 12 yıl içinde birçok sınavdan başarıyla geçtiğini dile getirerek, "Zaten Grup Başkanvekilimiz Sayın Elitaş'la da Genel Başkan Vekili olarak kalan Genel Başkan Yardımcımız Sayın Mehmet Ali Şahin ile de bu konuları konuştum. Arkadaşlarım MYK'da da istişare ediyorlar. Hiçkimsenin tereddüttü olmasın, AK Parti'de hiçbir zaman temel ilkesel konularda farklı kanaat olmaz. Eğer farklı bir kanaat olursa da kendi aramızda hem etik anlamda istişare hem de siyasi anlamda demokratik ortamda fikirlerimizi paylaşma kültürüne biz sahibiz" diye konuştu.

Kimsenin AK Parti üzerinden herhangi bir spekülasyona veya yanlış hesaba girmesini tavsiye eden Davutoğlu, partilerinin birliğini koruyacağını, yoluna kararlı bir şekilde devam edeceğini, bunu da önümüzdeki günlerde, haftalarda herkesin göreceğini bildirdi.

"Eğitim dışında her şeyi yapar hale geldiler"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın paralel yapının okullarına ilişkin bir çalışma yapıldığını söylediğinin hatırlatılması üzerine Davutoğlu, çalışmanının yeni olmadığını, kendisinin Dışişleri Bakanı olduğu dönemde başlatıldığını söyledi. Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Aslında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı zaten okullarımız var. Bu yeni çalışmayla bütün bunları bir çerçevede topluyoruz. Aynen Yunus Emre Kültür Merkezleri gibi ona benzer bir yapılanma ile bütün okullarımızın bir kültür faaliyeti olması itibarıyla var olanların aynı çatı altında toplanması, yeni okulların açılması suretiyle bu paralel yapının Türkiye'ye zarar verme faaliyetleri dolayısıyla ortaya çıkabilecek boşluğu da ortadan kaldıracak bir yapılanma."

"Yurtdışındaki eğitim faaliyetlerini tek bir çatı altında toplamak"

Parelel yapının okullarının, eğitimden çok Türkiye'yi karalamaya dönük faaliyetlere ağırlık verdiğini dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Türkiye'deki en küçük olumsuz gibi görünecek bir haberi büyütüyorlar veya böyle bir haberi oluşturuyorlar, yayıyorlar, gündeme getiriyorlar. Türkiye ile ilgili karalama kampanyası varsa içinde yer alıyorlar. Yani eğitim dışında her şeyi yapar hale geldiler. O zaman da tabii bizim bunlardan bağımsız olarak da zaten aldığımız bir stratejik karar vardı, yurtdışındaki eğitim faaliyetlerini tek bir çatı altında toplamak. Bu çalışmaları biz eylül ayı gibi belli bir aşamaya getirmiştik. Ben Başbakanlık görevini aldıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığımıza talimat verdim, 'Bir an önce bu çalışmayı tamamlayın' diye. Bu konularda belli bir aşamaya gelindi. Muhtemelen önümüzdeki pazartesi günü Bakanlar Kurulu'na sunacak hale arkadaşlar getirirler. Süratle de bu yeni yapılanmayla Türkiye'nin hak ettiği şekilde eğitim alanında tanınması, dost ve komşu ülkelere daha iyi eğitim imkanları sunulması bağlamında tarihi bir adımı atacağız.''