Muhalefetin gözü hazinede
Giriş:
26.05.2015
00:00
Güncelleme:
26.05.2015
07:50
Partilerin vaatlerini uzmanlara soruldu. Ortak yorum: Türkiye artık IMF’ye muhtaç olmaktan kurtuldu, kendi savaş uçağını, gemisini, füzesini yapıyor ve dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefliyor. Muhalefet 2002 sonrası kazanımları harcayabilir.
Türkiye, 7 Haziran'da ülkeyi dört yıl yönetecek yeni hükümeti seçecek. Peki ama oy vereceğiniz parti eğer iktidara gelirse ekonomide, sağlıkta, eğitimde, güvenlikte, dış politikada nasıl bir Türkiye manzarası ortaya çıkacak? Türkiye şu anda dünyanın en büyük 17 ekonomisinden biri ve kendi savaş gemisini, helikopterini, füzesini, uçağını yapıyor, uzaya açılıyor ama iktidar ve muhalefet Yeni Türkiye için ne öneriyor? İktidar, dış politikada milli bir çizgi izliyorken muhalefet 'iktidara gelebilmek için' uluslararası güçlerin taşeronluğuna mı soyunuyor? Kişi başına düşen milli geliri, halkın refah seviyesini artırmak için nasıl bir model öneriliyor? Şehit haberlerine son veren Çözüm Süreci, PKK ve Paralel Yapı ile mücadele konusunda ne düşünüyorlar? Avrupa Birliği stratejileri ve ekonomik büyüme stratejilerine dair vaatler gerçekçi ve uygulanabilir mi? Siyasi partilerin eğitim, bilim ve diğer alanlardaki vaatlerinin altında ne var?
Uzman isimlere önce ekonomiyi sorduk, partilerin seçim beyannamelerini inceleyip yanıt verdiler: Muhalefet partileri, AK Parti hükümetinin 12 yılda ülkeye kazandıklarını harcamaktan öte bir şey vaat etmiyor. Bu, Türkiye ekonomisinin 2001 krizinden sonra elde ettiği sağlam yapısının kırılganlaşmasın neden olur. Muhalefet, vaat ettikleri sosyal yardım veya ekonomik modellerin zaten uygulandığından habersiz...
2023'TE İLK 10 ARASINDAYIZ
-Türkiye'yi dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi yapan AK Parti, 2023'e kadar ülkeyi dünyanın ilk on ülkesi arasına sokmayı hedefliyor. 23 yılında milli gelir 2 trilyon 64 milyar dolara, kişi başı yıllık gelirse 25 bin doları aşacak.
-Türkiye'de 13 yılda yüzde 415 artarak 949 TL olan asgari ücretin 2015 sonunda bin TL'yi aşması. Temmuz 2015'te, maaşı bin TL'nin altında olan emeklilere 100 TL zam yapılması....
-2002 yılında yüzde 65'lerde olan ve tek haneye düşürülen enflasyonun yüzde 5'in altına düşürülmesi.
-Üreticiye 2003-2014 yılları arasında 5 milyar 313 milyon TL mazot destekleme ödemesi yapılarak maliyetin yüzde 16'sı karşılandı, desteğin artırılarak devam ettirilmesi.
-Sosyal destek niteliğindeki transferlerin Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla'ya oranı 2 puan artırılarak yüzde 3'e çıkarılacak.
-İşsizlik oranının 2023 yılında yüzde 5'e indirilecek, istihdam oranı yüzde 50'ye yükseltilecek.
-Vergi politikası, ekonomik büyümeyi, yatırımı ve istihdamı destekleyecek ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasını sağlayacak şekilde gözden geçirilecek. Para politikası, finansal istikrarı da gözetecek ve fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekleyecek.
-TOKİ eliyle inşa edilen konut sayısı 1 milyona ulaşacak. TOKİ, yeni evli veya evlenecek yoksul çiftler için, Yuva Teşvik Konutu Programı başlatacak. Müracaat eden yeni evli yoksul çiftler, kendi aralarında çekecekleri kurayla 25 yıla varan vadelerle ucuz konut sahibi olacak.
-İlk defa istihdam edilen kadın ve gençler için işverenin ödeyeceği sosyal güvenlik primi 3 yıl alınmayacak.
