TANAP projesinde imzalar atıldı

BOTAŞ, SOCAR ve BP'nin imzaladığı 'TANAP Projesi Ortaklar Anlaşması'nın imza töreni Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, BOTAŞ Genel Müdür Vekili Mehmet Konuk, BP Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye Bölge Başkanı Gordon Birell, SOCAR Yönetim Kurulu Başkanı Rovnag Abdullayev ve TANAP Genel Müdürü Saltuk Düzyol'un katılımıyla gerçekleşti. Bakanlıkta gerçekleşen imza töreninin ardından Bakan Yıldız, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Rusya ile görüşülen Türk Akımı projesinin TANAP'a rakip olup olamayacağını sorması üzerine Yıldız, 'Türkiye'nin kabiliyetleri birçok projeyi bir arada gerçekleştirmeye dönüktür. Türkiye Irak ile Kerkük-Yumurtalık ham petrol boru hattını daha büyük kapasiteyle işletmeye çalışırken, aynı zamanda TANAP Projesi'ni de geçekleştirmek üzere bulunmaktadır' diye konuştu.

'TANAP BİZİM ÖZ VARLIĞIMIZDIR'
Güney Akım'da önemli bir gelişme olduğunu ifade eden Yıldız, şöyle konuştu:

'Aralık ayında Bulgaristan'ın Güney Akım'ın geçişiyle alakalı izni durduğunu açıklamasından sonra Sayın Putin'in Türkiye ziyaretiyle beraber bu projede Trakya'dan geçip geçemeyecekleri bize soruldu. Biz yalnızca Türkiye'nin değil, aynı zamanda AB'nin her ne kadar enerji şartı, enerji başlığı açılmıyor olsa da bununla alakalı pozitif tutumumuzu değiştirmediğimizi ve projeye sıcak baktığımızı söylemiştik. Bize soruyorlar acaba Türk Akımı TANAP'a mani mi diye? Hayır, biz TANAP'ın ortağıyız ve yüzde 30 hissemiz var. Aynı şekilde Şah Denizi'nde 468 kilometrekarelik bir alanda yine hisselerimizi arttırdık. O yüzden TANAP bizim elimize doğan ve bizim elimizde büyüyen çocuğumuz mesafesindedir. TANAP bizim öz varlığımızdır. O yüzden bizim onunla alakalı bir rekabet oluşturma diye bir siyasetimiz söz konusu olmaz. Rusya Federasyonu'nun da AB ile alakalı geliştirmek istediği proje Türkiye'nin Trakya kısmında önümüzdeki süreçte müzakere edilerek bir noktaya vardırılacaktır.'



'NABUCCO'NUN GERÇEKLEŞMEMESİYLE ALAKALI KAYBEDEN KUZEY AVRUPA ÜLKELERİ OLMUŞTUR'
TANAP'tan önce planlanan Nabucco Projesi'nin gerçekleştirilememesinin nedeninin sorulması üzerine Bakan Yıldız, 'Burada kaybeden Türkiye değildir, kazanan Türkiye'dir. Ama Nabucco'nun gerçekleşmemesiyle alakalı kaybeden Kuzey Avrupa ülkeleri olmuştur. Şuanda gerçekleştirdiğimiz TANAP Projesi bunun yerini fevkalade şekilde almıştır' değerlendirmesinde bulundu.

'O PROJENİN MUTLAKA GELİŞTİRİLMESİ LAZIM'
Dün hem Katar Emiri hem de Macaristan Cumhurbaşkanının konuk olduğunu hatırlatan Yıldız, her ikisiyle de detaylı görüşme imkanına sahip olduğunu ifade etti. Katar Emiri ile Afşin-Elbistan ile ilgili verecekleri teklif üzerinde konuştuklarını belirten Bakan Yıldız, "Bir müzakere süreci içeriyor. O projenin mutlaka geliştirilmesi lazım. Bir yandan ham petrol, bir yandan doğalgaz derken bir yandan da yerli kömürle alakalı projeleri geliştiriyor olmamız lazım" diye konuştu.
Macaristan Cumhurbaşkanı Ader ile de kendilerinin doğal tedariki ile alakalı görüştüklerini kaydeden Yıldız, "Macaristan, Yunanistan, Makedonya ve Sırbistan üzerinden doğalgaz almak istediklerini söylediler. Dün bu gazın tedarikiyle alakalı detaylıca konuşuldu. Macaristan'ın bu manada istekli olduğundan bahsedildi. Sayın Macaristan Cumhurbaşkanı'nın da 'Bundan sonraki girişimleri beraberce takip edelim' dediği bir süreci yaşadık" şeklinde konuştu.

'17 ARALIK SÜRECİ BAŞARILI OLSAYDI'
17 Aralık'a vurgu yaptığı hatırlatılarak, 17 Aralık'ta enerji projelerine müdahalesini ve bu kapsamda sabotajların beklenip beklemediği sorusu üzerine Bakan Yıldız, şunları söyledi:

"17 Aralık'ın temel gerekçesini yalnızca enerji sektörüne bağlamak doğru olmaz ama enerji sektöründeki gelişmeler, yatırımlar 17 Aralık sürecinin gerekçelerinden bir tanesidir. Siz burada iş yapan bir kısım bakanları, bir kısım bürokratları İran ajanlığıyla suçlayacaksınız, ondan sonra da bu tür projelerin gerçekleşmesini bekleyeceksiniz. 17 Aralık süreci başarılı olsaydı ben o gün dediğim gibi bu yatırım kararının alınmasından dolayı yine hep beraber Bakü'de idik. Bedenim orada ama zihnim tamamen buradaydı. Açıkça söylüyorum 17 Aralık süreci siyaseten Türkiye'de siyasi istikrarı çökertmeye, bitirmeye dönük olan bu gayretler başarılı olsaydı bugün TANAP'tan ve buradaki imza töreninden bahsedemiyor olacaktık. Bunun hiç ikilemi falan yok. Hiç tereddüdü yok. Bütün bu projenin arkasındaki temel güç bizim siyasi istikrardan aldığımız ve onun sürdürülebilir oluşuna olan inancımızdan kaynaklanıyor. Başka türlü siyasi istikrar olmasın, ben enerji sektöründe acayip işler yaparım yok böyle bir şey. Hiçbir sektörün mutlak değer büyüklüğü, o ülkenin siyasi istikrarından daha büyük değil. O yüzden siyasi istikrara sahip çıkmak yalnızca iktidar partisinin değil, aynı zamanda muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin, akademisyenlerinin, sanat dünyasının, hatta paralel yapının da sorunudur. Onlar siyasi istikrara tehdit oluşturdukça biz bu kararlılığımızdan herhangi bir ödün ve taviz vermeyeceğiz. Bu çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğiyle alakalı bir husustur, bu manada herhangi bir taviz vermemiz söz konusu değildir. Kendini iyi niyetli olarak o paralel yapının içerisinde hissedenler, bu gerçekleri önümüzdeki süreçte daha fazla görecekler. O yüzden biz yolumuza devam edeceğiz. Biz bu projelere devam edeceğiz. Türkiye'nin bölgesiyle beraber ilerlemesi, gelişmesi ve büyümesi hep beraber sağlanmış olacak.'