-10. Kalkınma Planı doğrultusunda üretimde stratejik dönüşüm sağlanması.
CHP: TÜRKİYE'Yİ İLK 20'YE TAŞIYACAĞIZ
Asgari ücret, gelir vergisinden muaf tutularak bin 500 TL'ye çıkarılacak. Emeklilere Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye verilecek. Çiftçinin üretim amaçlı kullanacağı mazotun litresi bir buçuk TL'ye düşürülecek. Yıllık ortalama büyüme hızını % 6'ya çıkaracağız. İnsani gelişmişlik endeksinde Türkiye'yi ilk 20'ye taşıyacağız.
MHP: ŞEHİR İÇİ ULAŞIMA 100 LİRA VADETTİ
Asgari net ücret bin 400 liraya çıkarılacak. Ayrıca büyükşehirde yaşayan asgari ücretlilere ek 100 lira şehir içi ulaşım desteği verilecek, evi olmayan ailelere 250 TL kira yardımı yapılacak. Emeklilere, mart ve eylül aylarında bin 400'er lira olmak üzere yılda iki kez asgari ücret tutarında emekli destek ödeneği verilecek.
HDP: ASGARİ ÜCRET İÇİN KAYNAK VEREMEDİ
Askeri ücret ve en düşük emekli maaşı net bin 800 TL olacak. Küçük çiftçiye vergiden muaf mazot ve gübre verilecek. Her eve ayda 10 bin metreküp su, ayda 180 kW/h elektrik ücretsiz verilecek ve ısınma desteği sağlanacak. Maliyetler vergi sistemindeki düzenlemeler sonrasında toplumun üst sınıflarından yapılacak kaynak transferi ile sağlanacak.
Prof. Dr. Haluk Alkan: HAZIRA KONMAK İSTİYORLAR
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler öğretim üyesi ve Stratejik Düşünce Enstitüsü uzmanı Prof. Dr. Haluk Alkan, AK Parti, CHP, MHP ve HDP'nin seçim beyannamelerindeki ekonomik vaatlerini, dünyanın 17'nci büyük ekonomisi olan Türkiye'yi 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisine sokabilecek projeler ve vaat edilen modellerin gerçekleştirilebilirliği açısından ele aldı. Prof. Alkan, şunları söylüyor: "Türkiye ekonomisinin yapısal sorunu, üretim yapısının stratejik bir sektöre ya da kaynağa dayanmaması. Üretim daha çok ara mamul ithalatına dayalı ve bu durum ithalatın da artmasına neden oluyor. Enerjide dışa bağımlılık, döviz kuru ve uluslararası piyasalarda enerji fiyatlarındaki değişime duyarlı bir ekonomik yapı ortaya çıkarıyor. Bu duruma siyasi istikrarsızlık eklendiğinde krizler karşısında son derece dirençsiz bir ekonomi ile karşı karşıya kalınıyor. 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz, bu yapısal sorunların bir sonucuydu. Güven ve yeniden yapılanma şart. Bu krizden alınan dersler ve 2002 sonrasında yakalanan siyasi istikrar Türkiye'nin kırılgan ekonomisini kurumsal açıdan güçlendirdi. IMF'ye olan borcun kapatılması, üretilen artı değerin büyük yatırımlara yönlendirilmesine imkan tanıdı. Türkiye'nin güvenli bir liman olarak öne çıkması da ülkeye yabancı sermayenin girişini mümkün kıldı. Türkiye'de stratejik sektörler üzerinden ekonominin yeniden yapılandırılması zorunluluğu varlığını sürdürmektedir. Eğitim reformu ve sosyal politika alt yapısı güçlü yeni bir stratejik sektör yaratılması gerekmekte. Bu başarılabildiği ölçüde 2002 sonrasında ekonomide yakalanan ivme bir üst aşamaya taşınabilir.
13 YILLIK BİRİKİME GÜVENİYORLAR
"CHP'nin ekonomik programı daha çok istihdam odaklı bir ekonomik büyümeyi öne çıkarmakta. İstihdama artışına dayalı bir gelir artışına bildirgede vurgu yapılmakta. Kamu bir taraftan harcama yolu ile istihdamı artıracak, aynı şekilde kapsamlı bir altyapı programını da finanse edecek. Bu politikanın fazlasıyla 2002 sonrasında elde edilen birikime dayandığı ve yapısal politikalara geçiş ile ilişkisi konusunda muğlaklıklar taşıdığı söylenebilir. Kısa vadeli kamu harcamalarına dayalı popülist bir politikanın yapısal bir dönüşümden çok enflasyonist bir süreci başlatma olasılığı daha güçlüdür.
HDP'nin seçim bildirgesinde "güvenceli yaşam ekonomisi" kavramı öne çıkartılmakta. Burada yine kamu harcamalarına dayalı bir sosyal politikaya vurgu yapılmaktadır. Ancak CHP'de istihdama dayalı ekonomik yapılanma HDP'de yerini doğrudan sosyal transfer harcamalarına bırakmakta. HDP'nin ekonomik vaatlerinin yine fazlasıyla 2002 sonrasında elde edilen birikimlerin harcanmasına dayandığını, Türkiye'nin ekonomide yapısal sorunlarına ilişkin bir öneri içermediğini belirtmemiz gerekir. MHP bildirgesinde CHP ve HDP kadar popülist bir söylem bulunmasa da 2015-2019 ve 2019-2023 yıllarını içeren iki aşamalı ekonomik politika konusunda çok genel ifadeler kullanılmaktadır"
Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl: VAATLERİ ZATEN YAPILDI
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi ve SETA uzmanı Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, 7 Haziran genel seçimi öncesi partilerin açıkladıkları bildirgede vaatlerin içeriği ve kaynağı konusunda mevcut iktidar ve iktidarda olmayan partiler arasında ciddi bir fark göze çarptığını belirtiyor. Prof. Karagöl, şunları söylüyor: "Bildirgelerde yer alan ekonomik vaatler incelendiğinde, AK Parti'nin 13 yıllık dönemde gerçekleştirdiği ekonomik reformlarla ve gösterdiği ekonomik başarıyla yetinmediği, yeni dönemi "ikinci atılım" dönemi olarak planladığı göze çarpıyor. Ekonomi bölümünün ağırlıklı olarak yapısal sorunların çözümüne ayrılması tam da bu ikinci atılım döneminin önündeki tüm engellerin kaldırılmasına yönelik. Bu yüzden AK Parti, 2023 yılı hedefleriyle uyumlu bir ekonomik yapının inşa edilmesi adına yapısal sorunların çözümünü ekonomi stratejisinin merkezine yerleştirmiştir. Özellikle "enerji bağımlılığının azaltılması ve kaynaklarının çeşitlendirilmesi, sanayi stratejisinin geliştirilmesi, Ar-Ge'ye daha fazla kaynak ayrılması, teknoloji ve yenilik geliştirme kapasitesinin artırılması, beşeri sermayenin etkin kullanılması" gibi başlıklara yer verilmiş olması ve bu başlıkların "Yapısal Dönüşüm Programı" ve "10. Kalkınma Planı" gibi ekonominin dönüşümünü içeren programlarda yer alması sorunun çözümüne yönelik kararlılığı göstermektedir. AK Parti seçim bildirgesinde yer alan her bir ekonomi başlığında 13 yıllık dönemde ne yapıldığı ve seçimden sonra neyin hedeflendiği, vaatlerin uygulanacağına yönelik inancı güçlendirmektedir.
BÜTÇEYİ KAYNAK YAPTILAR
CHP alt gelir grubunu ve emeklileri hedefleyen bir vaatler zinciriyle seçmenin karşısına çıktı. Sosyal yardımlar konusunda geçmişte çok farklı bir politika izleyen CHP, bu kez hem hâlihazırda uygulanan sosyal yardım programlarını vaatleri arasına aldı, hem de kaynağını açıklamadan "emekliye her yıl 2 maaş ikramiye" gibi vaatler öne sürdü. Buradaki sorun, sosyal harcamalardaki mevcut uygulamalardan haberdar olunmaması, aynı zamanda vaatlere "bütçe"nin kaynak gösterilmesi. CHP'nin özellikle ekonominin üretim kısmında yer alan faaliyetlerinin belirlenmiş eylem planları yerine yüzeysel ifadelerden oluşması da, yine inandırıcılık konusunda şüpheleri artırıyor. MHP'nin seçim beyannamesinde de borçluluğun ve işsizliğin azaltılması, sosyal yardımların arttırılması gibi söylemlere karşılık ekonominin üretim kısmıyla ilgili somut bir eylem planı görülmemekte. 13 yıllık dönemde birçok makroekonomik göstergede sağlanan başarı dikkate alındığında, hedeflerin yeterli olmadığı ve Türkiye'yi 2023 ekonomisine taşıyamayacağı görülmektedir. HDP'ye bakıldığında ise yine diğer iki parti gibi sosyal yardımların ön planda olduğu görülmekte. Muhalefet partilerinin vaatleri oldukça popülist ve sürdürülebilirlikten uzak.
Star
Uzman isimlere önce ekonomiyi sorduk, partilerin seçim beyannamelerini inceleyip yanıt verdiler: Muhalefet partileri, AK Parti hükümetinin 12 yılda ülkeye kazandıklarını harcamaktan öte bir şey vaat etmiyor. Bu, Türkiye ekonomisinin 2001 krizinden sonra elde ettiği sağlam yapısının kırılganlaşmasın neden olur. Muhalefet, vaat ettikleri sosyal yardım veya ekonomik modellerin zaten uygulandığından habersiz...
2023'TE İLK 10 ARASINDAYIZ
-Türkiye'yi dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi yapan AK Parti, 2023'e kadar ülkeyi dünyanın ilk on ülkesi arasına sokmayı hedefliyor. 23 yılında milli gelir 2 trilyon 64 milyar dolara, kişi başı yıllık gelirse 25 bin doları aşacak.
-Türkiye'de 13 yılda yüzde 415 artarak 949 TL olan asgari ücretin 2015 sonunda bin TL'yi aşması. Temmuz 2015'te, maaşı bin TL'nin altında olan emeklilere 100 TL zam yapılması....
-2002 yılında yüzde 65'lerde olan ve tek haneye düşürülen enflasyonun yüzde 5'in altına düşürülmesi.
-Üreticiye 2003-2014 yılları arasında 5 milyar 313 milyon TL mazot destekleme ödemesi yapılarak maliyetin yüzde 16'sı karşılandı, desteğin artırılarak devam ettirilmesi.
-Sosyal destek niteliğindeki transferlerin Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla'ya oranı 2 puan artırılarak yüzde 3'e çıkarılacak.
-İşsizlik oranının 2023 yılında yüzde 5'e indirilecek, istihdam oranı yüzde 50'ye yükseltilecek.
-Vergi politikası, ekonomik büyümeyi, yatırımı ve istihdamı destekleyecek ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasını sağlayacak şekilde gözden geçirilecek. Para politikası, finansal istikrarı da gözetecek ve fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekleyecek.
-TOKİ eliyle inşa edilen konut sayısı 1 milyona ulaşacak. TOKİ, yeni evli veya evlenecek yoksul çiftler için, Yuva Teşvik Konutu Programı başlatacak. Müracaat eden yeni evli yoksul çiftler, kendi aralarında çekecekleri kurayla 25 yıla varan vadelerle ucuz konut sahibi olacak.
-İlk defa istihdam edilen kadın ve gençler için işverenin ödeyeceği sosyal güvenlik primi 3 yıl alınmayacak.
-10. Kalkınma Planı doğrultusunda üretimde stratejik dönüşüm sağlanması.
CHP: TÜRKİYE'Yİ İLK 20'YE TAŞIYACAĞIZ
Asgari ücret, gelir vergisinden muaf tutularak bin 500 TL'ye çıkarılacak. Emeklilere Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye verilecek. Çiftçinin üretim amaçlı kullanacağı mazotun litresi bir buçuk TL'ye düşürülecek. Yıllık ortalama büyüme hızını % 6'ya çıkaracağız. İnsani gelişmişlik endeksinde Türkiye'yi ilk 20'ye taşıyacağız.
MHP: ŞEHİR İÇİ ULAŞIMA 100 LİRA VADETTİ
Asgari net ücret bin 400 liraya çıkarılacak. Ayrıca büyükşehirde yaşayan asgari ücretlilere ek 100 lira şehir içi ulaşım desteği verilecek, evi olmayan ailelere 250 TL kira yardımı yapılacak. Emeklilere, mart ve eylül aylarında bin 400'er lira olmak üzere yılda iki kez asgari ücret tutarında emekli destek ödeneği verilecek.
HDP: ASGARİ ÜCRET İÇİN KAYNAK VEREMEDİ
Askeri ücret ve en düşük emekli maaşı net bin 800 TL olacak. Küçük çiftçiye vergiden muaf mazot ve gübre verilecek. Her eve ayda 10 bin metreküp su, ayda 180 kW/h elektrik ücretsiz verilecek ve ısınma desteği sağlanacak. Maliyetler vergi sistemindeki düzenlemeler sonrasında toplumun üst sınıflarından yapılacak kaynak transferi ile sağlanacak.
Prof. Dr. Haluk Alkan: HAZIRA KONMAK İSTİYORLAR
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler öğretim üyesi ve Stratejik Düşünce Enstitüsü uzmanı Prof. Dr. Haluk Alkan, AK Parti, CHP, MHP ve HDP'nin seçim beyannamelerindeki ekonomik vaatlerini, dünyanın 17'nci büyük ekonomisi olan Türkiye'yi 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisine sokabilecek projeler ve vaat edilen modellerin gerçekleştirilebilirliği açısından ele aldı. Prof. Alkan, şunları söylüyor: "Türkiye ekonomisinin yapısal sorunu, üretim yapısının stratejik bir sektöre ya da kaynağa dayanmaması. Üretim daha çok ara mamul ithalatına dayalı ve bu durum ithalatın da artmasına neden oluyor. Enerjide dışa bağımlılık, döviz kuru ve uluslararası piyasalarda enerji fiyatlarındaki değişime duyarlı bir ekonomik yapı ortaya çıkarıyor. Bu duruma siyasi istikrarsızlık eklendiğinde krizler karşısında son derece dirençsiz bir ekonomi ile karşı karşıya kalınıyor. 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz, bu yapısal sorunların bir sonucuydu. Güven ve yeniden yapılanma şart. Bu krizden alınan dersler ve 2002 sonrasında yakalanan siyasi istikrar Türkiye'nin kırılgan ekonomisini kurumsal açıdan güçlendirdi. IMF'ye olan borcun kapatılması, üretilen artı değerin büyük yatırımlara yönlendirilmesine imkan tanıdı. Türkiye'nin güvenli bir liman olarak öne çıkması da ülkeye yabancı sermayenin girişini mümkün kıldı. Türkiye'de stratejik sektörler üzerinden ekonominin yeniden yapılandırılması zorunluluğu varlığını sürdürmektedir. Eğitim reformu ve sosyal politika alt yapısı güçlü yeni bir stratejik sektör yaratılması gerekmekte. Bu başarılabildiği ölçüde 2002 sonrasında ekonomide yakalanan ivme bir üst aşamaya taşınabilir.
13 YILLIK BİRİKİME GÜVENİYORLAR
"CHP'nin ekonomik programı daha çok istihdam odaklı bir ekonomik büyümeyi öne çıkarmakta. İstihdama artışına dayalı bir gelir artışına bildirgede vurgu yapılmakta. Kamu bir taraftan harcama yolu ile istihdamı artıracak, aynı şekilde kapsamlı bir altyapı programını da finanse edecek. Bu politikanın fazlasıyla 2002 sonrasında elde edilen birikime dayandığı ve yapısal politikalara geçiş ile ilişkisi konusunda muğlaklıklar taşıdığı söylenebilir. Kısa vadeli kamu harcamalarına dayalı popülist bir politikanın yapısal bir dönüşümden çok enflasyonist bir süreci başlatma olasılığı daha güçlüdür.
HDP'nin seçim bildirgesinde "güvenceli yaşam ekonomisi" kavramı öne çıkartılmakta. Burada yine kamu harcamalarına dayalı bir sosyal politikaya vurgu yapılmaktadır. Ancak CHP'de istihdama dayalı ekonomik yapılanma HDP'de yerini doğrudan sosyal transfer harcamalarına bırakmakta. HDP'nin ekonomik vaatlerinin yine fazlasıyla 2002 sonrasında elde edilen birikimlerin harcanmasına dayandığını, Türkiye'nin ekonomide yapısal sorunlarına ilişkin bir öneri içermediğini belirtmemiz gerekir. MHP bildirgesinde CHP ve HDP kadar popülist bir söylem bulunmasa da 2015-2019 ve 2019-2023 yıllarını içeren iki aşamalı ekonomik politika konusunda çok genel ifadeler kullanılmaktadır"
Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl: VAATLERİ ZATEN YAPILDI
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi ve SETA uzmanı Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, 7 Haziran genel seçimi öncesi partilerin açıkladıkları bildirgede vaatlerin içeriği ve kaynağı konusunda mevcut iktidar ve iktidarda olmayan partiler arasında ciddi bir fark göze çarptığını belirtiyor. Prof. Karagöl, şunları söylüyor: "Bildirgelerde yer alan ekonomik vaatler incelendiğinde, AK Parti'nin 13 yıllık dönemde gerçekleştirdiği ekonomik reformlarla ve gösterdiği ekonomik başarıyla yetinmediği, yeni dönemi "ikinci atılım" dönemi olarak planladığı göze çarpıyor. Ekonomi bölümünün ağırlıklı olarak yapısal sorunların çözümüne ayrılması tam da bu ikinci atılım döneminin önündeki tüm engellerin kaldırılmasına yönelik. Bu yüzden AK Parti, 2023 yılı hedefleriyle uyumlu bir ekonomik yapının inşa edilmesi adına yapısal sorunların çözümünü ekonomi stratejisinin merkezine yerleştirmiştir. Özellikle "enerji bağımlılığının azaltılması ve kaynaklarının çeşitlendirilmesi, sanayi stratejisinin geliştirilmesi, Ar-Ge'ye daha fazla kaynak ayrılması, teknoloji ve yenilik geliştirme kapasitesinin artırılması, beşeri sermayenin etkin kullanılması" gibi başlıklara yer verilmiş olması ve bu başlıkların "Yapısal Dönüşüm Programı" ve "10. Kalkınma Planı" gibi ekonominin dönüşümünü içeren programlarda yer alması sorunun çözümüne yönelik kararlılığı göstermektedir. AK Parti seçim bildirgesinde yer alan her bir ekonomi başlığında 13 yıllık dönemde ne yapıldığı ve seçimden sonra neyin hedeflendiği, vaatlerin uygulanacağına yönelik inancı güçlendirmektedir.
BÜTÇEYİ KAYNAK YAPTILAR
CHP alt gelir grubunu ve emeklileri hedefleyen bir vaatler zinciriyle seçmenin karşısına çıktı. Sosyal yardımlar konusunda geçmişte çok farklı bir politika izleyen CHP, bu kez hem hâlihazırda uygulanan sosyal yardım programlarını vaatleri arasına aldı, hem de kaynağını açıklamadan "emekliye her yıl 2 maaş ikramiye" gibi vaatler öne sürdü. Buradaki sorun, sosyal harcamalardaki mevcut uygulamalardan haberdar olunmaması, aynı zamanda vaatlere "bütçe"nin kaynak gösterilmesi. CHP'nin özellikle ekonominin üretim kısmında yer alan faaliyetlerinin belirlenmiş eylem planları yerine yüzeysel ifadelerden oluşması da, yine inandırıcılık konusunda şüpheleri artırıyor. MHP'nin seçim beyannamesinde de borçluluğun ve işsizliğin azaltılması, sosyal yardımların arttırılması gibi söylemlere karşılık ekonominin üretim kısmıyla ilgili somut bir eylem planı görülmemekte. 13 yıllık dönemde birçok makroekonomik göstergede sağlanan başarı dikkate alındığında, hedeflerin yeterli olmadığı ve Türkiye'yi 2023 ekonomisine taşıyamayacağı görülmektedir. HDP'ye bakıldığında ise yine diğer iki parti gibi sosyal yardımların ön planda olduğu görülmekte. Muhalefet partilerinin vaatleri oldukça popülist ve sürdürülebilirlikten uzak.
Star
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN